Yüz Yıl Önce Yaşanan Ermenek Olayları
18. bölüm
1920 yılı Ekim ayında yaşanan Ermenek Baskını olaylarında suçlu bulunanlara verilen cezalar
bir yıl sonra Ekim 1921’de açıklanır.
Konuyla alakalı mahkeme sonuçlarını o gün not tutan Ermenekli Hüseyin Ağadan dinleyelim:
1340 Hicri yılının başı (Ekim 1921) tarihi 21 Ağustos 1337 (1921) Rumi yılına tesadüf etti.
Yeni hicri yıl 1340 / 1921 ve hicri güneş yılı olan 11 Eylül tarihinin de Rumi 1300 olacağı
kesinlik kazandı.
Eskiden beri her yüz yıl başında bir değişiklik ve yenilenme olup (tecdit) İslam milletinin
galibiyeti de zuhur edeceği muhakkak addedilmektedir.
Senelerdir yeni yılın Şemsi Hicri / Rumi yılın aynı yüz yıl başında kesişmesi bekleniyor
Allah’ın yardımından zafer ümit ediliyor ve insanların ağzında böyle söylenmekte idi.
Alınan haberlere göre yeni giren yılla beraber düşman ordusu Çeşme ovasında duramayıp geri
çekilmekte, İslam askeri takip edip Afyonkarahisar, Eskişehir ve Kütahya taraflarına düşman
çekilip bu mahallerde istihkâm yaptığı ve oralarda muharebe devam etmekte olduğu resmi ve
gayr-ı resmi haberleri alındı.
Firar edip geri dönen asi reisi Delibaşı yardımcıları ile Karamanın Karadağ civarlarında
dolaşmakta iken kendi yardımcılarından Çerkez Murat Bey adında birisi Delibaşı’nı bir tenha
yerde kurşunla vurarak kesik başını Karamanda hükümete teslim etmiş ve kendisi de o suretle
rızasıyla teslim olmuştur.
Hükümet Murat Beyi affeder. Diğer kaçaklaın kimisi yakalanır kimisi kaçarlar, onların tehlike
arz etmeleri bertaraf olur.
Düşman ordusu ile Batı Cephesinde muharebe devam etmekte, iki taraftan da çok zayiat ve
yaralı olup hastanelere Yunan askerinden külliyetli yaralılar gelmekte olduğunu gazeteler
yazmaktadır.
Tabi, İslam askerlerinden de külliyetli yaralılar hastanelere geldiğini ve gelmekte olduğu
hakkında resmi mahfillerce malumat veriliyor. Resmi ve gayr-ı resmi haber alınıp, gelen bazı
yaralılardan ve asker kaçaklarından rivayet edilmektedir ki düşman ordusunun külliyetli silah
ve savaş aletleri ve cephaneleri ele geçirilmiştir. Bu arada bizim askerimiz de epey zayiat
vermiştir.
Geçen sene (1920 Ekim) Ermenek’e baskına gelen asilerden yakalanan ve asilere katılıp da
tutuklanan nahiyenin bazı ileri gelenleri ile Davdas nahiyesi Müdürü ve aşiretinden tutuklu
bulunanların mahkemeleri Ermenek’te, Konya’da ve Karaman’da halen son bulmadı.
Konya, Karaman ve Ermenek arasında mahkemeleri gidip gelmektedir.
İstiklal mahkemesi heyeti Eylül sonunda Karaman’a gelip Ermenek Olayındaki sanıkların
tutukluluğunu Karaman’a celp etmişler ve mahkeme burada sonuçlanmıştır.
Yargılanmaları sonucunda Halimiye’li (Tepebaşı – Ermenek) Hacı Ahmet’in oğlu Mevlüt,
Aladağ’ın Habiller köyünden Hasan Onbaşı, Aladağlı Naim (…) in asılarak idamlarına,
Mevlut’un biraderi Emin’in ömür boyu kürek cezasına, Nevahi’den bazı eşkıyaların beşer
onar sene mahkûmiyetlerine hükmedilerek icra edilmiştir.
