Osmanlı Döneminde Haymana’ya Muhacir İskânına Genel Bir Bakış
Osmanlı Devleti’nin yıkılmasının ardından kurulan yeni Türk devleti, henüz genç bir cumhuriyet olmasına rağmen dünyaya örnek olabilecek çok sayıda olay yaşamıştır. Millî Mücadele’nin kazanılması sırasında elbette birçok muharebe gerçekleştirilmiştir. Ancak Sakarya Meydan Muharebesi bunların içinde ayrı bir yere ve öneme sahiptir. Bu zaferle, Yunan ordusunun mağlup edilebileceğini gören Türk halkının nihai zafere olan inancı artmıştır. Cumhuriyetin kurucu önderi Mustafa Kemal Paşa, Sakarya Meydan Muharebesi’ni başkomutan olarak yönetmiş ve zaferin kazanılmasında doğrudan rol oynamıştır. (Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar)
1768-1774 Osmanlı-Rus Harbi’nin ardından 1774 senesinde I. Abdülhamid döneminde kaleme alınan Küçük Kaynarca Antlaşması neticesinde Kırım, Osmanlı Devleti’nin elinden çıkmış ve ilk aşamada özerk bir yapıya kavuşmuştur. Kırım halkına da yansıyan bu farkındalığın yanında Rusya’nın Tatarlara yönelik baskı ve katliamları Kırım coğrafyasından ilk ciddi kitlesel göçlerin yaşanmasına sebebiyet vermiştir. Bu surette Kırım’dan başlayan içe yönelik zorunlu göç hadiseleri -o esnada Anadolu’ya gelen bir kısım muhacir bulunsa da- ilk etapta Osmanlı’nın o tarihte elinde bulunan Kırım’a yakın alanlara yöneliktir. (Kemal Beydilli, “Yaş Antlaşması”, Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Cilt 43, İstanbul: Türk Diyanet Vakfı Yayınları, 1991, 343, 347; Akdes Nimet Kurat, Rusya Tarihi Başlangıcından 1917’ye kadar, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2014, 272-280, 309-311)




Rusya’nın güneye sarkarak 1864 senesinde Kafkasya’daki direnişe son darbeyi indirmesi ile Kafkasya’dan da kitlesel göç hareketlerinin yaşandığı bilinmektedir. Bu sırada göç edenler ekseriyetle Çerkeslerdir.
Osmanlı döneminde göçlerin trajik bir hâl alması ise 93 Harbi olarak maruf olan 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi ile birliktedir. Harbin ardından Kırım ve Kafkasya’dan göçler devam ederken göç ateşinin düştüğü bir diğer alan topyekûn Rumeli coğrafyası olmuştur. 93 Harbi öncesi Kırım ve Kafkasya’daki yerlerinden göç etmek durumunda kalan ve Rumeli’deki çeşitli alanlara iskân edilen Tatar ve Çerkesler, yaşanan harple birlikte ikinci bir kez muhacerete düşerek Rumeli’den göç etmek zorunda kalan diğer nüfusla birlikte Anadolu’ya gelmişlerdir. Osmanlı döneminde göçler konusunda meydana gelen son büyük kırılma ise 1912 ve 1913 senelerinde gerçekleşen Balkan Harpleridir. (Osmanlı döneminde Ankara’ya muhacir iskânı hakkında detaylı bilgi için bk. Yunus Pustu, “Osmanlı Döneminde Ankara’ya Muhacir İskânı (1856-1918)”, ANKARAD, 1(2) 2020; Yunus Pustu, XIX. Yüzyıldan XX. Yüzyıla Ankara’da Göç ve İskân (1856-1918), Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020.)
Haymana kazası, Ankara sancağındaki en önemli muhacir iskân alanı olmanın yanında farklı kökenlerden ve çeşitli coğrafyalardan gelen muhacirlere kucak açmış olması yönüyle de önem arz etmektedir.
