1892 Yılı Gülnar, Anamur ve Ermenek Kazaları Raporu

3
1892 Yılı Gülnar

1892 Yılı Gülnar, Anamur ve Ermenek Kazaları Raporu

1892 yılında İçel Mutasarrıfı İbrahim Behçet Paşa, mahsullerden alınan verginin ihalesi (mahsulat-ı öşriyye) sebebiyle İçel Sancak’ının kazalarından Gülnar, Anamur ve Ermenek’e iki ay altı günlük bir teftiş gezisi yapmış ve tuttuğu raporu 7 Eylül 1892 tarihinde padişaha sunmuştur. Rapor meclis-i Vükeladan Ahmet Cevdet Paşa başkanlığında kurulan üç kişilik bir komisyona havale edilmiştir.
Komisyonun diğer üyeleri Miralay Hüseyin Hüsnü bin Ali ve Mirliva Ziya Şefik’tir. Bu rapor bir görevlendirme ile mi yoksa İbrahim Behçet Paşa’nın böyle bir rapor hazırlamayı kendi mi görev olarak gördüğü belli değildir.

Osmanlı arşivleri Y.MTV. 00068.00031.002 numaralı Rapor bugünkü Türkçeyle şöyledir.
İçel Kazasına bağlı olan yerlerden denetlenmiş olan Gülnar, Anamur, Ermenek Kazalarını devre vesile olmak üzere sene içindeki mahsullerin vergisinin müzayede ve ihalesi üstüne alınarak Gülnar ve Anamur ve en sonra Ermenek kazalarına erişilerek ve iki ay altı gün zarfında müzayede ve ihale emri yerine getirilerek geri dönülmüştür.
Bunlardan Gülnar ve Anamur kazaları ziraat tarlalarının büyük bir kısmı güneyden Akdeniz
sahillerinde bulunduğundan yağmura şiddetle ihtiyacı bulunduğu bahar mevsiminde Yüce Allah’ın hikmeti yağmurun az olması, ziraatın meydana gelme nimetinden mahrumiyetini netice verdiği gibi,

Ermenek Kazası Anamur ve Gülnar’ın kuzey semtinde olan ve yaylada bulunmasıyla beraber arazisinin her tarafını akan su ile suya doyması mümkün ve bunun üzerine Allah’ın rahmeti zamanında çok yağması cihetiyle feyz ve bereket ahaliyi mecbur şükür ve hamd içinde bırakmışsa da yazık ki dışarıya çıkarmak için nakliyat yolu ve araçlarla sevk etme imkânı olmadığından eski mahsuller ile ambarlar ağzına kadar dolu olarak kalmış ve bu hal sene içinde vergisinin alınması ve müzayedesinde haylice etki göstermiş ise de yine padişahımızın başarıları sayesinde icra edilen teşvikler ile nisap ve bedel layığını bularak Hazine Başkanlığınca yararlı bir surette ihale olunmuştur.

