Aslında buna geçmişle yaşamak nasıl bırakılır? Diye sormakla daha doğru ederiz.
Bir Ulusa gerçek Tarihi unutturulup yerine yalan Tarih aşılanırsa, o toplum Ulus olmaktan çıkıp sürüye dönüşebilir. (Biz de koyun sürüleri olduğu gibi.)
İnsanoğlu; doğumundan itibaren isteklerini, arzularını ve ihtiyaçlarını başkalarına anlatmak ve toplum içerisindeki diğer fertlerle irtibat kurmak için, doğduğu ve yaşadığı coğrafyaya ait lisanı ve adresi kullanır.
Örnek veriyorum;
– “Seni Feridin Bahçesinin girişinde bekliyorum” – “Seni 386 sokak başında bekliyorum.” Google Eart bak, neresi numarayı ara dur.
– “Dün Hacı Sami Amcanın bahçesinden kayısı aşırdık.” – “Dün 819 sokağın başında ki bahçeden kayısı aşırdık.” Kripto yazı gibi çöz çözebilirsen.
-“Akşamdan Seki Hamam Külhanı damından uçurtma yapmak için kamış çektik.” – “Akşamdan 31 sokağın ortasında ki hamamın damından uçurtma yapmak için kamış çektik.” Numaratör bir toplum olmaya doğru itilmişiz.
Lisan; bir milletin tarihini, kültürünü ve medeniyetini hem bünyesinde yaşayan fertlere hem de diğer milletlere ulaştırabilmesi ve tarih sahnesinde hayatını devam ettirebilmesi için gerekli bir araç olmuştur. Kendine ait bir lisanı olmayan bir toplum var olamayacağı gibi, lisanı zayıf olan toplumlar da diğer toplumların ve dillerin istilasına maruz kalarak tarih sahnesinden silinip giderler.
Asla unutmam dediğiniz yerler, kişiler, hatıralarınızın unutturulma yöntemleri var.
Bu sokaklarımıza numara verme nereden çıktı? Eski dostlara sormaya gerek duymadan, 2023 yılı gençlerimizin 15 – 20 yaş grubuna “Şambayat” neresi diye sorsak acaba kaç kişi cevaplayabilir?
Karaman Beyliği / Devleti tarihini bilmeyen yerel yönetim ve meclis üyeleri lafım size.
Benim geçmişimi, anılarımı, tarihimi silmeye kalkan zamanın yerel yönetim ve belediye meclis üyelerini şiddetle kınıyorum. “Avrupa Birliği Müktesebatı” gereği sokak ve cadde isimleri numaralanması lazımmış? Nasıl gelirsin böyle bir oyuna. Tarihe iz bırakmış bir toplumun isminden rahatsız olanlar var demek ki?
Çok zor değil; Belediye Meclis Üyelerinin hep beraber alacakları gerekçeli karar ile eski sokak isimleri geri verilir. Şimdi bunun sırası mı? Diyen mutlaka çıkacak. Onlara derim ki; torunlarına bırakacağın en değerli hazine geçmişin. Daha önce nasıl tarihi isimleri numara ile değiştirdin şimdi de aynısını yapacaksın. İnşallah Belediye arşivinde ki eski sokak isimleri muhafaza ediliyordur. Eğer yok edilmiş ise, bunu altında bir çapanoğlu ararım… Biline.
FAL
“Sen her özlediğim anda karşıma çıkarsın
İzmir‘de çıkarsın, kars’ta çıkarsın, van’da çıkarsın
Hiç böyle vefa görmedi âlemde hakikât
Yollar kapanır sen gene
Fincan da çıkarsın…..” Bekir Sıtkı Erdoğan
Karaman sokaklarını her birinin tarihe mal olmuş bir anlamı var. Boşuna bu isimler verilmemişti. Atasözlerimiz gibi. Yıllarca denenmiş ondan sonra toplumun malı olmuştu. Bir başka değişle “Beytülmâl” olmuş.
Şimdi soruyorum: “Bir toplumda veya toplumsal grupta bireylerin benimseyip uyguladıkları her türlü duyuş, düşünce, davranış, kural, uygulama ve kıymetlere ne denir?” Aynı bazı insanların doğuştan sahip olduğu özellikler gibi (ağırbaşlılık, sevecenlik, güvenirlilik) değerlerin oluşumuna katkı sağlar.
