Hemşerimiz Emin Alper’in yönettiği 2022 yapımı ‘Kurak Günler’ bu hafta vizyona giriyor. Ancak Kültür Bakanlığı, film daha gösterime girmeden verdiği destek fonunu faiziyle geri istedi.
Başrollerinde Selahattin Paşalı ve Ekin Koç’un yer aldığı Emin Alper’in yeni uzun metrajlı filmi Kurak Günler, dünya prömiyerini 75. Cannes Film Festivali’nin ‘Belirli Bir Bakış’ (‘Un Certain Regard’) bölümünde gerçekleştirdi. Film 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali‘nde En İyi Yönetmen dahil olmak üzere dokuz ödül kazandı.
Filmin Konusu
Genç bir başsavcı olan Emre (Selahattin Paşalı), küçük Balkaya kasabasına yeni atanır. Kendini büyük bir ciddiyetle işine verir ve başta belediye başkanı Selim olmak üzere şehrin ileri gelenleri onu büyük bir saygıyla karşılar. Ancak bu sıcak karşılamaya rağmen, ilk gününden itibaren bir takım garip ve gergin etkileşimler yaşar. Başlangıçta küçük kasaba siyasetinde taraf olmak istemeyen Emre, yavaş yavaş siyasetin içine çekilirken ister istemez yerel gazetenin sahibi Murat’a (Ekin Koç) yakınlaşır. Kasabanın seçkinlerine karşı aralarındaki bağ homoerotik bir gerginliğe yol açarken, kasabada onlar hakkında söylentiler yayılmaya başlar. Genç başsavcı çok geçmeden cinsel hüsran ve siyasi izolasyon arasında sıkışıp kalır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı film vizyona girmeden ve bunca başarısına rağmen verdiği destek fonunu faiziyle geri istedi.
Konuyla ilgili açıklama yayımlayan Emin Alper, “Bu film sayesinde ilk kez uzun metraj bir film için ‘parayı geri isteme’ örtük tehdidi hayata geçirildi. Dolaylı bir sansür mekanizması işletilerek paramız geri isteniyor şu an. Bu çok tehlikeli. Bütün yönetmenleri şu an tedirgin eden bir sürece imza atmış oldu maalesef bakanlık” dedi.
Açıklamada, “Kurak Günler”i 9 Aralık’tan itibaren sinemalarda bilet alarak izleme çağrısı yapıldı.
Senarist ve Yönetmen Emin Alper ve Yapımcı Nadir Öperli tarafından yapılan açıklama şöyle: “Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü, tarafımıza gönderdiği bir yazıyla, “Kurak Günler” adlı projemize verdiği finansal yapım desteğini yasal faiziyle birlikte geri istediğini bildirmiştir. Bu karar, 2018 yılı Kasım ayında başvuru yaptığımız ilk taslaktan sonra, proje geliştirme sürecinde senaryoda gerçekleştirdiğimiz değişikliklerin uygun görülmemiş olması gerekçesiyle alınmıştır. Bu, senaryonun tüm değişiklikleri içeren nihai halini Sinema Genel Müdürlüğü’ne teslim ettiğimiz tarihten 20 ay sonra alınmış bir karardır. Bu karar kuşkusuz, filmimizle ilgili Cannes Film Festivali’nin hemen ertesinde başlayan, Antalya Film Festivali’nden sonra da devam eden yalan ve karalamaya dayalı medya kampanyalarının baskısıyla alınmıştır.
Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde kamu fonları destek verdikleri filmlerin senaryolarındaki değişiklikleri denetlemez. Sinema sektörünün işleyişine aşina olan herkes şunu çok iyi bilir: Senaryolar yazıldığı andan çekim gününe kadar, proje geliştirme sürecinde, çekim sırasında sette ve en nihayetinde kurguda değişir. Bunun aksi, eşyanın tabiatına aykırıdır. Maalesef Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2019’da yapılan yönetmelik değişikliğiyle, senaryolar üzerindeki değişiklikleri takip etmek bahanesiyle eserlerimize yönelik açık bir sansür süreci işletmektedir. Nitekim “Kurak Günler”in yapım desteğini geri isteme kararı, sektör temsilcilerinin de yer aldığı sinema destekleme kurulu devre dışı bırakılarak, Kültür ve Turizm Bakanı’nın onayıyla, keyfi şekilde alınmıştır ve sinemamızın geleceği için son derece tehlikeli bir örnek teşkil etmektedir.
