Türkler Tarih Boyunca Pusula Yerine Yönlerini Renklerle Belirlemişlerdir.
24 Oğuz Boyları içerisinde bu geleneği en iyi kullanan Avşar/Salur boylarından
Karamanoğulları Beyliğidir.
MERKEZ: Sarı ana renk. Çağrıştırdığı ifadeler şunlar. Aile, Zenginlik. Altın,
Hükümranlık, Atalar. (Balkusan-Sarıoğlan gibi)
DOĞU: Mavi ana renk. Çağrıştırdığı ifadeler şunlar. Tanrı, Gök, Ağaç,
Yeşil, Huzur, Güneş, Sabah, Bahar, Bayrak, Irmak, Demir, Çakır, İyi
ruhlar, Dağlar, Mavi Boncuk. (Yeşilören-Demiryurt gibi)
BATI: Ak ana renk. Çağrıştırdığı ifadeler şunlar. Akşam, Güz, Saf, Temiz,
Geyik, Bakır, Atlar, Adalet, Aksakallı. (Geyik Dağı-Bakırcılar gibi)
KUZEY: Siyah ana renk. Çağrıştırdığı ifadeler şunlar. Kara, Su, Gece, Kış,
Yas, Soğuk, Kara Deniz. Kötü Ruhlar. (Ağlasun-Soğuk Su gibi)
GÜNEY: Kırmızı ana renk. Çağrıştırdığı ifadeler şunlar. Yüksek, Yaz, Öğle,
Ateş, Şüphe, Alazlama, Albasması, Kızıl Deniz, Kızıl. (Kızıl Dağ-Yukarı Akın
gibi)
Türkiye Cumhuriyeti pasaportlarına baktığımızda bu dört ana yönü temsil
eden renkleri görmek mümkün.
Renklerin Türk Diline Yansıması
Türk dili çağları aşan, değişik topraklara yayılan, farklı coğrafyalarda
yüzyıllar boyu konuşulmuş ve konuşulmakta olan bir dildir. Bu durum da
dilin özellikle söz varlığındaki değişimini ilginç kılmaktadır.
Bir kökten doğan sözcüklerin yüzyıllar içindeki değişimi ve çeşitlenişi dilin
gelişiminin takibi bakımından önemli bir zenginliktir. Dilde en az değişime
uğraması beklenen sözcükler temel söz varlığına dair olanlardır. Temel
sözcükler belirli bir kültüre bağlı olmayıp bütün insanlarda ortak
kavramları gösteren sözcüklerdir ve dil akrabalığı noktasında önem
taşımaktadırlar. Bu yönüyle renk adlarının temel söz varlığı içerisinde yer
aldığını kabul etmemiz mümkündür. Renk, cisimler tarafından yansılanan
ışığın gözde oluşturduğum duyum olarak tanımlanmaktadır
Kaşgarlı Mahmud, Türk boyları arasında tek tek dolaşarak tespit ettiği
sözcükleri eserinde ustalıkla işlemiştir. Bilindiği üzere, ana renk adları
temel söz varlığının önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Varlığını
koruyamayan renk adları, yerine kullanılan yeni adlandırmalar ve bunların
kökenine dair bulgular elde edilmiştir.
Eski Türk inanışında her ana yönün bir renk adı olarak karşılığı vardı. Kuzeyi
“kara”, güneyi “al” ya da “kızıl”, batıyı “ak”, doğuyu “kök” renkleri temsil
etmekteydi. Merkez için de sarı anlamına gelen altun kelimesi kullanılmaktaydı.
Swadesh’in 100 sözcüklük listesinde de renk adları yer almaktadır. Renk
adlarından siyah beyaz, kırmızı, sarı, Swadesh’in listesinde yer almaktadır.
Mavi hem ana renk olması hem de doğada da bolca bulunmasına rağmen
listede yer almamaktadır.
Türk dilinin Eski Türkçeye dair söz varlığını en iyi ihtiva eden eser kuşkusuz
Divȃnu Lügȃti’t-Türk’tür. Bu sebeple eski Türkçedeki renk adları belirlenmiştir.