Rahmetle andığım Karamanlı şair Bekir Sıtkı Erdoğan Karaman’ı mısralarında şöyle anlatır:
KARAMANIM
Karaman’a hasretliğim
Üzüle üzüle bitmez
Yollar bir ip, dağlar düğüm
Çözüle, çözüle bitmez
Sabah erkekler işine,
Döner akşamın beşine
Güğümler çeşme başına
Dizile dizile bitmez
Biçim, biçim fistanları
Dile gelmez destanları
Güz gelince bostanları
Bozula bozula bitmez
Kalesi tek bir şaheser
Hatunya, dilsizdir susar
Mansur dede, Abbas, Hisar
Gezile gezile bitmez
Kırmale yolların sonu
Şamkapıya bakar yönü
Kırmaleden öte yanı
Kazıla kazıla bitmez
Git gör İmaret’i aman
Kimler geçmiş zaman zaman
Velhasıl şu Karaman
Yazıla yazıla bitmez.
Evet, yazıla yazıla, gezile gezile bitmeyen bir diyardır Karaman… Bozkırın yaylayla kesiştiği; Yörük kültürünün Türkmen kültürüyle harman olduğu yerdir. Troslar’ın avucundaymış gibi görünen, belki de Toroslar’ın yüreğidir Karaman. Hangi mevsim olursa olsun O’nda bir güzellik bulursunuz… Güzel olmasa Anadolu’nun Gönül Erenleri bu şehre uğrar mıydı?
29 Ekim Cumhuriyet Bayramlarında ki fener alaylarımız bile unutturuldu, değil mi? Çocuklarımızın heyecanları unutturuldu. Değil mi sokak isimlerimiz unutturulmasın. Daha ne diyeyim.
Yobaz kesim, bilimden hiç hoşlanmaz. Bilimi, fenni sevmez. Örneğin Darvin’e inanmaz. Doğa yasalarını tanımaz. Depremleri bir takım gizli güçlerle açıklamaya çalışır. “Günahkârdılar, hak ettiler…” “Üniversiteli öğrencilerin yüzünden deprem oldu…” Gibilerinden safsatalarla işin kolayına kaçarlar.
Zamanla alışılar, unutur giderler mantığı ile hareket eden, şahsen benim çevremde pek çok *minevsiz, *cibilliyetsiz, tarihi sapıtan insan görünümlü şeytanlar var. Bunlardan biri de; kalktı tarihe mal olmuş “Yelli Bel Geçiti” ismini değiştirdiler. Hem de övüne övüne başında bulgur kaynattık diyerek. Sana söyleyecek söz bulamıyorum…
Unutmadan bunu da söylemiş olayım; Karamanoğulları Devleti kurucu atası Nure Sofi ve hanımının mezarını unutturmaya ve mezarı taşıyalım diyen kişi ve Zübük Belediye başkanları da vardı. Elinize ne geçecek karpuz gibi adamlar sizi.. Merak etmeyin tarih sizi de yazacak…!
“Kolaylaştırınız! Zorlaştırmayınız! Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz! Birbirinizle anlaşın, iyi geçinin, ihtilâfa düşmeyin!” (s.a.v.) (Buharî, 3:72)
Sanat ve Tarih; ırk, cinsiyet, milliyet, din ve siyasi görüşleri ayıran değil tam aksine birleştirendir. Türkiye Cumhuriyeti Karamanoğulları ve Türkmenlerin iade-i itibarıdır.”
“Herkes biraz ya Karamanlıdır, ya da Karamanoğullarındandır.” “Karamanoğullarının karakteristik özelliği olan, bilgide inatçılık ve yazmada gözü karalıktır.” Ş.G.
Biz, “Ne Mutlu Türküm” demekten korkanlardan değil, “Varlığım Türk Varlığına Armağan Olsun” diyenlerdeniz. Kalemimizi ne sattık, ne de kiraya verdik.
NOT: Biri hariç diğer fotoğraflar internet ortamından alınmıştır.
Şerafettin GÜÇ
Her şey çok güzel de! Şu “Yelli Bel Geçidi” meselesine takıl kaldım. Tarihe mal olmuş bir yerin ismi hangi gerekçe ile değiştiriliyor? Yine diyecekler “Dananın altında buzağı arama” Diye. Hele bir çomak sokalım şu Zambır(Eşşek) Arı kovanına.. Meymenetsizin biridir. Az tahmin eder gibiyim.. Hocam varlığınız yeter…
Osman Ali Baki Bayrak