Yüz Yıl Önce Ermenek’te Hayat
21. bölüm
O zaman kaymakam bulunan Şifa Bey suiistimale meydan verip tamamlanamamış birkaç defa
inşasına teşebbüs etmişler ise de yine tamamlanamamış bazı yerleri de yıkılmıştı.
Jandarma kumandanlığına tayin olan yüzbaşı Türki Bey adı geçen koğuşun ve hapishanenin
tamamlanmasına teşebbüs edip milli müdafaa komisyonunca yardım yoluyla tedarik edilen
meblağdan yüz lira kadar bir meblağ verilip tahta ve benzer noksanlarını da hariçten
tahtacıdan satın aldırıp hapishane ve koğuşun tamamıyla inşasını bitirdi.
Ocak ayında hapisleri hükümetin altında ki sağlığa zararlı bulunan hapishaneden naklettirdi.
Hükümet konağına, hapislere ve jandarma alayına da bir iyilik edip insaniyete layık namını
bıraktı.
Yukarıda zikrolunduğu üzere genel aftan Hacı Haranı’nın oğulları da istifade edip Ankara’da
bulunan sürgün yerlerinden geldiler.
Nakliye araçları olarak Ermenek’ten 120 eşek, 100 kadar katır ve beygir daha istiyorlardı.
Nevahi’den, köylerden ve Ermenek mahallelerine taksim edilerek toplanan eşek, katır ve
beygir de satın alma yoluyla tedarik edilerek Türk Silahlı Kuvvetlerine gönderildi.
Kış münasebeti ile muharebe olamıyor haberleri alınıyor.
Ocak ayı sonuna kadar yağmur ve kar geçen senelerden fazla yağıp bağ ve bahçe aralarında
çok duvarların yıkılmış olduğu görüldü. Hatta bazı yerlerde hanelerde de ziyan oldu.
Şubat ayı başlarında hava poyrazlayıp sertlik ziyade oluyordu. Yağmur ve kar yağmıyordu,
kuraklık her tarafta hissediliyordu. Mart içinde iki defa cüzi şekilde yağmur çiselemiş ise de
hiçbir fayda olmadı.
Evvelce kıştan ekili tarlalar büyümediği gibi bahar vaktinde kuraklıkla ekili tarlalar çakılıp
kaldı. Ramazan-ı şerifin on beşinci, Mayıs ayının on ikinci günü rahmet duası için hacete
çıkıldı. Cuma namazı bütün kasaba halkınca hacet mahallinde musallada eda edildi, üç gün
musallaya çıkıldı.
Ara ara bazı yerlere ve az olarak da buralara yağmur yağıyor ise de evvelce kuraklıkla
mevsimin dışında yağan az yağmurun faydası olmuyordu.
Konya ve Karaman taraflarına fazla yağmur yağdığı anlatıldı ise de her tarafta mahsullerin
büyümediği feyz ve bereket olmadığı aşikardı.
Sahil tarafından yani Anamur, Gülnar ve Silifke’nin deniz kenarı olan topraklarında suğla
olan yerlerin mahsulleri bol olduysa da cüzi kabilden olup her tarafta bir kıtlık yüz
göstermiştir.
Ve evvelce de her metada ve her eşyada ve zahire de pahalılık arttığından kuraklık sebebiyle
hububatın birden bire bir kilesine 150 kuruş zam ile buğdayın kilesi 300 – 350, unluk 250,
arpa 150 iken 500e kadar buğday ve 400e unluk, 250’ye kadar arpa fiyatları yükseldi.
Tabi kuraklık cihetiyle onlarda da feyz ve bereket olmayacağı sebebi ile yağ 100 kuruştu.
Diğer, eski fiyatına Beyrut’tan Mersinden gelen ticari mallar ve eşyalar hiç indirimsiz zamlı
satılıyordu.
Her ticari mal cinsine ve miktarına göre 3 – 5 katı gümrük ve tüketim vergisi alınarak, şeker
60 -70, kahve 100 – 120, sabun 80 – 100, basmanın cinsine göre 25 – 30 – 35 ve diğer ticari
mallarda ona göre fiyatlı idi.
Senenin kuraklığı ve savaşın devamı sebebiyle her şeyde pahalılık hakimdi. Hükümetin
istekleri ve diğer nakliye ve hayvan taleplerinin ucu yok, sonu yok.
1920 yılından beri ilkokul ve Rüştiye mekteplerinin öğretmen maaşları da dahil bütün
giderleri halka tevzi edilerek karşılanmaya başlandı. Tahsildarlar ev ev tahsile çıktılar.
Bu arada hükümetin bütün Türkiye’de zaruri olarak hayata geçirdiği Tekalif-i Milliye-i
Mecbure (Zorunlu milli vergiler) toplandı. Kurtuluş savaşının sonuca ulaşması için
askerimizin bir çifti çoraba dahi ihtiyacı vardı. Bütün Ermenek ve Nevahi halkı bu vergilere
fazlasıyla iştirak ettiler.
(DEVAMI VAR)
Kaynak: Remzi ve Mehmet Tüzün’ün babaları Ermenekli Hüseyin Ağanın (Tüzün) tuttuğu
notlar.
Belgeler: Osmanlıca olarak Dr. Alaeddin Atalık’ın babası merhum Vacit Atalık
Sadeleştiren: ا ب ج ile ABC arasında köprü, Arşiv uzmanı – Gazeteci – Yazar: Mükremin
Kızılca