İçel Kazası doğudan Mersin, kuzeyinde Karaman, batı da Alanya ve Hadim kazalarıyla ve güney de Akdeniz ile sınırlı ve bitişik yüksek dağlarla kapalıdır. Ermenek Kazasına bağlı olan yerlerle beraber diğer kazalar ahalisinin büyük kısmı ziraat ve çiftçilikle evlerinde sabit olarak günlerin geçmesi ve Gülnar ve Anamur’un Selendi Nahiyesi ahalisinin az miktarı vergileri bulundukları cihetle ilkbaharda bulundukları yerden hareke geçip ve yedi sekiz ay kadar on beşten otuz saat mesafeye kadar uzaklaştıktan sonra sonbaharda kışlıklarına yine yavaş yavaş dönüp gelirler. Genellikle arazisinin verimliliği yeterli miktarda bulunduğundan pirinç ve arpa, buğday, susam, koza gibi zahireler ve hububat yetiştirmekte ve milyonlarca harabe zeytin ve üzüm ağaçlarıyla palamut çam ladin ve benzeri çeşitler ve gayet geniş ormanlar görülmekte. Bu göçebe aşiretlerin davar, koyun, keçi, inek ve öküz
gibi hayvanları vardır ve güzel yağ, peynir meydana gelmekte ise de gerek kazaların birbirleriyle gerek de başka yerlerle görüşüp, kaynaşmaları ve ürünlerin dışarıya çıkartılmasının kolaylaştırılması, mahsul ve eşyalarının gönderilmesi için geçiş yolunun olmayışı engeliyle çiftçiler bir senin mahsulünü gelecek senede bile sarf edemediğinden, hayli arazi, senelerce bomboş kalmakta ve İçel halkının devamlı bir yoksulluk içinde yaşamı göze çarpar. Bu durumda tüccar da yetişmemektedir. Gerçi Gülnar Kazasının ortasından geçirilerek Silifke’ye kadar olmak üzere, bundan yedi sekiz sene önce,
Ermenek Kasabasından şose bir yolun yapımına başlanmış ve Ermenek’ten Silifke’ye üç saat mesafede olan Balandız (bugünkü ismi Gümüşlü ’dür, Mersin ili Silifke ilçesine bağlı bir dağ köyüdür) isimli mahalleye kadar inşa edilmiş olduğu halde geriye kalan o az kısmın yapılmasına yardım ve gayret olunamayarak, arabanın gidip gelememesi ve bu vesile ile ara sıra tamir olunamaması nice zorluklar ve zahmetlerle bin türlü arızalar. Toprak ve taşların arasından geçirilen otuz beş saat uzunluğunda ki yolun ve yüze yakın köprünün harabe ve yıkılıp toprak olmasına başlı başına sebep olmuştur. Adı geçen yolun en fazla geçiş zorluğu olan yeri Silifke sınırında olan
Ermenek ve Gülnar sırını ayıran ve tahmin üzere beş yüz metre derinliğinde bulunan “Erik Deresi” içinden geçen kısımdır. Bunun üzerine üç bine yakın haneyi toplayan Ermenek Kasabasıyla sancak
merkezini birbirine bağlamak için bu kadar fedakârlıklardan oluşmuş bir yolun böyle perişan halde kalması gelip geçerken yolculara ziyade zorluk vereceğinden başka biraz zaman daha tamir edilmeyecek olursa bütün bütün gayb ve yok olacağı şüphesizdir.

Anamur Kazasının tüm cihetleri ile kendine uygun adından dolayı merkez kaza olan Çorak
İskelesinden Ermenek’e ve Ermenek halkından Karaman’a bir şose yolunun inşası için müsaade elde etmek arzusunda bulunmuşlarsa da Anamur ve Gülnar Kazasının, merkeze karşı fen dairesinde apılmış henüz bir yolu bulunmadığından, bulunan isteğin acilen yerine getirilmesi, adı geçen Çorak İskelesinden başlamak ile deniz sahilinden on iki saat mesafede bulunan Gülnar’ın hükümet merkezi olan Gilendire İskelesine kadar bir yol açılması ve inşasına muhtaç bulunduğuna dair verilmiş cevap son derece istekli olarak kabul edilmiştir.

