Yunus Emre

YUNUS  EMRE

   Gerçek şair eserleriyle geleceğe hükmeden,  adı   dillere destan olan, zamana bağlı bulunmayan

kimsedir, kişidir. O, aşk ile kendinden geçmiş, maddi varlığını adeta unutmuştur. Allah  varlığından

gelip, yine  Allah’a  gideceğinden aşk kaynağıdır. Bu maddeden  sıyrılıp ilahi aşka yöneliştir.Karaca-

oğlan bir dörtlüğünde  şöyle seslenir:

Karac’ Oğlan der ki ismim överler

Agu oldu  bildiğimiz  şekerler

Güzel sever diye isnat (iftira)  ederler

Benim  HAK  tan özge ( başka) sendiğim  mi var.?  

   Yunus Emre  de bir, iki mısralık söyleşi içinde hiç okuma yazma bilmeyen  kişilerin bile  gönüllerini coşturan bir sanat ve zevk önderidir. Yunus ile Karacaoğlan’ın şiirleri  milyonlarca insanın  gönlünü

Aşk ateşi ile dağladı. Tutuşturup  yaktı. Alevleri  dünyanın  öbür köşelerinden görenler  aydınlığa

kavuşuyorlar. Nerede sade bir söyleyiş varsa Yunus’ un eseridir. Yunus  Emre  maddi şairlerin tersinde yürür.

    Yunus Emre’yi  ve Karaca oğlanı  kendinin  bir parçası bilen  milletimiz  Anadolu’nun  pek çok yerinde,  içinden  ve gönlünden gelerek , Yunus’a. Karaca oğlana  mezar ayırmıştır.. Bu  halkımızın   kültür,yönünden   kaynaşmasıdır. Yüceliğidir. Güzelliğidir.  Ayrı bölgelerimiz  aynı  değerleri benimsiyor, aynı şeyi, aynı şairlerimizi  istiyor, bizim diyor. Bu ne güzel bir sahiplenmedir.  İşte bu güzel duygu bu özden sahiplenme,  milletimizi  bir birine kültür bağı ile  bağlıyor, kilitliyor. Halkımızı  sevgi ile gönülden  bir birine bağlıyor. Böylece, Yunus Emre’yi, Karacaoğlan’ı dipdiri  yaşatyoruz.

   Yunus  Emre’nin  arşivimde bulunan cönkteki  şiirini  değerli kardeşim Medeni  Yavuzarslan’ın

isteği üzerine yayılıyoruz.

   Ağlatırsın zarı zarı

   Kare  vermez isen  de hoş

   Layık görürsen  de  narı

   Narın da  hoş, nurun da hoş.

                                               Gelse  celalinden  cefa

                                               Yahut kemalinden vefa

                                               İkisi de  cana  cefa

                                               Celalin   hoş  kemalin hoş.

Hoştur bana  senden  gelen

Ya  taze  gül  hoştur diken

Ya  hil’at’i  yahut kefen

Lütfun  da  hoş, kahrın da hoş.

                                               Gerek ağlat  gerek  güldür

                                               Gerek  diri gör  gerek öldür

                                               Aşık  Yunus  sana  kuldur

                                               Lütfun da hoş kahrın  da hoş.

 

Mevlana Yunus hakkında, onun:

Ete kemiğe  büründüm;

Yunus  diye göründüm.

Mısralarını görünce:” Bunu söyleyebilseydim, Divan-ı Kebir’i  yazmazdım.” Dediği rivayet olunduğu ğibi, yine Mevlana’nın Yunus’u  kastederek :” Hangi makama çıktıysam, o Türkmen Kocasının ayak izlerini önümde gördüm” demesi, aralarında manevi alışverişi ortaya koyar. Fakat kesin  olarak bunların

doğru olup  olmadığını bilmiyoruz.” Kaynak: “Konya Alimleri ve velileri” Yazarı, Mehmet Ali Uz         

                                                               Doğrudan  Doğruya

                                                               Gazeteci, Araştırmacı yazar

                                                               1- Nisan 2017 – KONYA

                                                                

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Eklenenler

author

Emma Hayes

There I was in a hot yoga studio with plenty of bright natural light and bending myself into pretzel like positions for the very first time.

instagram