Soruyorum sizlere: “Siz hiç korkarak cesur oldunuz mu?”
Ben oldum.
Korkarken, cesareti öğrendim.
Öyle zor bir şey ki, kelimelere dökmekte güçlük çekebilirim.
Bu yazım; korkarken cesur olanlara gelsin…
*
Her insanın korktuğu bir şey vardır.
Kimimiz karanlıktan, kandan, yüksekten; kimimiz de sevmekten, özlemekten, aşık olmaktan kısacası eyleme dökülmüş bütün naif duygulardan korkarız.
Ben en çok sevmekten korktum.
Hele ki vatanı severken…
Tir tir titredim korkudan, kendimi tanıyamadım, gözyaşlarımı hep içime içime akıttım. Bu sefer gözyaşlarımı içime akıtmıyorum, aksın akabildiği kadar.
*
Diyeceksiniz belki de; cesaret korkudan gelmemeli diye.
Haklısınız, bir de benim penceremden bakın olaya.
Aslında korku nedir bilmezdim ben, cesaretle yoğrulmuş ruhumla üstesinden gelemeyeceğim hiçbir şey yok zannederdim.
Yanılmışım…
Vatanı sevdiğini iddia ederken an be an bu topraklara ihanet edenleri gördükçe buz kestim, şakağıma dayanmış ihanetin namlusunun soğuğunda gecelerimi gündüze erdiremedim, devletin kaderine ihanet edenlerden nefret etmekten başka hiçbir şeyi beceremedim.
*
Becermek istedim; bir şeyler yapmak, yazmak, savunmak, çizmek…
Ne zaman adım atsam bir el saçlarımdan tutup, yerlerde sürüklemek istedi beni. Korktum deli gibi korktum. Bu korkularımda kaybolmak üzereyken bir ses kulağıma eğildi ve dedi ki “Korkma, cesur ol!”
Şaşkın gözlerimle, kulağımdaki bu sesin siluetini ararken çevremde “Dalga mı geçiyorsun sen! Görmüyor musun? Vatanını tüm kalbiyle sevenlerin kaderi bu. Korkuyorum tamam mı, korkuyorum! Vatanımı sevmeme izin vermemelerinden korkuyorum, sen sanıyorsun ki ben canımdan, kanımdan, geleceğimden korkuyorum.
Benim sevgim kuru kuru olmaz biliyorsun. Benim tek korkum, vatanımı kanımla sevmeme izin vermemeleri. Hadi buna da cevap versene!”
Haykırmıştım adeta, ses tellerimi hissetmiyordum.
Aradan saliseler, saniyeler, dakikalar geçti.
Ve bir ses:
“ Korkarken, cesur olmayı öğrenmek zorundasın. Bilirim, vatanı kanınla sevmekten alıkoymak için her türlü yolu deneyecekler, korkacaksın, paranoyak olacaksın. Fakat cesur olmayı öğrenirsen, bu korkun bir gün senin önünde saygı ile eğilecek…”
*
Öğrendim…
Korkarken, cesur olmayı, korkularımı cesaretimle yenmeyi öğrendim.
Canımı en çok acıtan ne biliyor musunuz?
O kadar korkmuşum ki sevmekten…
Kalbim, vatandan başka her sevgiye buz kesmiş.
Birazcık erise darma duman olmaya hazır adeta.
Erirsem, ya saçlarımdan tutulup yerlerde sürüklenirsem korkusu nedir bilir misiniz siz?
İncinmekten yorulmuş, sevmekten korkmuş bir kadının kalbine kim çiçek ekmek ister ki?
Toprağı, vatanın ızdırapları sulanmış bir kalbe kim tohum ekip biçsin ki?
Hiç kimse…
Hiç…
Siz siz olun, benim gibi korkarak cesur olmayın.