Anamur’un işbu teklif edilen merkez yolunu Gilendire ’ye (1965 yılında da Aydıncık adı verilir) ve Gülnar halkı da Gilendire Limanından Silifke sınırına kadar inşa etmesi zorunlu kanun altında bulunduğu açık ve fakat Anamur ve Ermenek halkının isteğiyle Çorak İskelesinden Ermenek’e ve Ermenek’ten Karaman’a kadar olmak şartıyla düzenlenmiş şose yol mevkilerine gösterdiği lüzum ve ihtiyacın şiddetli derecede ihtiyaç olduğu inkâr edilemez. Bunun üzerine padişahımız efendimizin idaresinde bulunan memleketlerden haberdar olduğu, merhamet ve teşekkürler görülmekte olan ilim ışığında ve güzel eserler ve yükselmenin henüz bu merkez dâhiline girememesi mutlaka yollarının olmamasındandır.
Bu değersiz görüşlerimin hepsinden yol ihtiyacı kadar önemli ve belki ondan özenli bir şey daha vardır ki hatırlanması ve işitilmesi gerçekten genel bir üzüntü olduğundan, bunun padişahımız efendimizin yüce huzuruna arz ve hikâyesinden meydana gelen sebeplerin giderilmesi daha önemli idiyse de ne çare ki engel olan araçların yeterli derecede bulunmaması üzüntü oluşturan hallerin arz ve beyanına zorunlu kılmıştır.
Şöyle ki Anamur Kazasına bağlı Selendi Nahiyesi (Gazipaşa) halkı on beş bini aşkın nüfusu
bulunduğu halde içlerinde, dini meseleleri ve İslam dinini yükümlülüklerini ve Peygamber
Efendimizin güzel ahlakını ve edepli insan olmayı öğretecek kimse bulunmadığından adeta bir cahillik ve tam bir dalalet çıkmazında kalmıştırlar. Allah muhafaza, insanlar kan dökmek ırza geçmek gibi günahların Dünya ve ahiret cezalarını görmedikleri için aralarında bir adet haline gelmiştir, normalleşmiştir. Hele içlerinden Güney Bahşişi ve adı geçen kazaya bağlı Tekkeli Bahşişi adıyla bilinen vahşi aşiretler, göçebe olarak şurada burada vakit geçirip ve mevsimine göre Anamur, Ermenek, Gülnar, Karaman kazalarının, ulaşılması zor, korunaklı yerlerine yayılarak, fırsat buldukça itaat eden halka zarar vermektedirler. Bu zararlı kişilerin itaat dairesinden çıktığı zamandan beri, ortaya çıkan ayıpları arz edilemez ve sayılamaz mertebelerine varmıştır. Cümleden içinde bulunan yılın başında dahi güney bahşişlerinin beyan memurlarından gizledikleri hayvanların açığa çıkması ve vergilerinin alınması için Anamur kazası hükümetinden üzerlerine giden memurlar ile gözetimlerinde
ki zaptiye ve yardımcı olan halka karşı isyan ilan edip ve silaha sarılarak o sırada ortaya çıkan şiddetli hücumlarda subaylarla yardıma gelen halktan birçoğu yaralanıp ve biri suda boğulup kaybolmuş ve bu
üzüntülü haber merkez livaya aks eder etmez vilayet tarafından gönderilen yeterli miktarda atlı asker ile beraber sancakça bir izleme kolu hazırlanmış ve tabur ağası ve adliye başsavcı vekili olay mahalline sevk edilerek padişahımız efendimiz mülklerinde adı geçen isyankârların birçoğu yakalanmıştır.

Bunlar bu mertebe isyan etmelerine meydan veren sebeplere gelince: Merkez sancağa Anamur Kazası otuz, Selendi Nahiyesi elli saat mesafe uzaklıktadır. Ve gayet sarp ve uç bir mahalde bulunuyor. Dörde katlama hesabıyla adı geçen kaza ve nahiye sınırı iki yüz saati aşkın ve ziyadesiyle dağınık bulunmasından ve bağlı oldukları hükümet kendilerini memleketten çıkarma ve terbiye edecek kadar subay kuvvetine sahip olamamasından istifade ediyorlar. Mesela adı geçen kabile fertlerinden birinin asker veya suçlu veyahut devlete ait araziye borçlu olmasından dolayı üzerine sevk olunan zaptiyeleri
yanlarına bir türlü yaklaştırmamışlar ve zaptiyeler eli boş olarak merkez hükümete gelmiş ve şikâyet etmişler ve bunun üzerine yanlarına, kazanın topu topu yedi erden ibaret olan atlı askerileri ile tekrar üzerlerine hareket ederler. İstenilen kişi ise orada ikametini kendince doğru görmeyerek ya evvelce firar etmiş bulunur veyahut itaatsizlik de kendine ortak olan komşularını, kadınlara varıncaya kadar silahlandırarak zaptiyelerin gelmesini bekleyerek pusuya yatmayı karar etmiştir.

