Joe Biden’ın açıklamalarından sonra artık yapbozun parçalarını birleştirmek gerekiyor sanırım.
Yapbozun şu anlık iki parçası var: Suriye ve Irak…
Birleştireceğiz bu parçaları ama öncelikle sitemimi dile getirmek istiyorum!
Söz konusu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin canı, kanı, olmazsa olmazı olan bağımsızlığıdır. Etnik kimliklerinizi, siyasi fikirlerinizi ve ittifaklarınızı bir kenara bırakın.
“Vay efendim çok önce yapılmış bir açıklama neden şimdi gündeme getiriliyor, vay efendim bize ne onlar düşünsün…” vb. birçok söylem görüyorum sosyal medyada. Yahu siz kafayı mı yediniz? ABD tarafından, Türkiye Cumhuriyeti Devleti alenen hedef alınıyor ve utanmasalar zil takıp oynayacak zihniyetler var.
Yazıklar olsun!
*
Unutmayın, Türk devlet aklı ırkçı değildir, unutmayın Türk devlet aklı mezhepçi değildir, unutmayın Türk devlet aklı tarikatçı değildir.
Bu yüzden Joe Biden’ın “Yapacağım en son şey ona Kürtler konusunda boyun eğmek olurdu.“ ifadeleri artık Türkiye’de bir karşılık görmez, göremez.
*
Joe Biden’ın açıklamalarına bir de Suriye’den kuş bakışı ile bakalım şimdi.
Türkiye’de yapılan terör operasyonlarına baktığımızda PKK’da ciddi bir çözülmenin olduğunun farkındayız aynı zamanda örgüte katılım Türkiye sınırları içinde sıfırlanmak üzere fakat beni endişe eden bazı şeyler var.
“YPG, PKK’ya söz mü verdi? Çözülün, teslim olun, itirafçı olun şehirlere gelin, pusuya yatın ve bekleyin. Suriye’den ilan edeceğiz özerkliğimizi. Arkamızda ABD var Türkiye’ye ABD ile yükleneceğiz. Irak’ta da bir süre sıkın dişinizi, Türkiye’nin Irak’ta PKK’ya karşı düzenlediği operasyonlar da sekteye uğrayacak bir süre sonra çünkü arkamızda ABD var ve ABD de bu durumdan rahatsız…” şeklinde bir telkin mi verildi YPG tarafından Kandil’e?
Neden mi böyle bir endişeye kapılmış durumdayım?
Geçtiğimiz haftalarda ABD’nin Ortadoğu sorumlusu general McKenzie, Türkiye'nin PKK’ya karşı mücadelesinin meşru güvenlik kaygılarına dayandığını ancak Türkiye’nin Irak’ın kuzeyindeki operasyonlarının kargaşaya neden olduğunu söyledi. Ayrıca Türkiye’nin, Demokratik Suriye Güçleri’ni PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak değerlendirdiğini belirten ABD’li General, “Ancak DSG konusunda farklı görüşler paylaşıyoruz. Biz PKK ile DSG’nin bir ve aynı olduklarına inanmıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Kısacası Amerika; YPG/DSG/SDG’yi her ne derseniz deyin PKK ile bir tutmuyor, terör örgütü olarak kabul etmiyor…
Gerçi kabul etse de değişen bir şey olmuyor.
*
Suriye’deki petrol/gaz bölgelerinin % 90’ı PKK’nın işgali altındaki bölgelerde bulunmaktadır. Geçtiğimiz ay; Amerikan Delta Crescent Energy şirketi, PKK ile işgal ettiği bölgelerdeki petrolü çıkarıp satmak için el sıkışmıştı. PKK çıkardığı bu petrolü komisyoncular aracılığıyla rejim bölgelerine satmaktaydı. En son yapılan bu anlaşmadan sonra bölgede çıkan petrolü artık ABD’li firma pazarlayacak, komisyoncular aradan çıkacak…
Bu da demek oluyor ki; ABD nazarında Suriye’nin uluslararası arenadaki temsilcisi YPG/PYD’dir.
Peki Barzani ne yapacak?
Daha önceki yazılarımda da belirtmiştim, aylardır süren ENKS-YPG/PYD görüşmelerinden bahsetmiştim…
ABD ne yaptı ne etti, Barzani ile Mazlum Kobani’yi barışmaya ikna etti. Bu küslük ise sözde Duhok Anlaşması’ndan kaynaklanmaktaydı. 2014’te IKBY Başkanı Mesut Barzani’nin bir araya getirdiği ve bizzat desteklediği Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ve YPG/PYD terör örgütü yapılan sözlü anlaşmaya göre, Fırat’ın doğusunda ortak yönetim, ortak askeri güçle defacto bir yapılanma ve siyasi karar mekanizması kurulması kararlaştırmıştı. Fakat 2014 sonrası iki grubun paylaşım konusunda sahada anlaşamaması nedeniyle anlaşma uygulanamamıştı.
Kim ne derse desin Suriye’de ve Irak’ta PKK-YPG el ele verdi, sıra özerkliğini ilan etmeye geldi. Bölgedeki bütün karmaşık denklemlerin çözümü buraya çıkıyor çünkü…
*
Sadede gelirsek; Joe Biden resmen YPG’nin özerkliğini ilan etti de farkında değiliz aslında…
Türkiye'm, Türkiye'm… Ah be Türkiye'm…
Nereden ağıt yaksam da bu acıları dindirsem.