Şikâri ve Yarcâni Kimdir?
Karamanoğulları Tarihinin Yegâne kaynağı: Karamanname
Şikâri’nin Karamannamesi şu anda bütün tarihçilerin Karamanoğulları hakkında başvurduğu
tek kaynak eserdir. Bunun tek istisnası Mısır Memluk Türk devleti tarihçilerinden Şehabettin
İbni Fadlullah el-Ömeri’nin 27 ciltle tamamladığı “Mesalikü’l-Ebsar fi Memaliki’l-Emsar”
adlı eseridir.(*)
Şikâri’nin elimde iki nüshası var. İçerikleri yüzde seksen / %80 aynıdır.
Birisi el yazması diğeri de matbaa baskısıdır. İkisini de İstanbul Belediyesi Atatürk
Kitaplığından indirdim.
Matbu olan okumak bakımından daha kolay ancak her sayfanın son iki satırı nemden
sıkıntılıdır.
Şikari el yazması olanda yazılış tarihi 1023 / 1615 olarak not düşülmüştür. Tabi ki matbaa da
bu tarihte henüz icat edilmemiştir.
Şikari başlarken Yarcâni’nin farsça girişini aynı şekilde koruyarak yazmıştır:
Benâm-i ân ki Şâh-ı bî-zevâlest / Hudâvend-i Hakim-i Zülcelâlest
Ezeli ve Ebedi olan, Celal sahibi Allah’ın adıyla başlarım.
Farsça kısmının devamı Esma-i Hüsna’dan örneklerle devam eder.
Şikari, kitabına, Hz Muhammed Mustafa (sav) öncesinden kayser hanedanından başlar. Ve
her konu başına: Râvi Eydür, şeklinde bir ifade koyar ki Ravi anlatan, rivayet eden, eydür ise
diyor, diyor ki, demektir.
Karaman yerine Larende kullanan Şikari, buraya ilk yerleşen Rum Kayserlerinden ve
Selçuklu Hanedanından bahsettikten sonra Karamanoğulları ailesine başlar.
Matbu olan 25 satırlı 182 sayfa, el yazması ise 20 satırdan 225 sayfadır.
Matbu olanın sonunda Osmanlıların iskân faaliyetlerinden bahseden 20 sayfalık bir bölüm
olup bu bölümün girişinde Sultan Mehmet oğlu Sultan Ahmet’e (1703-1730) ayetler ve
hadisler eşliğinde methiyeler düzülmektedir.
Buradan da matbaanın ilk geldiği Lale devri yıllarında kitabın basılabilmesi için Şikari’nin
sövgüsünü gölgede bırakacak derecede bir övgüyle zamanın padişahı övülerek basılmasının
sağlanmasının amaçlandığı anlaşılıyor.
Karaman Tarihinin tek kaynağı olan Şikâri’nin eserinden istinsah edilen bu iki nüsha bir
doktora teziyle birleştirilmelidir. Eğer KMÜ fahri doktora karşılığı bu görevi bana tevdi
ederse seve seve yerine getiririm.
20. yüz yılın başlarında gün yüzüne çıkarılan Şikâri’nin Karamanoğulları tarihi 230 yıla yakın
süren bir devlet hakkında tek tarih kitabı için bu yapılmalıdır.*
Şikâri ve Yarcâni Kimdir?
Yarcâni 14. Yüz yılda Karamanoğullarının en ihtişamlı devri olan Alâeddin Bey zamanında
(1361-1398) onun adına kaleme aldığı Farsça manzum Karaman Devleti Beyleri tarihini
yazan kişidir.
Yarcâni, İranlı Firdevsi’nin Şahların savaşlarını ve kahramanlıklarını anlatan Şehnamesi gibi
manzum bir Karaman Tarihi yazmakla görevlendirilmiştir.
Bu görevlendirme Şikaride şöyle anlatılır: “Karaman oğlu Alaeddin çoğu zaman şairlerle
sohbet ederdi. Bir gün meclisinde Firdevsi’nin Sultan Mahmut namına söylediği Şehname
okunmuştu. Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad’a da Dehhani tarafından yirmi bin beyitlik
bir Şehname tasarlanmış fakat tamamlayamadan ölmüştü. Karaman oğlu Alaeddin Bey
mecliste bulunan söz ve şiir ustası, Farsçaya vâkıf Yarcani’ye: sen bu Şehnameyi tamamla ve
adını Karamanname koyalım, demiştir. Bunun üzerine Yarcani emsalsiz bir Farsça Şehname
kaleme almış ve adını Karamanname koymuşlardır. İşte ben (Şikari) bu Şehnameyi Türkçeye
çevirdim ki herkes yararlansın ve bu âcize de dua etsinler.” **
Şikari 16. Yüz yılda Karaman ve Karamanoğulları tarihi hakkında yazılmış destan tarzındaki
bu Yarcâni’nin Karamannamesini nesir haline getirerek bazı eklemelerle kitaplaştıran zattır.
Şikârî eserinin başlangıcında, Yâricânî’nin Karamanlı Hükümdarı Alâeddin Bey adına kaleme
aldığı Farsça manzum hânedan tarihini tercüme ettiğini söyler.
Şikâri hakkında tahminlerden öte net bir bilgi bulunamamaktadır.
Şikâri’nin bütün tarihçilerin Osmanlıları övdüğü bir sırada yani onların hükümran olduğu bir
devirde Osmanlıları yeren ve Karamanoğullarını göklere çıkaran bir tarihi eser yazması
oldukça ilginçtir.
Çünkü o devirde her şair ve yazar, eserini hazırlar ve zamanın padişahına veya ulaşabildiği
vezire, paşaya eserini arz ederek bir kese altın kapmanın yoluna bakardı.
