Dünyanın hiçbir yerinde camilerin mihrabında pencere yoktur. Peki, neden bu Ermenek Ulu Caminin mihrabına böyle bir gözetleme penceresi yapılma ihtiyacı duyulmuş?
Öncelikle “Mihrap” kelimesinin anlamına bakalım.
“Sarayın harem kısmı veya hükümdarın tahtının bulunduğu bölüm. Hıristiyan azizlerinin heykel hücresi, çardak, oda, köşk, yüksekçe yer, meclisin baş tarafı, en şerefli kısmı” gibi karşılıkları bulunan mihrap kelimesi, zamanla camilerde imamın durduğu yer için kullanılmıştır.
Kelimenin “çatışmak ve savaşmak” anlamlarındaki harp kökünden türediği, bunun da işaret edilen önemli yerlere ulaşmak veya bunları korumak ve savunmak için büyük çaba gösterilmesi ve savaşılmasıyla irtibatlı olduğu söylenmiştir.
Mihrabında pencere olan Ermenek Ulu Cami’nin farklı özellikleri;
İslâm şehirlerinde ulu camiler bulundukları şehrin veya bânilerinin adıyla anıldığı gibi “cuma camii” ve “câmi-i kebîr” gibi isimlerle de tanınmıştır.
Fethedilen şehirlerde önceleri orada bulunan en büyük ibadet yapısı camiye çevriliyor ve hemen ardından büyük bir cami inşa ediliyordu. Erken dönemde ele alınan ve ordugâh camileri diye de adlandırılırdı.
Ermenek Kalesi’nin eteklerinde şehre hâkim bir set üzerinde yer almaktadır. Karamanoğulları döneminde inşa edilen cami, son cemaat yerinde harime açılan kapının orijinal ahşap kanatları üzerinde;
1- Selçuklu sülüsüyle yazılmış 702 (1302-1303) tarihli kitabesine göre Karamanoğulları Beyi Mahmud Bey tarafından yaptırılmıştır.
2- Aynı kapının iç yüzünde kemerin üzerindeki kitabede son cemaat yerini 950’de (1543) İshak Bey’in oğlu Hacı Seydi Ali’nin tamamlattığı belirtilmektedir.
3- Harimde bir pâye üzerindeki kitabeden yapının 1125’te (1713) Şeyh Seyyid el-Hac Abdülvehhâb Efendi.
4- Doğu kapısı üzerindeki kitabeden 1324’te (1906) bir grup hayırsever tarafından onarıldığı anlaşılmaktadır.
Doğu-batı doğrultusunda uzanan enine dikdörtgen planlı harimle buna batıdan birleşen son cemaat yerinden meydana gelen camide moloz taş örgülü harim Karamanoğulları döneminde inşa edilmiş, kesme taş örgülü son cemaat yeri ise Osmanlı devrinde eklenmiş veya tamir edilmiştir.
Her iki bölümün üzeri ahşap kirişli düz damlı iken son yıllardaki onarımlarda kırma çatıya dönüştürülmüştür. İkişer sivri kemerle güneye ve batıya açılan son cemaat yerinin kemerleri dikdörtgen kesitli pâyelere oturmakta, pâyelerin arasında kesme taş levhalardan bir korkuluk uzanmaktadır.
Kuzey yönü kapalı olan son cemaat yerinin batı cephesinde basık kemerli girişi bulunmakta, Bursa kemeriyle çevrelenen kapının üstünde bir hadis yer almaktadır.
Revak giriş kapısının üzerinde,
قال النبى علیھ السلام عجلوا بالصلوة قبل الفوت و عجلوا بالتوبة قبل الموت
– (Kalen Nebiyyi Aleyhisselam, Accilü bis salati Kablel fevt Ve accilü bit-tevbeti Kablel mevt)
– Hz. Peygamber Aleyhisselam buyurdu: Vakti geçmeden evvel namaz kılmada, ölüm gelmeden evvel tövbe etmede acele ediniz_ , hadisi şerifinin yer aldığı kitabe bulunur.
Harimin batıya açılan basık kemerli kapısının üzengi taşlarında kullanılan takozlar Karamanoğlu dönemi mimarisinin bir özelliğidir.
Caminin özgün ahşap kapı kanatlarında rûmîli zemin üzerinde bâni ve tarih kitabesi, on kollu yıldız kompozisyonuna sahip yuvarlak iri bir madalyon görülmektedir.
Harimin doğu cephesinde bir, batı cephesinde iki, güney cephesinde altı pencere, ayrıca tepe pencereleri bulunmaktadır. Pencerelerin düzeninden zaman içinde değişiklikler geçirdikleri anlaşılmaktadır. Doğu duvarında basık kemerli bir kapı vardır. Yapının kuzey cephesi yamaca yaslanmakta olup penceresizdir.