Diğer sanık ve tutuklu bulunanlar berat etmişlerdir.
Süt Şirketi Ermenek şubesi müdürü Hacı Halil Efendi oğlu Hacı Ahmet Efendi Zade
Hüsamettin Efendi biraderi Halil Efendiyi asilere katılmıştır diye hayliden beri Konya’da ve
Karaman’da tutuklu idi.
Hüsamettin Efendi ile Hacı (…)’nın uşakları aralarında alışverişten dolayı bir hesap tartışması
varmış. (…)’nın uşakları yalancı şahitleri bularak Hüsamettin Efendi asilere silah verip
yardım etti, diye şikâyet etmeleri üzerine iki üç aydır Ermenek hapishanesinde tutuklu idi.
İstiklal mahkemesinin talebi üzerine Karaman’a nakledildi.
Yargılama sırasında (…)’nın uşaklarıyla aralarında hesap tartışmasından ileri gelen
husumetlerinden dolayı iftira ettiklerini, Ermenek eşraf ve tüccarından sekiz on kişi
huzurunda barıştırılarak hesaplarının görülüp işlerinin düzeltilmesiyle bu davanın da erkene
alınacağını söyledikleri açıklanmıştır.
(…)’nın gösterdiği şahitlerin ifadeleri Ermenek mahkemesince şifreli telgrafla Karaman’a
bildirilmiş, Efendilerin ifadeleri de mahkemede alınıp zabıtname evrakı Karaman İstiklal
mahkemesine gönderilir.
Eylül sonunda Hacı (…)’nın uşaklarını mahkemeye talep ederler. Ahmet’i derdest ederler.
Tutuklu olarak gider. Sonra Molla Mehmet kendisi Karamanda teslim olur, yargılama
sırasında şahitlerin zabıt evrakı okunur. Müdafaa edemezler, şaşırırlar.
Hüsamettin’in beraatına ve Molla Mehmet ve Ahmet’in üçer sene mahkûmiyetlerine, Molla
Mehmet’in Kastamonu, Ahmet’in Çorum hapishanelerinde bu müddeti çekmelerine
hükmedilir.
Cenab-ı hak tarafından ilahi adalete mazhar olunur. Heyet Silifke’ye hareket ederler.
Hayliden beri eşkıyalık ve asker kaçakçılığı ile iki üç kişi öldüren Anamur’un Çukur Abanoz
köyünden Sığırlı oğlu Hasanın oğlu Ali adlı eşkıya Köylüoğlu namıyla bilinen kişi Anamur
hükümetince yakalanıp Silifke’de tutuklanmış, teşrin-i evvel sonunda (Ekim 1921) onun da
asılarak idamına hükmedilmiş, idam edildiğini telgrafla bildirdiler.
Asker kaçaklarında bir kişi Silifke’de ve bir kişi de Anamur’da asılmıştır. Kaçakların
yakalanmasına ve askere sevkine itina edilip bir taraftan yine firar ediyorlar, bazı asker
kaçakları soygunculuk yapmakta idiler.
Anamur şubesinde daha ziyade itina edilip şube başkanı binbaşı Barcın Yaylasına kadar
yaylalarda takibat edip haftada bir iki defa sevkiyat amacıyla Ermenek’ten geçiyorlardı. 27
teşrin-i evvelde (27 Ekim 1921) Fransızlarla anlaşılıp itilafname imzalandığına dair resmi
telgraf geldi.
(DEVAMI VAR)
Kaynak: Remzi ve Mehmet Tüzün’ün babaları Ermenekli Hüseyin Ağanın (Tüzün) tuttuğu
notlar.
Belgeler: Osmanlıca olarak Dr. Alaeddin Atalık’ın babası merhum Vacit Atalık
Sadeleştiren: ا ب ج ile ABC arasında köprü, Arşiv uzmanı – Gazeteci – Yazar: Mükremin
Kızılca