Osmanlı döneminde göçlerin yaşandığı süreçte Anadolu’nun diğer pek çok yeri gibi Ankara sancağı da gelen muhacirlerin iskân edildiği coğrafyalardan biri olmuştur. 19. yüzyılın başlarından itibaren Anadolu’ya gelip bir süre çeşitli mahallerde vakit geçirdikten sonra Ankara sancağına yerleşen muhacirlerin bulunduğu bilinmektedir. Ancak muhacir iskânı açısından Ankara’daki yoğunluğun 19. yüzyılın sonlarıyla 20. yüzyılın başlarında olduğu açıktır. (Osmanlı döneminde Ankara’ya muhacir iskânı hakkında detaylı bilgi için bk. Yunus Pustu, “Osmanlı Döneminde Ankara’ya Muhacir İskânı (1856-1918)”, ANKARAD, 1(2) 2020; Yunus Pustu, XIX. Yüzyıldan XX. Yüzyıla Ankara’da Göç ve İskân (1856-1918), Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020.)
Bahsi geçen tarih aralığında Ankara sancağının neredeyse tamamı yerleşime açılmıştır. Haymana, Balâ, Çubukabad (Çubuk), Şereflikoçhisar (o sırada Konya’ya bağlı), Ravlı (Akyurt), Beypazarı, Yabanabat (Kızılcahamam, Çamlıdere), Ayaş, Murtazaabad (Kazan) ve Zir (Sincan) kazaları muhacir iskânı konusunda hareketliliğin yaşandığı alanlardır. Ancak muhacir iskânı konusunda Ankara sancağı dahilinde ilk sırada yer alan idari birim hiç şüphesiz o sırada günümüzdeki Polatlı ve Gölbaşı ilçelerinin önemli bir kısmını da bünyesinde barındıran Haymana kazasıdır.
Haymana Kazasına Muhacir İskânının Sebepleri
Haymana’ya muhacir iskân edilmesi konusundaki birincil etken hiç şüphesiz kaza bünyesinde yerleşime uygun arazilerin mevcut olmasıdır. 1891 senesinde gerçekleştirilen tespit çalışmaları sayesinde Haymana kazasında 225 bin dönüm yerleşime müsait arazi olduğu ortaya konulmuştur. Bu arazilerin kaza dahilindeki dağılımları şu şekildedir: Hazırlanan raporlarda belirlenen bu arazilere ne kadar muhacir iskân edileceği de zikredilmiştir. Bu sayı kayıtlarda 1.571 olarak gösterilmektedir. (BOA., Y.A.RES., 54/15; Y.A.RES, 54/15.)
Tesis edilmesi öngörülen yerleşim alanlarının konumları ve adetleri ile iskân edilecek hane miktarları şu şekildedir: Ahırlıkuyu (1 köy/200 hane), Karakaya (2 köy/250 hane), Alacaviran (1 köy/150 hane), Alikolan (1 köy/100 hane), Çağlayan (2 köy/200 hane), Kandahor (2 köy/300 hane), Burunağıl (2 köy/200 hane), Atkafası (3 köy/300 hane), Kadılarkalesi (2 köy/200 hane), Yaycıatik (2 köy/200 hane), Çerçiköprüsü (1 köy/100 hane), Eskipolatlı (1 köy/100 hane). (BOA., Y.PRK.KOM., 16/57.)
Haymana kazasına muhacir iskânının bir diğer sebebi ulaşım konusundaki kolaylıktır. Zira dönemde iskâna elverişli arazilerin mevcut olmasının yanında, bu arazilere muhacirlerin nasıl taşınacağı da mühim bir sorun teşkil etmektedir. Haymana kazasının muhacir iskânına açılmasındaki bir diğer etken ekonomiktir.
Haymana’ya İskân Edilen Muhacirler:
1. Nogaylar
Haymana kazasına iskân edilen ilk muhacir grubu Nogaylardır. Adı geçen kaza dahilinde Nogaylara ait günümüze ulaşan iki köy yerleşimi bulunmaktadır. Bunlardan ilki halihazırda Gölbaşı sınırları içerisinde yer alan Ahiboz köyüdür. Diğeri ise Haymana kazasının kuzeyinde, Konya yolu üzerindeki Cingirli-Barutlu’dur.
2. Tatarlar
Osmanlı döneminde Haymana’da muhacir iskânı konusunda ön plana çıkan ve bu konuda kazaya damgasını vuran muhacir grubu hiç şüphesiz Tatarlardır. Bunların Ankara’ya gelişleri genel olarak 93 Harbi’ni takip eden yıllarda gerçekleşmiştir. Geldikleri alan ise ekseriyetle Dobruca bölgesidir.
