Hürriyet Yazarı Mehmet YAŞİN :
Ermenek'in adını duyduğunuzda, aklınıza hemen kömür karası gelecek. Patlayan grizu seslerini duyacaksınız, Ermenek maden faciasında ölen kömür işçilerine yakılan ağıtlar kulaklarınızı çınlatacak…
Bütün medeniyetler bu bereketli toprakları çok sevmişler, hep kendilerinin olsun istemişler: Hititler, Akhalar, Babilliler, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Osmanlılar… Biri gitmiş diğeri gelmiş. Böylece 5 bin yıllık zengin bir tarih oluşmuş. Rengini gökyüzünden alan Göksu Nehri’nin kıyısındaki bu saklı cennet, Romalıların gözdesi olmuş, uzun bir dönem bölge buradan yönetilmiş. Roma zulmünden kaçan Hıristiyanlar, yamaçlardaki mağaralarda saklanmışlar. Hatta bir rivayete göre, İsa’nın havarilerinden biri olan Aziz Barnabas, bir süre burada kalmış. Hıristiyanlardan sonra, başı derde giren tüm toplulukların sığınağı olmuş Ermenek. Karamanoğulları, yıllar boyu bu coğrafyada Osmanlı ordusuna direnmiş. Bu direnişin tek şahidi olan Mennan Kalesi, gölü kuşbakışı gören bir tepenin üstünde, tüm görkemiyle duruyor. Oraya tırmanıp, surların üstünde bu direnişin hayalini kurabilirsiniz.
TURKUAZ GÖLÜ
Geçmişi güzel de bugünü nasıl Ermenek’in? Bana sorarsanız, kasaba dünden de güzel. Toroslar’ın tepesinde, kayaların arasından fışkırıp, gürül gürül akan Göksu’nun kıyısında, muhteşem sedir, ladin, köknar ormanlarının kucağında, adı da rengi de Turkuvaz olan baraj gölünün kıyısında, vadilerinde yetişen zeytin, nar, incir, ceviz ağaçlarının gölgesinde, az kişinin bildiği bir cennet Ermenek. Dediğim gibi, insanın bir kere görünce bin kere âşık olduğu bir diyar burası.
Burada her şeyi bir kenara bırakıp, Turkuvaz Gölü’nden bahsetmek gerekir. Kimileri bu ada karşı çıkıp, Baraj Gölü demeyi tercih etse de ben oyumu Turkuvaz’dan yana kullanırım. Çünkü gölün renginin sözlüklerdeki adı böyledir.
BİR DÜNYA MASALI: MARASPOLİ MAĞARASI
Ermenek’e gönül veren Belediye Başkanı Uğur Sözkesen ve genç ekibi ile Kaymakam Eyyüp Güngör, omuz omuza verip bu cennet gölü turizm merkezi yapmak için kolları sıvamışlar. Gölün kıyısına yürüyüş yolları yapılmış, bir koya yarı olimpik yüzme havuzu inşa edilmiş, yelkenliler, kanolar, gezinti tekneleri ısmarlanmış. Göle bakan yamaçlara yapılması düşünülen konutlar için, bölgenin karakteristik mağara evlerinden esinlenerek planlar hazırlanmış. Yöre yemeklerinin sunulacağı lezzet durakları da unutulmamış.