DEVLET VE SİYASET

Bıkmadan, yılmadan anlatacağım
Biliyorum, çoğunuza “Devlet nedir?” diye sorunca “Hani göremiyoruz? Devlet eşittir siyaset.” Cevabını verecek.
Ne acı değil mi? Sormaya korkar oldum artık bu soruyu.

 

İnsanların bu algısını yıkmak o kadar zor ki, çoğu zaman pes etmekten korkuyorum. Fakat biz kim olursak olalım, devletin şefkatini ne yapıp ne eder Anadolu’nun en ücra köyüne ulaştırırsak işte o zaman devlet, siyasetten kurtulmuş demektir.
Çok mu zor? Çok mu imkansız? Sıcacık bir gülümseme hiçbir şeyi değiştirmez mi?
*
Hangi siyasi parti olursa olsun, ister muhalefet ister iktidar fark etmez. Devlet kademeleri, siyasetten uzak durmalı. Çünkü siyasetin, dünya konjonktürüne göre değişken bir yapısı vardır, devletlerin ise bu değişken düzenden etkilenmeyecek stratejileri.
Siyaset, milletin devlete olan güvenini sarsar.
Amaaaaa nafile, dinleyen kim?
Ne yazık ki günümüzde, devletin hemen hemen bütün kurumlarında siyaset bir kanser hücresi gibi yayılmış vaziyette.
Zannediyorlar ki alenen konuşulmayınca siyasetten uzak duruluyor. Halbuki kurumlar içerisindeki kutuplaşmalar herkesin rengini ortaya koyuyor.

 

Devlet sevgisini ve şefkatini, şeffaf bir şekilde millete yansıtan devlet büyüklerimizin sayısı hızla azalıyor. Aksine şehirlerde bir kabadayıdan farkı kalmayan devlet görevlileri hızla çoğalıyor.
Bu umutsuz tablo karşısında; bazen diyorum ki değişmez bu düzen, bazen de diyorum ki bir kişiye dahi devletin şefkatli yüzünü gösterebilirsem ne mutlu bana…
*
Ne zaman ki devlet, siyasetle bir anılır oldu işte o zaman bütün benliğimizi yitirmeye başladık.
Mesela bir kamu görevlisinin; vatanseverliği ağır basıyorsa MHP’li, dindarlığı ön planda ise AKP’li, biraz alkolü varsa ve rahat bir yaşama sahipse CHP’li…

 

O kadar yanlış o kadar kokuşmuş algılar ki bunlar, ne yazık ki kurumlar içerisindeki fişlemeler dahi bu kokuşmuş zihniyet üzerinden yapılıyor.
Ne ilginçtir ki, bu fişlemelerde “FETÖ” tarihe karışıyor ve yerini “Kurumlar FETÖ’den temizlendi.” yalanına bırakıyor.
Pardon, pardon!
Doğrulu yalan şu şekilde; artık kurumlarda milli cemaatler popüler, FETÖ ile mücadele etmiş milli unsurlara sahip muhafazakar cemaatler.
Tabi yersen…
*
Aslında konuşacak o kadar çok şey var ki.
Bazı şeylere şahit olunca, zihnime bir kilit vurasım geliyor, gözümden bir bir düşen insanları tutmak için hiçbir çaba göstermiyorum, hayal kırıklıklarımın zaten haddi hesabı yok.
Yine de genç nesil, geleceği şekillendireceği için umudumu diri tutuyorum. Elbet bir gün hepimize söz hakkı gelecek ve ben bu hakkımı devleti, siyasetten kurtarmaktan yana kullanacağım.
Çünkü azalıyoruz, azaldıkça azınlığın başını çekiyoruz. Popüler kültür, gençleri devletten uzaklaştırıyor. Sanki birileri bunu bilerek yapıyor. Küçülen ve bölünün örgütlerin fon destekleriyle kurulan dernekler, kuruluşlar, vakıflar gençliği hızla bataklığın içine çekiyor ve biz buna sosyal kültür diyoruz…
Halbuki bir bilseler; devlet sevgisi bir ninni misali…
Halbuki bir bilseler; devlet sevgisi bir merhem misali…
Halbuki bir bilseler; devlet sevgisi bir su misali…
Bilemezler ki.
Devleti, siyasetle öyle bir boğmuşuz ki….
Aslında nefes alması an meselesi, çok zor değil.
Devletin gülümseyen şefkatli yüzü ol, bak gör siyasetin çakalları bir bir kaçacak delik arayacak.
Yeter ki ol, gerisi tamam…
 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Eklenenler

author

Emma Hayes

There I was in a hot yoga studio with plenty of bright natural light and bending myself into pretzel like positions for the very first time.

instagram