03 – 10 Nisan 2022 günlerinde bu yılın ilk gezisini memleketimiz Taşeli’ye yaptık.
Mübarek ramazan ayının ilk haftası olması dolayısıyla memlekette sekiz iftarda bulunduk.
İftarlardan birisi Güneyyurtlu işadamlarının tertiplediği ve halka açık olarak takdim ettikleri Muharrem Akça parkındaki iftardı. Genel anlamda böyle bir iftar kasabada bir ilki teşkil etmesiyle de önem arz ediyordu.
İkincisini de Pınargözü Mahallesi halkının Aşağı cami önünde verdikleri iftardı. Kadınların özellikle ortaklaşa hazırladıkları bu iftarın her yıl tekrarlandığını biliyoruz. Bu iftarlardan sonra neredeyse zamanın teravih ile bağlanacak şekilde duaya ve Kur’an tilavetine ayrılması kimsede bir sıkıntı meydana getirmiyor aksine huşu ve vecd içinde dinleniyordu. Hatta bir arkadaşa çayları katsaydınız dediğimde “hocam Kur’an dinlemek için okunuyor, çayı şimdi verirsek sohbete dalma ihtimali var” demesi çok hoşuma gitti.
Taşel’inin yani dar manada Ermenek, Başyayla ve Sarıveliler’in bozkır bölümlerinde kar ile karanın eşit şekilde göründüğü bir zamandı. Başyayla üzerindeki Kaşoluk mevkiinde beş metre kar önünde resim çektirdik.
Başyayla ve Sarıveliler bozkırlarında kar, Ermenek ve Güneyyurt bozkırlarına göre her zamanki gibi daha yoğundu. Bunun akla gelen ilk nedeni rakımdır.
Karın karayla kesiştiği topraklar çeneklerinin arka yüzleri mor sürmeli kardelenlerle doluydu. Bu yıl kar belki son otuz yılın en fazla yağdığı bir dönemdi.
Üssüz yaylasına Abdullah Akıncı arkadaşımla ailecek bir gezi yaptık. Bütün koyaklar ve eğmeler kardı, karın ön tarafı şırıl şırıl berrak su akıyor, kardelenler arz-ı endam ediyordu. Üssüz’e henüz göçmen kuşlar gelmemişti, sadece sıvacılar kar gittikten sonra çamur bulamama korkusuyla evlerini sıvamaya başlamışlardı. Yıkılan ve harap olan yuvalar ise yenileniyordu.
Bu seyahatimde hiç kuyrukkakan göremedim, bu kadim dost ve arkadaşımla karşılaşamadan köye döndük.
Ermenek ve Güneyyurtta “Ermenek Şiirleri Seçkisi” adlı derleme eser için yeni şairlerimizle tanıştık. Ermenek merkezden Ali Karaçayır, Güneyyurttan da Efe Yusuf Saparca ile şiir üzerine sohbet ettik. Bu şairlerimizin nadide eserlerini dinleyince vatan aşkı ve tutkusu bir kat daha artıyor ve canlanıyor doğal olarak.
Taşeli yöresinde uzun kış mevsiminin ardından halk bütün katmanlarıyla yoğun bir çalışma içine giriyorlar. Bağ – bahçe çapalama, ağaçları budama, nohut ekme, hasıl ekme, fide yeri ayarlama, göver ekme, yeşillik ekme ve ilaçlama – gübreleme gibi daha neler neler.
Ayrıca Güneyyurt, Polatlar meyve işleme tesislerinin lokomotifi gibidir, bütün meyveler Keya Tarım organizasyonuyla kasabada fabrikaya hazırlanır ve bununla herkese iş imkânı sağlanır.
İlkbaharla beraber mahşer günü gibi bütün canlılar acbüzzeneb kaynağından ayağa kalkarak harekete geçiyorlar. Göçmen kuşlar bir bir geçen yılki yerlerini almak için önce kocaman bir ağaçta ses gösterisi yaparak tanışıyorlar. Ardından erkekler dişilerini muhteşem kurlar yaparak eşler belirleniyor ve tez zamanda yuva kurmaya başlıyorlar.
Bu toprakları hiç terk etmeyen karabaşlar ve ala gabışlar ise eski yerlerinde hayat mücadelesini sürdürüyorlar. Kertenkeleler, yılanlar deliklerinden yavaş yavaş başlarını uzatıyorlar. Böcekler güzün analarınca bırakılan yumurtayı kırıp kısa hayatlarına merhaba diyorlar.
Bölgenin kar suyuyla coşan deresi Güneyyurt ile Yukarı Çağlar arasında yer alan Aldere her zamanki gibi nisanın ilk günlerinde dağ erikleri çiçek açınca coştu. Bütün çevre köyler bin metre yükseklikteki kayadan suyun uçuşunu izlemek için koştular, bu seyir beş gün devam etti.
Dağ eriklerle beraber bademlerin de nadide çiçekleriyle baştanbaşa beyaza büründüğü günlerdi Nisanın ilk günleri.
Bu yıl bir yenilik yaptık, bahçemizi hiç terk etmeyen tin tin karabaş – baştankara için bir testi alıp uygun bir yere yerleştirdik. Onu birkaç gün inceleyen karabaş ailesi neticede içine girip yuva kurmaya karar verdi.
Kasabadan ayrılana kadar bu ailenin testi içine gire çıka yuva malzemesi taşıdıklarını adeta bir belgesel gibi kamelyamızdan takip ettik. Erkeç yuvaya malzeme taşırken anaç eşi ona güzel melodilerle en yakından güç veriyordu.
Şimdiden bu minik sevimli misafirimizin vahşi ala gabışla nasıl baş edeceğini düşünüyorum.
Yanında oldukça kendisine ve ailesine yardımcı olacağım inşallah!