İşte bu gibi hoşnut olunmayan hallerin vaktiyle önlenmesinde süratli olunmamasından dolayı adı geçen aşiret hadsizlikle şımardığından, şimdi kazanın vergileri ve devletin ödeneklerini çok noksan olmuş, insanları öldürmek ve ırzlarına geçmek çirkin işler ve büyük cinayetlerin çeşitleri çoğalmış olduğundan buna cesaret edenlerini ve asker kaçaklarının yakalanması acil derecesine varmıştır.
Bunların hallerinin düzeltmek ve mahalli hükümetten istenilen yerde dönmeyi temin etmek için edinilmesi gerekli olan tedbirlerin başlıcası, gereği kadar ilkokul açılmasıyla gide gide adı geçen halkın bilgisizlikleri giderilerek hükümetin güç ve kuvveti olan askeriyenin yeterli seviyeye ulaştırılması hükmüdür.

İçel oldukça büyük bir sancak bulunduğu halde, zaptiye taburunu yetmiş üç piyade ile yetmiş beş atlı askerden oluşuyor. Bunlardan yirmi sekizi belde ile yirmi beş bin yedi yüz elli sekiz toplam nüfus Ermenek’te, on dokuzu yirmi üç bin yedi yüz otuz dokuz nüfusu bulunan Anamur’da ve on dokuzu on yedi bin beş yüz altmış nüfusu olan Gülnar’da ve yine on dokuzu on iki bin sekiz yüz on dokuz nüfusu olan Mut kazasında ve altmış asker de merkez sancakta ve bağlı beldelerde bulunuyor.

Yukarıda söz edilen personel, yerce ve nüfus sayısınca büyüklüğü bulunan İçel gibi taşlık yer ve yolları noksan bir merkeze doğal olarak yeterli sayıda olmadığından taburun mürettebatı yeterli sayıya ulaştırılarak atlı asker sınıfından on beşi ayrılarak Selendi Beldesi Müdüriyeti beraberine ve yirmi beşi Anamur ve onu Ermenek, beşer neferi de Gülnar ve Mut Kazalarının mevcuduna ek edilir ve başlarında uygun ve gayretli komutan bulundurulur ise bunlar için Hazine Başkanlığı’nın ayıracağı masraf, yalnız bir güney Bahşişi ve Tekeli aşiretlerinin her sene zimmetlerinde kalıp çürümekte olan kazanç ve emlak vergisinin bol bol karşılayacağı gibi devlet ödeneğinin çoğalması ve seneden seneye tahsilini ve birçok kura ve redif bakayalarını, katil ve büyük cinayet firarilerinin yakalanmasını ve
henüz kayıt altına alınmadığı düşünülen haylice gizlenen nüfusun meydana çıkmasını sağlayacaktır.
Özetle, şimdi ve gelecekte sayısız faydaları ve güzellikleri gerektireceği ve bu durum iki yıl içinde aşiret mensupları üzerinde kötü adet ve ahlakı değiştirmelerine etkili olarak dini ve medeni tavsiye, emir ve tebliğlere uymalarını sağlayacağı açıktır. Bu hususta bilgilendirilen padişahımızın en hızlı şekilde bir fermanla konuyu icraya koymasını yüce makamından bekliyoruz

İçil Sancağı Mutasarrıfı Kulları Behçet bin İbrahim nam

Ahmet Cevdet Paşa başkanlığında kurulan komisyona B.O.A Y MTV.00068.00031.004 nolu belgeye göre bir özet yaparak karar merciine tavsiyede bulunmuşlardır. Bu belgenin orijinali ve ayrıntıları aşağıda verilmiştir.

