Ermenek’in simgelerinden biri olan Kuruçeşme, uzun yıllar boyunca sessizce hizmet verdiği bölgede artık resmi koruma altında. Kültür ve Turizm Bakanlığı Konya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından yapılan değerlendirme sonucunda, bu tarihi yapı “taşınmaz kültür varlığı” olarak tescillendi. Bu tescil kararı, kültürel mirasımızın korunması adına önemli bir adım niteliği taşıyor.
Genç Bir Vatandaşın Tarihe Sahip Çıkma Mücadelesi
Seyran Mahallesi’nde bulunan ve yıllardır “Kuruçeşme” olarak bilinen bu tarihi yapının tescillenmesi, aslında bir gencin azmi ve kararlılığı sayesinde gerçekleşti. Bu genç hemşehrimiz, üç ayrı CİMER başvurusu yaparak süreci başlattı ve doğrudan Kültür ve Turizm Bakanlığı ile iletişime geçerek çeşmenin korunması için gereken adımların atılmasını sağladı.
İlk başvurusunu 12 Şubat 2024 tarihinde yapan vatandaş, sürecin takipçisi olarak gerekli tüm belgelerin toplanmasına ve araştırmaların yapılmasına katkıda bulundu. Nihayetinde Kuruçeşme’nin tarihi ve kültürel değeri resmen tanınarak yasal güvence altına alındı.
Resmi Kurumların Sürece Katılımı
Tescil sürecinde birçok resmi kurum da sürece dahil oldu:
- Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğü (13 Ocak 2025)
- Karayolları 3. Bölge Müdürlüğü (14 Ocak 2025)
- Devlet Su İşleri 4. Bölge Müdürlüğü (15 Ocak 2025)
- Ermenek Belediye Başkanlığı (15 Ocak 2025)
Bu kurumların görüşleri doğrultusunda, Konya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu uzmanlarınca hazırlanan raporlar değerlendirildi ve çeşmenin II. grup yapı olarak tescillenmesine karar verildi.
Kültürel Mirasımızın Sessiz Tanıkları: Tarihi Çeşmeler
Kuruçeşme, Ermenek’in sanayi köprüsü bitiminde bulunuyor ve yüzyıllardır bölge halkına hizmet veriyor. Bu tür yapılar sadece birer su kaynağı değil, aynı zamanda toplumsal hafızanın ve ortak kültürün önemli birer parçasıdır.
Tarihi çeşmeler, bulundukları bölgenin:
- Sosyal yaşam pratiklerini
- Mimari geleneklerini
- Sanat anlayışını
- Su kültürünü
yansıtan değerli eserlerdir. Bu nedenle Kuruçeşme’nin tescillenmesi, sadece bir yapının korunması değil, bir kentin geçmişine, kimliğine ve kültürüne sahip çıkılması anlamına geliyor.
Tescil Kararının Yasal Boyutu
Alınan karar doğrultusunda, 2863 Sayılı Yasa’nın 8. Maddesi kapsamında, çeşmenin korunma alanı içerisinde Kurul izni olmadan herhangi bir inşai ve fiziki uygulamada bulunulamayacak. Bu sayede çeşme, yıkılma, tahrip edilme veya özgün yapısının bozulması gibi tehditlerden yasal olarak korunmuş olacak.
Bireysel Çabaların Kültürel Mirastaki Önemi
Bu başarı hikâyesi, bireysel girişimlerin kültürel mirasın korunmasındaki önemini gözler önüne seriyor. Genç vatandaşımızın çabaları, yalnızca kurumların değil, bireylerin de tarihe sahip çıkma konusunda ne kadar etkili olabileceğini gösteriyor.
Daha da önemlisi, bu örnek gösteriyor ki bilinçli bir vatandaş, sadece kendi değil, bir kentin kültürel geleceğini koruma altına alabilir. Ermenek’teki diğer tarihi eserlerin de tespit edilmesi ve korunması için çabaları süren bu genç, hepimiz için ilham kaynağı niteliğinde.
Geleceğe Taşınan Miras: Sahipsiz Değil, Emanet
“SAHİPSİZ ERMENEK ARTIK SAHİPSİZ OLMAYACAK” sloganıyla yola çıkan bu girişim, aslında toplumsal bir çağrı niteliğinde. Kültürel varlıklarımız sahipsiz değil, hepimize emanet.
Bu tescil kararı, Ermenek’teki diğer tarihi yapıların da korunması için önemli bir örnek oluşturuyor. Genç vatandaşın çalışmaları burada bitmiyor; Ermenek’teki diğer tarihi eserlerin de tespit edilmesi ve korunması için çabaları devam ediyor.
Ermenek’imiz için böyle güzel çalışmalar başlatan gencimizi kutluyor, çalışmalarında başarılar diliyoruz. Bu mücadele, hepimiz için bir çağrı: Gelin, geçmişimizi tanıyalım, tanıtalım, koruyalım. Çünkü kültürel miras bir miras değil sadece; aynı zamanda bir emanettir.