Şunu bir kez daha hatırlatmak isteriz: “Kurak Günler”, 2022 yılında üç büyük uluslararası film festivalinden birinde ülkemizi temsil etme başarısı gösteren tek uzun metraj film olmuştur. Dünya prömiyerinden sonra pek çok ulusal ve uluslararası festivalde gösterilmiş ve çok sayıda ödül almıştır. Normal şartlarda, verilen desteği verimli bir şekilde kullandığımız ve ülkemizi uluslararası alanda başarıyla temsil ettiğimiz için kamu tarafından takdir edilmeyi beklerdik. Ne yazık ki, filmimizin başına gelenler, ülkemizde hiçbir başarının cezasız kalmadığının talihsiz bir örneği olmuştur.
Yaşadığımız bu mağduriyet karşısında bize destek olmak isteyen seyircilerimizi “Kurak Günler”i 9 Aralık tarihinden itibaren sinemalarda bilet alarak izlemeye davet ediyoruz.
Vergilerimizle oluşturulan kamu kaynaklarının sanatımız ve sinemamızın hayrına, özgür, bağımsız ve yaratıcı fikirleri desteklemek amacıyla, hakkaniyetli bir şekilde kullanılacağı günlerin yakın olduğunu ümit ediyoruz.”
İktidarı kızdıran ne olmuştu?
Altın Portakal’da En İyi Yönetmen Ödülü dahil dokuz ödül alan Kurak Günler’in yönetmeni Emin Alper, 8 Ekim’deki ödül törenindeki konuşmasıyla izleyicilerinin gönlünde bir kez daha taht kurdu. İktidarı ve iktidar medyasını rahatsız eden konuşmada Alper, Boğaziçi Direnişi’ne ve Gezi Davasında tutuklananlara selam gönderdi.
“Hatıranızın önünde saygıyla eğilen kimseyi bulamayacaksınız”
Alper, törendeki konuşmasında Boğaziçi direnişine selam göndererek “Ben sinema okumadım, Boğaziçi Üniversitesinden mezunum. Yönetmen olmamda Boğaziçi Üniversitesinin üzerimde inanılmaz bir katkısı vardır, özellikle Boğaziçi Üniversitesi Sinema Kulübünün ve daha sonra master, doktora yaptığım yıllardan Mithat Alan Film Merkezinin. Rektörlük kararıyla görevden alınan Boğaziçi Üniversitesi Sinema Kulübü Yönetim Kurulu ve Mithat Alan Film Merkezi… Ülkesinin en güzide eğitim kurumunu ele geçirilecek bir kale olarak gören zorba bir zihniyetin saldırısı altında. Utanıyorum gerçekten utanıyorum, bu ülkenin bu nadide kurumuna yapılan bu hayasız saldırıdan gerçekten utanıyorum ama Boğaziçi Üniversitesi direniyor, Boğaziçi Üniversitesi kazanacak. Sadece Boğaziçi Üniversitesi değil zorbalığa karşı direnen herkes kazanacak; Gezi direnişçileri kazanacak, hemen yanı başımızda işgalci diktatöre karşı direnen Ukrayna halkı kazanacak, zalim Mollalara karşı direnen kadınlar kazanacak. Bütün bu direnişçiler tiranlara zorbalara şunu söylüyor ‘kazanamayacaksın’ diyor. Tarih sizin yanınızda değil insanlığın özgürlük talebini susturamayacaksınız, kazanamayacaksınız ve yıllar sonra hatıranızın önünde saygıyla eğilen kimseyi bulamayacaksınız” ifadelerini kullandı.
İktidar medyası hedef gösterdi
Konuşmanın ardından iktidara yakın medya derhal harekete geçti. Sabah gazetesi, “Devletten para alıp devlete çakan ikiyüzlüler” diye manşet attı. Aydınlık gazetesi de “Altın Portakal Washington portakalı oldu” başlığını kullandı. Hedef gösterme haberlerinde devlet desteğinin geri alınması istendi.