İçil mutasarrıflığının komisyon çâkerânemize havâle buyurulan lâyihası üç mese’leden bahsi diyor ki yolların tanzîmi ve ba‘zı mahallerde mekâtib-i ibtidâ’iyye küşâdı ve zabtiyesinin tezyîdi husûslarıdır
İçil Sancağı sâhil-i deryâda vâki‘ ve arka tarafı mürtefi‘ ve eyyâm-ı şitâda mesdûd cibâl-i müteselsile ile mahdûd ve i‘mâra müste‘id bir tulânî sancak olub yollarının tesviyesiyle i‘mârına yol açılması elzem olduğundan hemân îfâ-yı muktezâsına mübâderet olunması husûsunun Nâfi‘a Nezâret-i Celîlesine havâlesi muvâfık-ı hâl ve maslahat olur
Lâzım gelen mahallerinde mekâtib-i ibtidâ’iyye küşâdıyla ahâlîsinin cehâletden kurtarılmaları dahi ehemm olmağla burasının da ma‘ârif-i umûmiye nezâretine ihâlesi îcâb-i hâl ve maslahatdan görünüyor.
Zabtiyenin tezyîdi bahsine gelince lâyiha-ı mezkûre mündericâtına nazaran İçil Zabtiyesinin tertîbi ve mevâkı‘a taksîmi nizâm-ı mevzû‘una muvâfık olmadığından zammı istenilen neferâtı öyle intizâmsız olarak ilâveden ise mevcûdu tanzîm olunub da ona göre zammı lâzım gelürse îcâbı düşünülmek üzre süvârî ve piyadesinin neferât ve zâbıtânı ve mevâki‘ istihdâmları başka başka ve takım takım gösterilerek bir mantazam cedvelinin celbine lüzûm görülmekle ol-bâbda emr ü fermân hazret-i veliyü’l-emrindir fî 7 Rebî‘ü’l-evvel sene 1310 ve 16 Eylül 1308.

Yâver-Cenâb-ı şehr-i yârîlik Mîralây Kulları Hüseyin Hüsnü bin Ali, Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye
Birinci Şu‘be Müdîri Mîr-lîvâ kulları Ziyâ Şefik, Meclis-i Vükelâ Me’mûr Kulları Ahmed Cevdet.

Belgenin Tercümesi
İçil Kaymakamlığının komisyonuna havale buyurulan tasarı üç meseleden bahis ediliyor ki: yolların düzeltilmesi ve bazı mahallerde ilkokul açılması ve mevcut zaptiye sayısının arttırılması hususlarıdır. İçil Kazası sahilde olan ve arka tarafı yüksek ve kış mevsiminde set olunmuş dağlar ile sınır ve imar edilmesi gereken, uzunlamasına bir kaza olup, yollarının tesviyesiyle imarı için yol açılması gerekli olduğundan hemen suretle işin yapılması hususunun Bayındırlık Bakanlığı Başkanlığına havalesi uygun hal ve iş olur.
Lazım gelen mahallerinde ilkokul açılmasıyla insanların cehaletten kurtarılmaları dahi önemli olmasıyla bu meselenin Eğitim Bakanlığına ihalesi gerekli hal ve işten görünüyor.
Zaptiyenin çoğaltılması bahsine gelince, adı geçen tasarı içeriğine bakılarak içil zaptiyesinin
düzenlenmesi ve dağıtılması düzen konusuna uygun olmadığından arttırılması istenilen askerler öyle düzensiz olarak ilavedense, mevcudu düzenlenmiş olunup da ona göre artırılması lazım gelirse gereği düşünülmek üzere atlı ve yayasının erler ve subayları ve mevkilere yerleştirilmeleri başka başka ve takım takım gösterilerek bir düzenlenmiş cetvelinin toplanılması gerekli görülmekle o hususta emir ve ferman emir sahibi olan kimsenindir fî 7 Eylül 1892. Miralay Hüseyin Hüsnü bin Ali
Mirliva kulları Ziya Şefik
Meclis-i Vükelâ Me’mûr Ahmet Cevdet.

Benim tespitlerime göre İbrahim Behçet Paşa iki yıl İçel mutasarrıflığı yapmıştır. Bu rapora konu olan gezisi 66 gün sürmüş. Rapor ayrıntıdan uzak genel ifadeler içermektedir. Ana konular yol yapılması, ilkokul açmak (sadece selendi için) bir de güvenlik güçlerinin artırılması, göçerlerin kontrol edilmesidir.
1892 yılında güvenlik gücü olarak 25758 toplam nüfus Ermenek’te yirmi sekiz zaptiye, 23739 nüfusu bulunan Anamur’da on dokuz zaptiye ve 17560 nüfusu olan Gülnar’da on dokuz zaptiye vücuttu. Yine arşiv belgelerinde Osmanlının son dönemlerinde eşkıyalığın bölgede gittikçe arttığını görürüz.
Bu rapordaki tavsiyelerin de o yıllarda yapıldığına/yapılabildiğine kanaatim yok.

Sabri Özen / Mart 2021
 

3 YORUMLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz