MUSTAFA KEMAL’İN TERFİ MESELESİ
ÜZERİNE YAPILAN YORUMLAR
Falih Rıfkı, benim Mustafa Kemal’i tanıyışımı Balkan Savaşı sonlarında Edirne’yi Bulgarlardan geri aldığımız sırada “Tanin” muhabiri olarak Velihat Yusuf İzzetin Efendi’ ile Trakya için röportajlar yapmak görevi ile gittiğimde tanıdım. Daha sonrası Birinci Dünya Savaşı’nın en karanlık günlerinde adını duydum. Kalbimiz Suriye’de canımız nefesimiz İstanbul’da idik. Çanakkale sökülüp düşman İstanbul’a girecek miydi? Mustafa Kemal adı, o vakit İstanbul’un kurtuluş hikâyesiyle özdeşleşiyordu. Enver’in rakibi olduğu söylendiğinden ve adı saklanmak istendiğinden onu büsbütün benimsemiştik. Bir sır gibi gizli gizli yayılıp içlere sinen şöhreti Enver’i sevmeyen ve ona artık inanmayan subayların dillerinde destandı.
Bir aralık “Harp Mecmuası”nda Ruşen Eşref’le konuşması yayınlandığı vakit, Enver Paşa’nın veya ona yaranmak isteyenlerin emri ile baskı durdurulmuş, Mustafa Kemal’in resmi çıkartılarak yerine Liman von Sanders’in fotoğrafı konulmuştu. (X) Çankaya, s.79
Gençleşen ordunun başına Enver Paşa ( o zaman binbaşı) geçeceği söylentileri vardı. Enver Bey, kısa bir zaman sonra, süratle terfi atlayarak general ve akabinde Harbiye Nazırı ve Başkomutan vekili olur. askeri hiyerarşiyi atlayarak bu makamları elde etmişti.
Genç subaylar arasında kahramanlık kıskançlığı o vakitlerde çok yaygındı. Libya’da, Çanakkale’deki başarılarından dolayı Mustafa Kemal’in ordu içindeki itibarı gittikçe yükseliyor ve genç subaylar arasında saygı görüyordu. Ama bir türlü hak ettiği terfi yapılmıyordu. Enver Paşa, Mustafa Kemal’i kendisine ciddi bir rakip olarak görüyor, askerlik bakımından sonuç alınamayacak uzak yerlere görevli olarak gönderiliyordu. Buna rağmen her aldığı görevde başarılı oluyordu.
Anafartalar kahramanı Albay Mustafa Kemal olarak İstanbul’a döndüğünde terfi ve makam olarak üzgündü. İşte tam bu sırada, Mustafa Kemal, XVI. Kolordu Kumandanı olarak Kafkas Cephesi’ne gider. Kafkas Cephesi aslında Doğu Anadolu Cephesi’ydi.1914 Sarıkamış faciasından sonra savaşlar, sonuna kadar Doğu Anadolu topraklarında cereyan etti. Doğu ve Kuzeydoğu Anadolu halkı göçlere mecbur kaldığından ülkenin bu kısmından insanlar batıda daha güvenli yerlere göç etmişlerdi.
Mustafa Kemal 13/14 Mart 1916’da Diyarbakır’a vardı. 1 Nisan 1916’da mirlivalığa (tuğgeneral) terfi yapıldı ve Paşa oldu. Mustafa Kemal 14 Nisan 1916’da Silvan’da kumandayı eline aldığı zaman, Doğu Cephemiz, biri Dersim’in doğusunda, diğeri batısında olmak üzere fiilen ikiye bölünmüştü. Ortada Dersim, ordunun ve askerin bulunmadığı terk olunmuş bir asi bölge idi. Mustafa Kemal’in XVI. Kolordusu doğu kısımda idi. Mustafa Kemal’i kendine rakip gören ve onu kıskanan Enver Paşa, her defasında ona pasif görevler vererek etkisiz hâle getirmeye çalışılmıştır.
Mustafa Kemal Conkbayırı ve Anafartalar muharebelerinde olağanüstü başarı sağlayınca, çevresindekiler onun paşa olması haberini bekledi, durdu. Günler, haftalar ve aylar geçti, etrafta çeşitli söylentiler dolaşmaya başladı. Onu, Enver Paşa’nın sevmediğini, istemeyerek vazifelendirdiğini söylüyorlardı. Mustafa Kemal’in terfi meselesi İstanbul’da ciddi boyutta dedikodu konusu olmuştu. Enver Paşa’nın iktidar arkadaşları arasında işin uygunsuzluğunu sezen ve konuşanlar vardı ve bir an önce düzeltilmesini istiyorlardı.
Talat Paşa ve Dr. Nazım, İttihat ve Terakki Genel Merkezi’nde tam bu terfi konusunu konuşurlarken Enver Paşa içeri girer. Talat Paşa sözünü esirgemez. Neyi konuştuklarını ve bu işin artık yapılmasını Enver Paşa’ya tekrar hatırlatırlar. Enver Paşa’nın cevabı nettir.
-Mustafa Kemal’in mirlivalığı (tümgeneral) terfi iradesi cebimdedir. Ama siz onu bilmezsiniz. O hiçbir şeyle memnun olmaz. General olur, korgenerallik ister, korgeneral olur, orgenerallik ister. Orgeneral olur, müşirlik ister, Müşir yaparsınız bunla da yetinmez, padişahlık ister!( x) Aydemir, Şevket Süreyya, Tek adam, I. Cilt, s. 286 , 21.09.2021 Hasan ŞİMŞEK
Not: Bu yazı, yazarın hazırlanmakta olan “Öğrencilere Atatürk Öyküleri “ adlı eserinden alınarak okuyucularımıza sunulmuştur.