Bu yazıyı yaklaşık iki yıl önce CİMER kanalı ile Kültür ve Turizm Bakanlığına yazmıştım. Kısa bir zaman sonra ilgili genel müdür telefonla arayarak, dilek ve taleplerimizin muhatabının kendileri olmadığını söyleyerek, olayı kendileri açısından kapatmışlardı. Hâlbuki ilgili birimlere yazıyı yönlendirebilirdi.
Olay şöyle gelişmişti:
“ 2017 Ekiminde Balkan Ülkelerine yaptığımız bir tur gezisinde iyi intibalarla dönmüştük. Her ne kadar Balkanlarda ciddi anlamda bir milliyetçilik ve Hristiyanlık bilinci olsa da henüz Türk izlerini silememişler, aksine TİKA’nın oralarda görülür şekilde ciddi çalışmaları var.
Böyle bir girişten sonra Balkanlar’da Kosova’dan başka yerlerdeki tuvaletlerin klozetlerinde taharet musluğu yok. Tur şirketleri bunun büyük bir eksiklik olduğunu turlar için sözleşme yaptıkları otellere dikte ettirmeleri gibi bir görevleri olmalı. 2019 Ekiminde Gruppal İnternet Hizmetleri ve Turizm A.Ş ile 7 gece 8 günlük Barcelona, Cartagena, Cordoba, Lizbon ve Madrid’i kapsayan bir tur gezisi yaptık. Grubumuz 3-4 TUR Şirketinin birleştirilmiş
turistlerinden meydana geliyordu. Bu konuda bir sorun yok. Üç ve 4 yıldızlı otellerde kaldık. Çoğu otellerin yatakları iyi değildi, hiçbirinde terlik yoktu, oysaki 4 yıldızlı otellerde bulunmalı idi. Şüphesiz Balkanlardaki gibi Türk medeniyeti izine rastlanması beklenemezdi sadece “yogurt” kelimesini fiyat listelerinde gördüm. Ancak bizleri yurt dışına götüren TUR ŞİRKETLERİ, müşterilerinin ihtiyaçlarını dikkate almaları ve bağlantı yaptıkları otellerle ona göre görüşmeli idiler. Avrupa ülkelerine Türkiye’den hatırı sayılı turist gittiği gerçeğinden hareket edersek, öncelikle, TÜRSAB’a bağlı şirketlerin, Sözleşme yaptıkları otellerde,
1. Taharet musluklarının olmasını talep etmeleri,
2. Sabah kahvaltılarında, yumurta, peynir, zeytin, çay,salatalık, domatesi vb Türk aile sofralarında bulunan gıdaları olmazsa olmaz anlayışı ile talep etmeleri,
3. Kahvaltı olarak ortaya konulan unlu mamüllerin %80’nin bizim damak tadımıza uymadığını TUR Şirketleri dikkate almalı ona göre bağlantı yaptıkları otellerden talep etmeleri,
4. Özellikle İspanya’nın tanıtılmasında büyük bir emeği olan yıllarca edebiyat kitaplarında lise gençlerine okutulan “Endülüste RAKS “ şiirinin şairi Yahya Kemal Beyatlı’ya ENDÜLÜS’te bir cadde, meydan adı verilmeli ya da bir anıtının dikilmesi için Turizm ve Kültür Bakanlığımız Dış İşleri Bakanlığı ile teşebbüste bulunmalıdır.
5. Yurtdışı rehberlerinin tarih ve arkeoloji bilgilerinin ötesinde rehberlik yaptıkları ülkenin yüzey şekilleri, iklimi, nüfusu ve ekonomisi ve ülkemizle ilişkileri hakkında da yeterli bilgilerle donatılması beklenir.
6. Paket TURLAR ve tur şirketlerinin topladıkları gezginler bir çanakta toplanınca gezginlerin haklarının rekabet ortamı oluşmadığından iyi korunamadığı bir gerçektir.
7.Son olarak Paket Turlar’da ek ücretlerle gezginleri zorlayıcı ve caydırıcı, ekstra tur seçeneklerine zorlamamaları, Başlangıçta belirlenen ücret ve güzerâhtan çıkılmamalıdır. Ekstra turlar gezginlerin aleyhine kurulmuş/düzenlenmiş bir tuzak olarak da görmemiz mümkün. Mümkün mertebe bundan kaçınmak gerek. Orta sınıf turistler yukarıda arz ettiğim konular dikkate alınması için TUR ŞİRKETLERİ’nin dikkatini çekilmelidir. Nasıl ki Türkiye’deki oteller bunu dikkate alıyorsalar, aynı şekilde karşılıklılık (mütekabiliyet ) ilkesine gidilen ülkedeki otelleri de uymaya davet etmek Türk turistine (gezgin), tüketicisine olan saygının gereği olmalıdır. 12.11.2019 “
Bu pandemi ortamında TURSAB yönetiminin gecikmiş bir dileğimiz değerlendireceklerini ümit ederiz.
14.02.2021 Hasan ŞİMŞEK