Mehmet Zeki Akdağ

Mehmet Zeki Akdağ
MEHMET  ZEKİ  AKDAĞ 1929 yılında Karaman ili Sarıveliler İlçesi Göktpe (Fariske)  kasabasında doğdu. Eğitimini muhtelif okullarda tamamladı.Devlet hizmetine girdi. Emekli olduktan sonra 1968 yılında Milliyet Gazetesinde gazeteciliğe başladı. Çeşitli gazetelerde muhabir, haber müdürü, yazı işleri müdürlüğü ve genel yayın müdürlüğü yaptı. Sürekli basın kartı sahibidir. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti,Basın koseyi, Gazeteciler sendikası üyesi 1977 yılı Gazetecilik Araştırma Dalı’nda yılın Gazetecisi ödülü sahibi Mehmet Zeki AKDAĞ evli ve 1 kız 1 oğlu var. 1945 yılından bu yana devamlı şiirle uğraşan AKDAĞ’ın şiirleri, ÇINARALTI, HİSAR, TÜRK EDEBİYATI, TÜRK DİLİ, MİLLİ KÜLTÜR, YENİ UFUKLAR, TÜRK YURDU, TÜRK DÜNYASI, İVRİZ KÜLTÜR DERNEĞİ,  ÇAĞRI dergilerinde yayınlandı. 30’u aşkın şiiri bestelendi. TRT Repertuarına girdi. Halen Türkiye İlim ve Edebiyat Eserleri sahipleri Meslek Birliği İstanbul Bölge Başkanı’dır. Basılmış eserleri Kırkikindi, Dar Saat, Uzun Hava, Önce Şiir Vardı Boşa Çiğnemedim Yalan Dünyayı ve Yağmura Duran Bulut.
Şair, yazar, gazeteci, vatan ve millet sevdalısı, emekli asker, 29 Ağustos 2018 tarihinde (89) yaşında İstanbul, Ataköy’deki evinde rahmetli olmuştur. Allah ‘ın rahmeti bol olsun.
Değerli şair Mehmet Zeki Akdağ  yaşadığı yllar içinde yazdığı eserlerini, çevresinden edindiği kitapları Doğum yeri olan Göktepe (Fariske) ye getirerek, o günlerin , o dönemin  değerli Belediye Başkanı Sayın  Mmet Aksu’ nun büyük yardımları ile Kasaba da ilk defa adına,birde“Kütüphane” kurulmuştur.
Mehmet Zeki Akdağ’ın Gazeteci Yazar Mustafa ERTAŞ’a yazdığı şiirlerden örnekler:
 
   “MUSTAFA ERTAŞ’IN KİMLİK KAĞIDI”
 
Aynalar hep tekrar edecek seni,
Sözcüklerden çiçek yapan kardeşim,
Barçın yaylasında Suna gelinin,
Kirmanında ipek olur ERTAŞ’ım.
Gururunu sabır ile savunur,
Yasak bakışları güle çevirir,
Duyguları notalarda sevilir,
Muhabbetin harmanında ERTAŞ’ım.
Gölgelerin yüreğini okudu,
Zaman tezgahında aşkı dokudu,
Türkçemizde bülbül oldu şakıdı,
Mehmet Beğ’in (1) fermanında ERTAŞ’ım.
Bir perinin türküsüyle tutuştu,
Pişmanlıklar barışmayla bitişti,
Dertlerinin imdadına yetişti,
Lokman Hekim dermanında ERTAŞ’ım.
Arı fikrin kaynağında ulaşır,
Yüreğinde öksüz kuzu meleşir,
Buğulu bir düşünceyle dolaşır,
Hatıralar ormanında ERTAŞ’ım.
7 Ekim 2003 GÖKTEPE (FARİSKE)
MEHMET ZEKİ AKDAĞ
(1): Şair Mehmet Zeki Akdağ şiirinde (1)  -1277-yılında ünlü Türk dil fermanını yayınlayan
Karamanoğlu Mehmet Bey i anlatmak istemiştir.
 
