Benim için yeni bir paradoks: ‘çoğalıyor muyuz, azalıyor muyuz?

İyimserlik anlarımda her şeye rağmen yaşamın iyiye gittiğini, güzelliklerin, iyiliklerin, kısaca güzel insanların çoğaldığını kabul ederim genellikle.
Ama ne var ki son üç günde üst üste aldığım 2 kayıp haberi bende ‘galiba azalıyoruz’ endişesini yarattı.
Önce hiç beklemediğim, çok zamansız bir biçimde Latif Demirci’nin kayıp haberi ile, dün de belki zaman açısından sürpriz olmasa da gene de boşluğunun öyle kolay dolamayacağı endişesi yaşadığım, abim, ustam Tarhan Erdem’in ölüm haberi ile sarsıldım.
Her ikisinin de bu dünyaya kattıkları değerin gözlemcisi, hatta o değerlerden beslenen biri olarak bu nitelikte insanların yerlerinin doldurulmasının güçlüğü duygusu, bu dünya ve gelecek açısından ister istemez umutsuzluğa kapılmama neden oluyor.
Latif Demirci ile Hürriyet’te çizdiği ‘Pres Bey’ sürecinde bu çizgilerin ‘Stop Motion’ olarak videoya aktarılması için birlikte çalışma olanağım oldu. Mütevaziliği, çevresine saygısı, işine olan sevgisi ve bağlılığı Kavacık’taki evinde ilk tanışmamızdan itibaren bir an bile eksilmeden devam etti. Gerçi bir yıl süren yoğun çabamız, o dönem Kanal D’de Genel Yayın Yönetmeni olan Mehmet Ali Birant’ın kaprisleri yüzünden yayınlanma olanağı bulamadı ama gene de birlikte çalışıp birlikte üretmenin, birbirimiz zenginleştirmenin keyfini sürdük ikimiz de.
Tarhan Abi ile ise, çok uzun yıllar birlikte çalıştık. Onun bilgisi, alçak gönüllülüğü, aydın duruşu, bir anlamda kalfalıktan ustalığa geçiş dönemimde Hakkı Devrim ile birlikte benim için belirleyici oldu. Gerek Doğan Holding’in Gümüşsuyu’ndaki binasında, Holding Genel Koordinatörü olarak, gerek Ray Sigorta’nın Şişhanede’ki binasında KONDA’nın kurucusu ve Genel Müdürü olarak birlikte çalıştığımız 6-7 yıl boyunca aydınlığı ile beslendiğim ve kendisini rol model almaya çalıştığım bir değer oldu benim için. İnternetin adını bile duymadığımız dönemlerde benim internetvari ‘Minitel’ projemi kavramış ve araştırmak için tüm randevularımı alarak beni Paris’e gönderdiği zamanlarda ellili yaşlarının sonlarında idi. Gene 1994 yılı İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerinde ‘Tayyip Erdoğan kazanacak’ diye araştırma sonuçları ile ortalıkta dolaşırken, başta Aydın Doğan olmak üzere araştırma sonuçlarına kimseyi inandıramıyordu. Ardından 2002 seçimlerinde AKP geliyor dediğinde de ciddiye alınmadı. Fikirlerini ve araştırmalarını anlayacak bir kitle bulmakta zorlansa da o hiç yılmadan üretmeye ve bu düşüncelerini anlatmaya devam etti.
Kısaca dostlar, yerleri dolacağı konusunda çok umutlu olamadığım iki örnek insanı kaybettim bu hafta.
Ne dersiniz ‘galiba azalıyoruz’ endişemde haksız mıyım?

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Eklenenler

author

Emma Hayes

There I was in a hot yoga studio with plenty of bright natural light and bending myself into pretzel like positions for the very first time.

instagram