İBADET, ABUDİYET VE ÜÇAYLAR
Üçayların İslam ümmetine, Türk milletine ve insanlık ailesine huzur getirmesi
dileklerimle!
Üçaylarda Müslümanların daha fazla Allaha kulluğa yaklaştığı bir gerçektir.
Sadece kulluk yani ibadet değil her alanda kemale doğru yürüdüğü söylenebilir.
Günahlardan uzaklaşmak, İslam ahlakına yaklaşmak ve kullarla iyi geçinmek
gibi alanlarda da Müslümanlar daha bir hassas hale gelir bu mübarek günlerde.
Bu durum bütün insanlarca çok yerinde bulunurken bazı sözde Müslüman
aydınlar bunu hazmedemezler. Özellikle ilk defa 21. Yüz yılda ortaya çıkan
sapkın İslam tarikatları bu hususta başı çeker.
Neymiş? İslam ibadet dini değil, ubudiyet diniymiş, aman Allah’ım akıllara
ziyan bu hezeyanları söyleyenlere hidayet nasip eyle ya rabbim!
Ayetleri, hadisleri hatta siyeri tahrif ederek, kelime ve manalarıyla oynayarak
ilhat yoluna sapmaktan maksatlarını anlamanın imkânı yoktur.
Acaba iyi niyetle mi yapıyorlar, diye bir bakıyorsun, değil. Niyetin: şan şöhret
ve namdan başkası olmadığını anlıyorsun.
Arapların en büyük sözlüğü Lisanü’l-Arap’ta baktım karşılıklarına:
İbadet itaat demektir. Ubudiyet de kulluk, burada da sözlüklerle oynayıp
tahrifatla kafa karıştırmaya çalışıyorlar.
İyyake nabüdü: huşu ve huzur içinde sana ibadet ederim, demektir.
Ubudiyet: Huzu yani yumuşaklıkla ve tam bir teslimiyetle Allaha kulluk ve
tezellüldür.
Müslümanlara İbadullah – Allah’ın kulları, Müşriklere: Abedetü’t-tağut – putun
kulları denir.
“Kölelerinize abdi / kulum ve emeti / kadın kulum demeyiniz, fetaye / gencim
ve fetati / bayan gencim, deyiniz. Köleler de sahibine rabbi / ey benim rabbim ve
rabbeti / bayan efendisi için, ey benim sahibem, demesin, seyyidi / efendim ve
seyyideti / bayan sahibesi için efendim, desin. Çünkü hepiniz Allah’ın
kulusunuz. Zira sadece Allaha abd / kul olunur. (El-bani Edebü’l-müfred 154
ravi: Ebu Hüreyre ra)
Bu 21. Yüz yıl sapık tarikatlarının ayet ve hadislerden işine geldiklerini alıp vera
istedikleri gibi eğip büküp, işine gelmediklerini görmezden gelmelerinde bir
samimiyet aranamaz.
El-Mucemü’l-Müfehrese baktığımızda Kur’an-ı kerimde 274 ayette Abd
kökünden kelimeler geçer. Bunların büyük çoğunluğu Allaha kul olarak ibadet
etmek manası taşır.
Fatiha suresinde her rekâtta andığımız: İyyake na’büdü / ancak sana kulluk
ederiz” ayeti de bunlardan birisidir.
İslam sadece ibadet dini değil deseler anlarız, ancak İslam ibadet dini değil
ubudiyet dini, diye yapılan saçmalamayı anlayamayız.
Allah Kur’an’da sözlü ibadet tevhidi, zikri emrettiği gibi bedensel ibadet orucu,
namazı da emretmiştir.
Mali ibadet haccı zekâtı zenginlere emrettiği gibi düşünsel ibadet olan
fikretmeyi ve akletmeyi de herkese emretmiştir.
Sosyal bir varlık olan insana ahlak kurallarını, adaleti, iyiliği, akrabaya alakayı,
yetimlere, yoksullara yardımı da emretmiştir.
Allah Teâlâ hazretleri insanlığın baş belası kötü alışkanlıklardan da uzak
durulmasını emretmiştir. Müslümanlar bunları bilmiyor mu zannediyor bunlar,
ne demek istiyorlar?
Bu 21. Yüz yıl sapkın tarikat erbabı varsa yoksa Müslümanların namazına
takmış haldedirler. Milletin namazından ne istiyorsunuz? Neden İslam’ın
olmazsa olmazı olan namaz ibadetine ritüel adı takıyorsunuz?
“Namaz Müslümanların başına sarılan en büyük beladır” diyen lanetlenmiş
insanın halini bilirsiniz!
Kur’an’da geçen salat / namaz kelimelerinin hiç birisine namaz demeyip destek
manası veren zavallı! Aklını başına al Allahtan hidayet dile, biz de seni ve
kendimizi doğru yoldan ayırmaması için ona dua edeceğiz.
“(Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl.
Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah’ı anmak (olan
namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah, yaptıklarınızı biliyor.” (Ankebut 45)
Bu sapık tarikat mensupları namaz kıldığı halde günah da işleyen veya ahlaki
zaafları olan Müslümanlar yüzünden namazı ortadan kaldırmaya teşebbüs
etmektedirler.
Burada kusur namazda değil onu huzu’, huşu’ ve haşyetle eda etmeyen
Müslümanlardadır.
Ey Allah’ım! Bize hakkı hak olarak gösterip ona tabi olmayı, batılı batıl olarak
gösterip ondan uzaklaşmayı nasip eyle!