TAŞELİ SULARI
Taşeli suları denilince ilk akla gelen Göksu ve kolları gelir. Göksu’yun kolları devasa bir cevizin dalları gibi Orta Torosların derin vadilerini yararak, kuzey batıdan güney doğuya doğru aşarak Silifke’de denize ulaşır. Göksu’yun iki önemli ana kolu vardır, birisi Bozkır, Hadim ve Taşkent dağlarından kaynaklarını alarak Taşeli Platosu’nun kuzeyinden Konya- Karaman sınırları içinden geçerek Mersin il sınırları içene girer. Mut’ta Suçatı denilen yerde, güneyden gelen Ermenek Çayı ile birleşerek yoluna devam eder ve Silifke’de denize dökülür. Mut’ta Suçatı’nın bulunduğu geniş taban araziye Mut Oluğu da denir, burası Türkiye’nin en sıcak yerlerinden biridir.
Göksu nehrini, kuzey kolunda Bozkır-Hadim topraklarından kaynağını alan suyun Bozkır ve Bağbaşı’ndaki (Eğitse) bir barajlarda toplanarak Mavi Tünel kanalı ile Konya Ovası’na aktarıldığı ve Konya Ovası Projelerinden ( KOP ) biri olduğu biliniyor. Bu kolun güneye doğru devamında Taşkent ‘in sularının toplandığı yerin alt kısmında Avşar Barajı da Mavi Tünel kanalı ile KOP kapsamında suyunu Ova’ya aktarıyor. Hadim suları ile Taşkent sularının birleşmesinden sonra daha aşağıda Karaman toprakları içinde kalan Bucakkışla Barajı elektrik üretme amaçlı kurulan barajlardır. Bu barajlarla birlikte Göksu’yun bu bölümünde küçük su kaynakları üzerinde sulama amaçlı çok sayıda göletlerde yapılmıştır. Göletler, eski tip el yapımı havuzların yerini alan iş makineleri ile derenleştirilip büyülten, beton duvarlarla çevresi tutulan havuza göre daha büyükçe su havuzlarıdır.
Göksu’yun güney kolu üzerinde ilk yapılan baraj Mut-Gülnar sınırları içinde kalan, elektrik üretme amaçlı Gezende Barajı’dır. Bu baraja Ermenek-Mut yolu güzergâhından bakıldığında ormanlıklar içinde geçerken barajın Turkuaz mavisini alan rengini hayranlıkla görüp izleyebilirsiniz.
Ermenek Çayı’nın yollar yapılmadan, motorlu taşıtlar olmadan önceki en önemli işlevi, Ermenek ormanlarından kereste amaçlı kesilen ağaçların tomruklarını su gücü ile yüzdürülerek Silifke’de denize indirilmesi işlevi idi. Günümüzde,Gezende Barajı’nın çok yukarısında Ermenek Çayı üzerine yapılan Ermenek Barajı’nı görürüz. Ermenek Baraj Gölü Türkiye’nin alan bakımından dördüncü büyük baraj gölüdür. Yükseklerden bakılınca Antalya’nın Kaş kıyılarını anımsatır. Yeşil doğa ile gökyüzü mavisi açık havalarda suyun özgün rengiyle /Türkuaz ( turkuaz ) yeşili ile büründüğünü görürsünüz.
Ermenek Ç ayı’nın bir kolu olan Balkusan Deresi üzerinde özel sektör tarafından yapılıp işletilen enerji üretimi amaçlı Balkusan Barajı ve HES’i vardır.
Daha yukarıda Küçüksu üzerinde Başyayla merkezde Hisarönü göleti, Büyükkarapınar’da ve Üzümlü ‘de sulama amaçlı göletler ile Sarıveliler ilçemizde Çevlik Barajı ve Cilver ile Civandere arasında yapılmakta olan sulama amaçlı göletler olduğu gibi yalnız enerji üretim amaçlı özel sektör tarafından yaptırılan Daran’da iki , Günder’de bir HES vardır. Bugünlerde sularının ellerinden gideceğini /alınacağı kaygısına düşün Göktepe ‘de de bir adet HES’in yapılacağı bilgisi var.
Görüldüğü gibi Göksu eski yıllarda olduğu gibi başıboş kendi hâline bırakılıp akıp giden bir akarsu değil, sulama ve enerji üretim amaçlı dizginlenen ve ekonomiye kazandırılan bir hüviyet kazanmıştır.
Göksu, 50-60 yıl önceki gibi değil, yoğun yağışlarda ve ani kar erimelerinde kontrol altına alınıp dizginlendiğinden denize ulaştığı Silifke Ovası’nda taşkın tahribatı yapmıyor. Günümüzde enerji üretimine ve sulama suyuna katkıları nedeni ile yurt ekonomisine katkı yapmakla birlikte, HES’lerin yerel kaynaklara/ derelere şartlar uygun su bırakmadığı ve köylüleri mağdur ettiği şikâyetleri her geçen yıl artıyor. Yerel yöneticilerin ve DSİ’nin bu konularda duyarlılık göstermesi ve doğal hayatın canlılığını koruması ve örtüsünün bozulmamasına dikkat edilmesi dileğimizdir. 17.11.2016. Hasan ŞİMŞEK