Sosyal medyada deprem bölgesinde ‘hırsızlık ve yağma’ yaptığı iddia edilen kişilere yönelik işkence ve şiddet yapılması yönünde foto ve videolar yayınlanıyor.
Böyle böyle bir afet karşısında kişisel fayda sağlamaya çalışmak en aşağılık insanlık suçudur. Ama gene de insanlıktan nasibini almamış bu yaratıklar karşısında, bizim de kanun ve insanlık kurallarımızı unutarak, vahşileşip, işkenceye varan görüntüler içinde yer almamız da bir o kadar insanlık dışı sayılır.
Başta Suriyeliler olmak üzere belli bir kesimi düşmanlaştırmak ve onları hedef haline getirmek, hele böyle duygusal bir ortamda acımıza acı eklemekten başka bir işe yaramaz. Ayrıca iki gün önce gönüllü olarak bölgede bulunan bir din görevlisi vatandaşımızın ‘suriyeli hırsız’ diye linç edilmeye kalkışıldığı haberlerini hepiniz görmüşsünüzdür.
Bu görüntüler ne insanlığa ne de ülkemize hiç yakışmayan görüntüler.
Zaten yılardır ‘ben geliyorum’ diyen deprem karşısında tedbir almamış olmak ve depremin ardından yaşadığımız düzensizlik ve başıbozukluk bir ayıbımız olarak ortada iken, ayıbımıza ayıp ekleyen bu görüntülerin yaşanmasına engel olmak da ayrıca bir insanlık görevimizdir.
Tesbit ettiğimiz ‘hırsız ve yağmacıları’ belgeleri ile birlikte en yakın hukuk kurumlarına teslim etmek bize yakışan bir davranış olmalıdır.