Harim mihraba paralel üç neflidir ve kesme taş örgülü kare kesitli pâyelere oturan yedişer sivri kemerle bölümlenmiştir.
Kuzeyde yer alan nefin üzerinde fevkanî bir ahşap mahfil mevcuttur. Mahfilin barok süsleme özellikleri XIX. yüzyıl başlarında yenilenmiş ya da yeniden yapılmış olduğunu düşündürmektedir.
Mihrap alçı ve çini süslemeleriyle dikkati çekmektedir. Mihrabın dış çerçevesinde fîrûze renkli kare ve dikdörtgen çini parçaları ve alçı ile geometrik bir süsleme, ikinci bordürde kartuşlar içinde fîrûze renkli çini zemin üzerinde alçıdan kûfî hatlı âyetler bulunmaktadır.
Mukarnaslı kavsaralı mihrabın kemer köşeliklerinde fîrûze çini üzerine alçı ile yıldız geçmeler yapılmıştır. Üstte alçıya gömülmüş koyu mavi renkte iki altıgen levha ile iki Milet işi tabak mevcuttur.
Kesme taş örgülü minberin köşk kısmının altında dikdörtgen, basamaklarının altında ise kaş kemerli bir açıklık vardır. Bitkisel süslemelerin yer aldığı minberde kalem işiyle yaprak ve lâle motifleri, ayrıca ahşap mahfilde kalem işi süslemeler görülür. Caminin son cemaat yeri önünde sonradan yapılmış bir ahşap minare bulunmaktadır.
Son cemaat yerinin kıble cihetindeki iki sivri kemerin istinat ettiği ortadaki ayak üzerinde mukarnaslı bir mihrap bulunur.
Mihrabın üst kısmında ise dairesel bir madalyonun içerisine merkezi bir kompozisyon halinde arka arkaya beş kez tekrar eden,
قل كل یعمل على شاكلتھ
Gul küllün yağmelü ala şakiletihi, 17/84
– “De ki: Herkes kendi mizaç ve meşrebine göre iş yapar” ayeti kerimesi istiflenmiştir.
Şimdi gelelim bu pencerelerin nereleri gözetlediğine. Özellikle üç küçük pencere ve gözetlenen üç yerin özellikleri ile gözetlenmesi nedeni.
Devam Edecek…
Şerafettin GÜÇ
Kaynaklar
- https://islamansiklopedisi.org.tr/mihrap
- Zemahşerî, I, 273; Münâvî, s. 642
- XI. INTERNATIONAL TURKIC CULTURE, ART and PROTECTION OF CULTURAL HERITAGE SYMPOSIUM/ART ACTIVITY “TURKEY-BELARUS RELATIONS”
- Dülgerler Osman Nuri, Karamanoğulları Devri Mimarisi, Ankara 2006, s. 29-31.
- Diez, E., Aslanapa, O., Koman, M.Mesut (1950). Karaman Devri Sanatı, İstanbul.
- Dülgerler, O.Nuri (2006). Karamanoğulları Dönemi Mimarisi, Ankara.
- Eskici, B. (2006). “Anadolu Selçuklu ve Beylikler Dönemlerinde Alçı Mihraplar”,
- E. Diez v.dğr., Karaman Devri Sanatı, İstanbul 1950, s. 5-7.
- Kâzım KÜÇÜKKÖROĞLU Öğr. Gör. Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü Eski Çini Onarımları Ana Sanat Dalı, Konya, TÜRKİYE.
- Güç Şerafettin (2016) Şikarinin Dilinden Karamanoğulları Tarihi s, 82.
- Halit Bardakçı, Bütün Yönleriyle Ermenek, Ankara 1976, s. 91-101.
- Karaçağ, A. (2002). Beylikler Devri Mimarisinde Alçı Süslemeler, Doktora Tezi,
- Karpuz, H. (2009). Türk Kültür Varlıkları Envanteri Karaman, Ankara.
- Konyalı, İ.Hakkı (1967). Abideleri ve Kitabeleri İle Karaman Tarihi, İstanbul.
- Konyalı, Karaman Tarihi, s. 704-709.
- Konya 1967 İl Yıllığı, Ankara 1967, s. 184.
- Sanat Tarihi Dergisi, S. XV/1.
- Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.
- Şerare Yetkin, Anadolu’da Türk Çini Sanatının Gelişmesi, İstanbul 1986, s. 132.
- Öney, G. (1976). Türk Çini Sanatı, İstanbul.
- Tekindağ, Ş. (1977). “Karamanlılar”, MEB İslâm Ansiklopedisi, C.6, İstanbul.
- Turgal, H.Fehmi (1937). “Câmiü’d- Düvel’e Göre Karamanlılar”, Konya, S.13, Konya.
- Uzunçarşılı, İ.Hakkı (2003). Anadolu Beylikleri, Ankara.
- Ünal, T. (1986). Karamanoğulları Tarihi, Konya.
- Fotoğraflar Şerafettin Güç