Şikari’nin, Karamanoğullarının ilhakından sonraki bir asırda bu eseri yazması ve kendisi
hakkında hiçbir tarih vermemesi manidardır. Şahsi fikrim Osmanlıdan bir zarar ilişmesi
korkusundan kendisini açık etmediği yolundadır.
Bu hususta 17. Yüz yılda Karamanoğullarının atalarının türbesinin bulunduğu Balkusan
(Ermenek) köyünün yanı başından Kamış yoluyla Yellibel’e (Ermenek-Karaman sınırı)
geçerek Türbeye uğramayan Evliya Çelebinin tutumu da bu fikrimi destekler niteliktedir.***
16. yüz yılda yaşayan ve adı tezkirelerde geçen üç Şikâri vardır:
Büyük ihtimalle, Karaman Devleti tarihini Yarcâni’nin eserini tercüme ederek yazan, bazı
araştırmacılarca eserin müellifi kabul edilen Şikârî, önce Diyarbakır mal defterdarı, ardından
mîrlivâ olan Hasan Bey’in oğlu, Acemî Kasım unvanıyla bilinen Kasım Paşa soyuna mensup
Ahmed’dir. ****
İşte burada da şu soru akla gelir: Fatih’in orduları tarafından Ermenek Mennan Kalesinde
beyliğine son verilen Pir Ahmet Beyin kardeşi Kasım İran’a kaçmıştı. Bu Acem kelimesinden
de anlaşılacağı gibi Şikâri Ahmet, Karamanın son beyi Kasım Beyin torunlarından olabilir!
Şikâri eserinin sonunda Kasım Beyden uzun uzun bahsetmektedir.
Karamanoğulları soyağacında İbrahim Beyin yedi oğlundan öne çıkan ikisi Pir Ahmet ve
Kasım beylerdir. Pir Ahmet öldükten sonra Kasım Bey Tarsus’ta bir süre direnmiş, daha sonra
İran’a kaçmıştı. 1484
Bu hususta tarafsız ve en sağlam kaynak olarak bilinen, en son araştırma sonuçlarına yer
veren bir ansiklopedinin yazdıkları bize ışık tutacaktır:
“Karamanoğulları Tarihi’ni kaleme alan Şikârî mahlaslı yazarın bu üçünden biri mi yoksa bir
başkası mı olduğu bilinmemekte, tezkirelerde de bunlardan herhangi birinin böyle bir eser
kaleme aldığı belirtilmemektedir. Karamanoğulları Tarihi’nin önemi, Karamanoğulları
Beyliği hakkında bilinen tek tarih eseri olmasından kaynaklanır. Bu önem Osmanlı
geleneğinin dışında üretilmiş, bu dönemi kapsayan tarih eserlerinin azlığı göz önünde
bulundurulduğunda daha da artar. Hâkim Osmanlı ideolojisinin tarih eserlerini tamamen etkisi
altına alması sonucu yalnız birkaç muhalif eser günümüze kadar gelebilmiştir. Bu bağlamda
Karamanoğulları Tarihi, Osmanlı karşıtı ve Karamanoğlu yanlısı tutumuyla ayrı bir özellik
gösterir. Eserin bu taraflı duruşu, XIV ve XV. yüzyıllarda Anadolu’da Osmanlılar için çok
ciddi bir tehdit oluşturan Karamanoğulları’na karşı yürütülen Osmanlı propagandasına cevap
vermek amacıyla üretilmiş bir metin olmasıyla açıklanabilir. Büyük oranda yanlı, …,
kronolojik ve anakronistik karışık bilgiler içeren eser, pek çok tarihçinin metne tarihsel
değerini sorgulayan bir şüpheyle yaklaşmasına yol açmıştır. Eserin bu şaibeli içeriği yanında
müellifinin de belirsiz oluşu tereddütleri daha da arttırmıştır. Ayrıca metinde hiçbir tarih yer
almadığı gibi yazılış zamanı da belli değildir. Metnin hangi şartlar dahilinde yazıldığına dair
hemen hiçbir bilgi bulunmasa da eserin içindeki ifadelerden hareketle metnin üretilmesine
dair bazı ipuçları elde edilebilir. Şah İsmâil’in 917 (1511) yılında Özbekler’le cereyan eden
savaşlarına yapılan atıflardan metnin en son halini XVI. yüzyılın ortalarında aldığı neticesine
ulaşılabilir. Eserin muhtevasından yazarının XVI. yüzyılda Osmanlı hâkimiyeti altında
yaşamış, Osmanlı edebî ve siyasî kültürünü çok iyi tanıyan bir kişi olduğu anlaşılmaktadır.
Bununla birlikte M. Fuad Köprülü’nün de belirttiği gibi bu XVI. yüzyıl metni XIV. yüzyıldan
kalma daha eski bir metne dayanmaktadır. Şikârî de eserinin başlangıcında, Yâricânî’nin
Karamanlı Hükümdarı Alâeddin Bey (1361-1398) adına kaleme aldığı Farsça manzum
hânedan tarihini tercüme ettiğini söyler. Zaten eserinin muhtevası daha eski bir metnin
varlığına işaret eder. Karamanoğulları Tarihi’nin yarısından fazlası Alâeddin Bey devrindeki
olayların ayrıntılarla hikâye edilmesinden meydana gelmiştir.” ****
*Vesaik-i Mahküke Halil Ethem 1910 önsöz
**Her iki Şikari nüshasında da 3 ve 4. sayfa
***Evliya Çelebi Konya Karaman Mersin Notları: Mükremin Kızılca
****TDV İslam Ansiklopedisi
(*) Bu konuda yayınlanmış bir makalemin adresi:
http://www.rasyonelhaber.com/makale/3596/kahireden-goeruenen-karamanogullari