ERMENEK ESNAFI MEMNUN! GIKI ÇIKMIYOR
Ermenek esnafları ile söyleşi yaptık.Esnaflar bazı zamanlar siftah bile edemediklerini söylediler.Caddelerin boş olmasından yakındılar.Bankalara borçlu olduklarını söylediler.Hangi esnafla söyleşi yaptıysak hepsi aynı şeyi söyledi.
Geçtiğimiz günlerde Ermenek'te bulunan maden ocakları ve maden işçilerinin sorunlarını konu alan basın açıklamasına katılan esnaf sayısı 5-10 geçmez. Bu da demek oluyor ki; Ermenek'te sadece 5 esnafın durumu kötü.Diğerlerinin işleri yolunda.STK lar dan da ses yok.Ne diyelim! Esnaf kardeşlerimizin gıkı çıkmadığına göre hallerinden memnunlar.Hayırlı işleriniz olsun..
EKONOMİK KRİZ VAR MI?
Türkiye’de ekonomik kriz alametleri denilince, döviz kurunun ve faizin yükselmesi, borsanın düşmesi yani mali piyasadaki ekonomik göstergelerin dalgalanması akla gelir. Bunun nedeni ülkede halkın günlük yaşamıyla çok ilişkili olmasa da, ‘piyasalar’ın gelişim seyri, borsanın ve dövizin inip çıkması, ekonominin gidişatını anlamak açısından yeterli görülür.
Borsa yükseliyorsa ‘Ekonomi yolunda, işler yolunda’ kabul edilirken; borsa düşünce, ABD doları ve avro yükselirse ‘Yandık, bittik, battık’ söylemleri kullanılmaya başlanır. Oysa bizim gibi ülkelerde, ekonominin nasıl olduğunu görmek için asıl bakılması gereken, halkın günlük yaşamına doğrudan etki eden enflasyon ve işsizlik verileridir.
Türkiye ekonomisi, üretimden çok tüketime ve borçlanmaya dayanan, halkın günlük yaşamda etkisini hissetmediği büyüme rakamlarına rağmen ciddi bir dar boğazın eşiğinde. Hala kar eden milli kurumlar özelleştiriliyor. Ekonominin büyük ölçüde yabancı sermayeye, sıcak paraya bağımlı olması, ekonomik dengelerin her an bozulma potansiyeli taşıması Türkiye’yi ‘En kırılgan ekonomi’ haline getirdi. Öyle ki, halkın günlük yaşamını doğrudan ilgilendiren işsizlik ve tüketici enflasyonunun birlikte değerlendirildiği ‘Dünya Sefalet Endeksinde’ Türkiye’nin 2018 sonu itibariyle 5. sırada yer alması bekleniyor.