GENÇLİĞE HİTABE’DE DİRİLİŞ
Türk milletini Çanakkale’de başlayan dirilişi; 19 Mayıs 1919’da yeniden vatan, hürriyet, din ve devlete sahip çıkmak için büyük bir kararlılık, cesaret ve azimle ayağa kalkışımızın da miladıdır.
Koskoca Osmanlı Cihan Devleti adeta müstemleke olmuş, toprakları, başta başkenti İstanbul olmak üzere işgal altındaydı. 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesiyle de teslimiyeti tescil edilmişti…
İşgalci emperyalistler her türlü maddi imkân, silah mühimmat vb. sahipken; Türk milletinin yüreği, imanı ve cesaretinden başka bir şeyi yoktu. Fakr-u zaruret içindeydik… Ama sonsuz bir Allah aşkı her zorluğu yenmeye yeterdi. Samsun’a bu inançla çıkıldı.
Türk’e esareti, zilleti ve ölümü layık görenlerin ve her türlü içten ihanetin ayaklar altına alınması için Samsun’a atılan ilk adım; bir işaret fişeğiydi.
Atatürk, silah arkadaşları ve adları şimdilik unutulmuş nice kahraman yiğitlerimiz Türk’e biçilen kefeni yırtmak için kadın-erkek, yaşıl-genç demeden el ele, yürek yüreğe vererek bize bu günleri hediye ettiler.
Elbette bu hür ve bağımsız bir vatanda yaşamanın bedeli olduğu gibi bir de sorumluluğu vardır. Türk milleti ve Türk gençliği bunun idrakindedir.
Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı, Cumhuriyetimizin kurucusu devlet, siyaset, fikir ve dava adamı Atatürk; bu sorumluluğu kıymetli Türk Gençliğinin omuzlarına emanet etmiştir.
Türk Gençliği; dünü hiç unutmadan yarınlar için durmadan, yorulmadan ve her ne şart altında olursa olsun asla umutsuzluğa kapılmadan çalışacak ve O’nun yolunda yürüyecektir. Gençlerimizi en iyi şartlarda yetiştirmek de bizlerin görevidir.
Gençliğe Hitabe, 10 bin yıllık Türk Tarihinin uyarı dolu bir özeti ve rehberidir.
Dün nasıl mandacı ruhlu ihanet odakları varsa; bu gün de onların devamı vardır.
İstiklal Savaşı’ndaki mağlubiyeti hazmedemeyen haçlı emperyalizmi; bu gün Atatürk düşmanlığı üzerinden onun intikamını alma peşindedir.
Atatürk’ten rahatsız olanların, hatta O’na şeytan dillerini uzatanların izini sürdüğümüz zaman; Haçlı-Siyon emperyalizminin malum adreslerine gittiğini görürüz.
1000 yıldır milyonlarca evladını Allah yolunda şehit veren Türk milletinden başka bir millet var mıdır? Kim ki; Türk, Türklük ve Atatürk’ten rahatsız oluyorsa; o haçlı-siyon emperyalizminin uşağıdır.
Atatürk’ün şahsına, ailesine ve yakınlarına yapılan saldırı, iftira ve karalamaların altında Türk milletinin hür ve bağımsız yaşamasını bir türlü kabullenememe yatmaktadır. Her türlü zillete razı olmuş işbirlikçi aşağılık ve köle ruhlu kimselerin Atatürk’ten rahatsız olmalarına da şaşırmıyoruz.
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen herhangi bir teşkilat değildir…! Çanakkale ruhuna, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluş felsefesine, kurucu ruhuna, başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarına, onların emanetlerine sahip çıkan ve onu yaşatıp yücelten nesiller yetiştirme davasının adresidir.
Türkiye Cumhuriyeti Devletini her alanda kalkınmış bir ülke, Türk milletini birlik, kardeşlik ruhu içinde maddi ve manevi olarak mutlu müreffeh; hür yaşatma hepimizin ortak davasıdır.
Kuvay-ı Milliye ruhu ölmedi, ölmeyecek.
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yaşasın Türk Milleti…
Bizlere bu güzel günleri yaşatanlar; başta Atatürk olmak üzere, silah arkadaşları, tüm şehit ve gazilerimizin ruhları şad olsun.
Sevgili gençlerimizin ve Türk milletinin bayramı kutlu olsun.
18.05.2017
Ziya HOTAMIŞLI
Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı
ve Kamu-Sen İl Temsilcisi