Mehmet Zeki Akdağ’ın “Yağmura Duran Bulut” kitabından bir şiiri:
Anlayana Selem Olsun:
İki türlü besinverir yaradan
Yenmezse, bilmezse güç olur mu hiç
Bir günde dört mevsim yaşadığımız
Bolluk ülkesinde aç olur mu hiç.
                                           Atatürk yeniden başlasa derse
                                           Irmaklar toprağın koynuna girse
                                           Alın teri berekete çevrilse
                                           Yaban ellerine göç olur mu hiç
Döne, döne tek noktada buluşsak
Al demeden, almamaya alşsak
Acımızı  tatlımızı bölüşsek
Hak vermek, hak almak suç olur mu hiç.
                                           Çalanın çarpanın biti kanlanır
                                           Çoluk çocuk ona göre yönlenir
                                           Biri yerken, biri bakar kinlenir
                                           Bu ülkede huzur hiç olurmu hiç. 
SEVGİLİ  ERTAŞ BU ŞİİRDE SEN VARSIN
Toros dağlarında bir keklik öter
Hemen notasını yazdırır Ertaş
Bir türkü seslenir Karac’oğlandan
Âşıkların derdinazdıdır Ertaş.
                                           Yürürlükten kalksa âşkın yasası
                                           Sevdanın durağı gönül kasası
                                           İki dostu vurur bunun tasası
                                           Yeniden bir ufuk çizdirir Ertaş.
İlk aşkın sancısın tatmak uğruna
Ebedi gençliği  tutmak  uğruna
Işık çağlarına yetmek uğruna
Deryada gönlünü yüzdürür Ertaş……
                                           Kalleşliğe selam sabahı kesti
                                           Nerde eğri gördün üstüne bastın
                                           Değerini bilir gönülden dostun
                                           Altını sarrafa bozdurur Ertaş.
Köroğlusun beyitlerde hecede
Bu güzellik bulunamaz nicede
Unutamaz ülkesini gecede
Kördüğümü bile çözdürür Ertaş.  
                                           Sevginin, hasretin, nefretin sesi
                                           Dağlarda çekilir hasretin yası
                                           Yaslı bir şüphedir içimizdeki
                                           Gönül sillesiyle  ezdirir Ertaş.
 
Yalnızlığın gurbetinde ezilse
Yazgımızın pusulası bozulsa
Sürgünlerin şifreleri çözülse
Sihirli mühürler kazdırır Ertaş. 
                                           Mehmet Zeki Akdağ -2003- İstanbul 
Ancak söyleyişteki derinlik ve muhtevadaki çeşitlilik Akdağ’ın yalnız, destansı konuların bir işçisi olmadığını, şiiri bir değerler prizmasından geçirerek, yeni kıymet hükümlerine varan bir soylu, şairin, bir ustanın karşısında olduğunu anladım.
                                                      H.Fethi Gözler, Edebiyat Tarihçisi,Gülpınar Dergisi, Aralık 1992 
Mehmet Zeki Akdağ, çoğu şiirlerinde olduğu gibi burada da tarihleri, manevi bir alemden inanılan, bağlanılan şeylerden koparak ayrı düşmenin hüznü bulunmaktadır.
                                                            Ahmet Kabaklı Türk Edebiyatı Tarihi C.4.1991
Mehmet Zeki Akdağ “Uzunhava” adlı kitabında nefis şiirlerini toplamış, okumaya doyamadım.Dilin berbat edildiği şiir zevkinin artık tarihin derinliklerinde kaldığı bir devirde böyle bir kitabı elime almak bile zevk veriyor.
                                                         Prof. Dr. Ayhan Songar,Türkiye Gazetesi 11 Ekim 1991
Mehmet Zeki Akdağ çocuk yaşta şiire başlamış halk ağzını çok iyi kavramış Anadolu insanının olduğu kadar kaderlerini de mısralarında belirtmeyi bilmiştir.
Behçet Kemal Çağlar 20 Asır Dergisi 17.02.1955
                                                                       Mustafa  Ertaş
                                                                       Gazeteci .Araştırmacı yazar
                                                                       18 Eylül. 2018- Kaoya