ARDICIN ANLATTIKLARI
Anasının “A güzel ırabbım herkesin harmanının ve koyağının başında bir ardıç var, bize bir
ardıç pürü mehel görmüşsün” lafı hiç aklından çıkmamıştı.
Geçen yıl (2019 Üssüz Yaylası) o ardıç pürünün kocaman bir ağaca dönüştüğünü görünce, ah
anam olsaydı da gelip dibinde bir gölgelenseydik, dedi.
“Ardıçlar bitki dünyasının en uzun ömürlü ağacıdır. Binlerce yıl yaşarlar, Hz Muhammed’e,
Hz İsa’ya hatta Hz Musa’ya tanıklık edenler bile vardır.” Demişti bir botanikçi kürsüden.
Ormanlarda ve parklarda bir ardıç görse hemen elini dallarına dokunur, iğne yapraklarının
birkaçını avucunda ezer ve yeşil tohumundan birini parmaklarıyla övceledikten sonra burnuna
götürürdü.
O ne nefis kokuydu öyle?
Andızın aksine dikensiz olan ardıç türleri parklarda da kültürel olarak çok sık kullanılır.
Ardıç kuşu yediği ardıç tohumlarını midesinde pişirdikten sonra doğaya bırakır ve ardıcın
nesli muhteşem bir uzun ömürle böylece sürüp gider.
Nure Sofi atamızın türbesi başındaki ardıçlar 2017 yılında ziyaretimiz sırasında kulağımıza
hışırtısıyla: Nure Sofi buraya gelip Bizanslıları Arı ordusuyla yendiğinde biz taze bir fidandık,
diye fısıldamıştı.
Taşkent Balcılar (Alata) Mahallesi Dikenli yaylasındaki Siyam Efendi kabrinin üstündeki
çatal ardıç bize 2005’te: Ben, Siyam Efendi buraya gömülürken 400 yaşındaydım, diye
söylemişti.
Karaman Akçaalan köyü Bağdat yaylasındaki (Kandevir – Philadelphia) dev ardıç ben
çocukları 2010’da kucağına çıkarırken: Hz İsa’nın havarileri; Barnabas ve Pavlos buraya
geldiklerinde sohbetlerinde bulundum, diyecekti.
Mut Yalnızca Bağ yaylasındaki hayata veda etmiş ama iskeleti hala dimdik duran ardıç da:
ben Nure Sofi’nin Adrassos antik kentini teslim alırken uçurduğu arı oğullarını düşmanların
üzerine yönlendirmiştim, demişti.
Ermenek ile Gülnar arasında bulunan Mennan kalesindeki üstü başı yara bere içindeki devasa
ardıç, 2018 yılındaki ziyaretimizde: Osmanlı paşası Gedik Ahmet Karamanoğlu’nun son beyi
Pir Ahmet’i buraya kadar takip etti, kaleye çıkamayınca top atışlarıyla bizi bu hale soktu, diye
haber verdi.
Ah ardıçlar!
Sizin bir diliniz olsa, neler anlatırsınız değil mi? Nice tarihçilerin sahtekârlıklarını yüzlerine
vurursunuz değil mi?
