FİKRET ÜNLÜ VE MEMLEKET HASRETİ (2 )
Sayın bakanımız 19.02.2019 Salı günü saat 03.30 civarında yaşamın kaybetti. Sevenlerinin başı sağ olsun. 1943 yılında Güneyyurt beldemizde doğan Fikret ÜNLÜ, çok sevdiği memleket topraklarına yolculuğa hazırlanıyor.
Geçen yazımızda Sayın Fikret ÜNLÜ ile nasıl tanıştığımı ve ekonomik krizin içinde iken, Ermenek’e kampüs niteliğinde iki devasa okulu kişisel gayretleri ile nasıl kazandırdığını yazmıştım. Mutlaka her ilçe ve ilde hatta köylerde büyük hizmetleri ve eserleri olduğu muhakkak bunu yerel halk da biliyor ve her yerde teslim ediyorlar. Biz bu yazı serimizde onun siyasetçi olarak yaptığı hizmetleri değil, doğduğu ve çocukluğunu yaşadığı yerlere olan özlemini dile getireceğiz. Önceki yazımda belirttiğim gibi “MEMLEKETİM” şiirinde buram buram Güneyyurt yaylalarının özlemi hissedilir. Bu şiirin ilk dizelerinde,
Ne zaman,
Nerede bir kuş görsem
Gök yüzünde kanat çarpan
Kaya serçelerinin sesini duysam,
Bir ardıç ağacında ibibik,
Kavak dalında bir karga
Ağaçkakanlar görsem
Memleketim gelir aklıma
Dalıp giderim çocukluğuma.
Bu dizelerden anlaşılacağı üzere, Sayın Vekil, yurdumuzun en ücra yerinde ya da dağlarında bir serçe, ardıç ağaçlarında bir ibibik, kavak dalında tutunmaya çalışan kargayı ve ağaçkakanları görünce , Güneyyurt beldesini ve yaylalarını hatırlayıp özlem duyduğu çocukluğunu çağrıştırdığı için duygulanıp,hüzünleniyor.
Bir kelebek görsem örneğin
Pınar başlarında
Dere boylarında
Çayır çimen üstünde
Deve dikenlerinin
Pembe beyaz çiçeklerinde
Memleketim, dağlarım gelir aklıma
Bir kuş olup uçasım gelir
Doğduğum topraklara.
Bu dizelerden anlıyoruz ki Sayın Fikret ÜNLÜ, iyi bir doğa gözlemcisi, pınar başlarında, dere kenarlarında, çayır çimen üstünde uçuşan kelebekleri görünce, memleket özlemi depreşiyor, deve dikenlerinin pembe beyaz çiçeklerinde, memleketinin dağları aklına geliyor.
Bu dizelerde teknoloji yok, örneğin yolculuğunda uçağı dillendirmeyip, kendisini kuşla eşleştirip onun gibi uçarak doğduğu topraklara kavuşma isteğinde.
Bu dizelerde son yüz yılın gelişen ve insanlarla bütünleşen teknolojisinden hiçbir kırıntı yok, geçmiş yüz yılların, bakir doğanın, doğada yaşayan kuşların, böceklerin, bitkilerin tasvirleri dillendiriliyor. Çocukluğuna duyduğumu bu dayanılmaz özlem, bir doğa fotoğrafçısın görselleri gibi canlı ve renkli.
Fikret ÜNLÜ’nün bu şiirine bakılınca onun eğitimciliği yanında, şiire ve doğaya olan düşkünlüğü de görülür. Zaten bir defasında Dil Bayramı etkinliklerinde “insanlarımızın su kaynaklarını/pınarlarını bozduğunu, doğallığa zarar verilmemesi ve korunması gerektiğini “ yakınarak söylemiş ve yaylalarımızın ve pınarların doğallığına dokunulmasının yanlış olduğunu ve korunması gerektiği konusunda insanlarımızı uyarmıştı. 18.02.2019 Hasan ŞİMŞEK