3. Çerkesler
Haymana kazasına, 19. yüzyılın sonlarından 1906 yılına değin dikkate değer sayıda Çerkes muhacir iskân edilmiştir. Çerkes muhacirlerin iskânı ile tesis olunan müstakil yerleşim alanları bulunduğu gibi, mevcut yerleşim sahalarına dağıtılmak suretiyle iskân olunanlar da söz konusudur. Bu yerleşim alanlarından bazıları demografik yapılarını muhafaza ederek günümüze kadar ulaşabilmiştir. Bunlar halihazırda Gölbaşı ilçesine bağlı Haymana yolu üzerinde bulunan İkizce, Gökçehöyük (Çerkeshöyük) ve Hacımuratlı’dır. Gökçehöyük ve İkizce köyleri Çerkes muhacirlerin yerleşimiyle beraber mamur hâle getirilmiştir.
4. Boşnaklar
1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi’nin ardından Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Bosna-Hersek coğrafyasını işgale koyulmuştur. Yeni durum karşısında ilk etapta bahsi geçen coğrafyadan göç edenlerin sayısı çok fazla değildir. (Detaylı bilgi için bkz. Mahmud Celâleddin Paşa, Mir’at-ı Hakîkat, haz. İsmet Miroğlu, İstanbul: Berekât Yayınevi, 1983, 660-678.)
5. Rumeli Muhaciri Türkler
1877-78 Osmanlı-Rus Harbi’nin ardından Ankara’ya yerleştirilen diğer bir muhacir grubu Rumeli’den göç eden Türklerdir. Ankara dahilinde bahsi geçen muhacirlere ait köyler daha çok kentin orta kesiminde konumlanmıştır.
6. Karaçaylar
Haymana’da Karaçay muhacirlerinin iskânı ile tesis olunan tek yerleşim alanı günümüzde Gölbaşı ilçesi sınırları içerisinde bulunan Konya yolu üzerindeki Yağlıpınar köyüdür. Köyün teşkili 1905 senesinden evveldir.
Haymana kazasına muhacir iskânının birçok alanda yansımaları olmuştur. Bunlardan ilki kaza dahilindeki nüfusun ve köy sayısının artmasıdır. Muhacirlerin gelişi ile birçok boş alan iskâna açılmış ve şenlendirilmiştir. Bu durum ekonomik alanda da canlılığı beraberinde getirmiştir. Zira gelen nüfus ve iskâna açılan arazilerle birlikte kaza dahilinde tarımsal üretim artış göstermiştir. (Muhacirlerin gelişi ile birlikte Ankara dahilinde tarımsal üretimin arttığı hakkında bk. Donald Quataert, Anadolu’da Osmanlı Reformu ve Tarım, çev. Nilay Özok Gündoğan-Azat Zana Gündoğan, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2008.)
Muhacirlerin Haymana’ya bir diğer katkısı gastronomi alanındadır. Farklı coğrafyalardan gelen muhacirler yemek kültürlerini de Haymana’ya taşımıştır. Boşnaklarla birlikte Haymana kabak böreği, Boşnak böreği, hurmitsa tatlısı, Boşnak tatlısı, ıspanak böreği, roja tatlısı, mısır ekmeği ile tanışmıştır.
Şerafettin GÜÇ
Tam Kaynak:
SAKARYA ZAFERİ VE HAYMANA
Yayına Hazırlayanlar: Ankara 2023 Temuçin F. Ertan / Hakan Uzun
Ankara Üniversitesi; Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü.
SEMPOZYUM DÜZENLEME KOMİTESİ
- Muhammed Gürbüz (Haymana Kaymakamı)
- Özdemir Turgut (Haymana Belediye Başkanı)
- Prof. Dr. Temuçin F. Ertan (Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü)
- Enver Yurtdaş (Haymana Belediye Başkan Yardımcısı)
- Prof. Dr. Hakan Uzun (Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü)
- Doç. Dr. Kadri Unat (Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü)
- Doç. Dr. Sedef Bulut (Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü)
- Dr. Meryem Orakçı (Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü)
- Dr. Bahar İzmir (Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü)
- Gülcan Erkan Atakan (Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü)
- Ferdi Çakmak (Haymana Belediyesi)
Basım Yeri: Ankara Üniversitesi Basımevi İncitaşı Sokak No:10 06510 Beşevler / ANKARA
Tel: 0 (312) 213 66 55
Basım Tarihi: 2023