Dankoff ve Kelly tarafından hazırlanan Compendium of the Turkic Dialects
adlı çalışmanın üçüncü bölümünde yer alan tematik dizinde yer alan renk
adları duyular başlığı altında değerlendirilmiştir. Fakat bu çalışma
kapsamında tekrar bir tarama çalışması yapılmış ve renk adları tespit
edilmiştir. Bu renk adlarının Güney Sibirya Türk dillerine ait sözlüklerdeki
durumu incelendiğinde, varlığını koruyan renk adları, koruyamayan renk
adları ve onların yerine kullanılan yeni adlandırmalar kullanılmıştır.
Divȃnu Lügȃti’t-Türk’te öŋ sözcüğü “nesnenin rengi” anlamında
kullanılmaktadır. Sözcük için Kȃşgarlı tarafından Yāşıl öŋlüg tōn “yeşil
renkli elbise” örneği verilmiştir.
Eski Uygur Türkçesi döneminde öŋ sözcüğünün “renk” anlamıyla
yaşamaktadır.
Divȃnu Lügȃti’t-Türk’te renk kavramı için kullanılan isimlerden birisi de tǖ
sözcüğüdür. Tǖ “renk” anlamına gelmektedir. İkinci olarak da “at donu”
anlamı vardır.
Divȃnu Lügȃti’t-Türk’te renk için kullanılan sözcüklerden birisi bodug
sözcüğüdür. Bodug sözcüğü “renk” anlamının yanı sıra “boya” anlamına da
gelmektedir. Barçın bodugı oŋdı “ipekli şeylerin rengi solup gitti”
örneğinde renk anlamında kullanılmışken diğer örneklerde boya anlamında
kullanılmıştır. “Araştırma derleme yazısıdır.”
Şerafettin Güç
Kaynaklar:
Arıkoğlu, E. (2005). Örnekli Hakasça – Tükçe sözlük. Ankara: Akçağ Yayınları.
Arıkoğlu, E. ve Kuular, K. (2003). Tuva Türkçesi sözlüğü. Ankara: Türk Dil Kurumu
Yayınları.
Baskakov, N. A. (1958). Altayskiy yazık. Moskva.
Buran A., Alkaya E. ve Özeren, M. (2014). Çağdaş Türk yazı dilleri 4. Ankara: Akçağ
Yayınları.
Clauson, S. G. (1972). An etymological dictionary of pre thirtheenth century Turkis. Oxford
At The Clarendon Press.
Çankova, D. İ. (1961) Russko – Hakasskiy slovarı: Moskva.
Çürük, Y. (2017). Türk dilinde renk adları ve renk adlarına gelen ekler. Renk Kitabı, 201-
230.
Dankoff, R. ve Kelly, J. (1985). Compendium of the Turkic dialects III. Harward: Harward
Üniversitesi Yayınları.
Doerfer, G. (1981). Temel sözcükler ve Altay dilleri sorunu. Türk Dili Araştırmaları Yıllığı
Belleten 28-29, 1-16.
Ercilasun, A. B. ve Akkoyunlu, Z. (2015). Kȃşgarlı Mahmud Divȃnu Lügȃti’t- Türk giriş –
metin – çeviri – notlar – dizin. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
Gökdağ, B. A. ve Şimşek, Y. (2015). Temel sözcükler bağlamında Türkçenin görünümü. VII.
Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu Bildirileri (16-18 Ekim 2014) I. Cilt, s. 183-
221.
Gürsoy Naskali, E., Butanayev, V. ve İsina, A. (2007). Hakasça – Türkçe sözlük. Ankara:
Türk Dil Kurumu Yayınları.
Gürsoy Naskali, E. ve Duranlı, M. (1999). Altayca – Türkçe sözlük. Ankara: Türk Dil
Kurumu. Yayınları
Karadoğan, A. (2004). Türk ad biliminde renk kültü. Milli Folklor, 62, 89-99.
Karahan, A. (2013). Dîvânu Lugâti’t-Türk’e göre XI. yüzyıl Türk lehçe bilgisi. Ankara: Türk
Dil Kurumu Yayınları.
Kâşgarlı Mahmud. (2015). Dîvânu Lugâti’t-Türk (Haz. Ahmet B. Ercilasun ve Ziyat
Akkoyunlu). Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları
Korkmaz, Z. (2010). Gramer terimleri sözlüğü. (4. baskı). Ankara: Türk Dil Kurumu Yayını.
Lessing, F. D. (2003). Moğolca- Türkçe sözlük. (Çev. Günay Karaağaç). Ankara: Türk Dil
Kurumu Yayınları.
Ölmez, M. (2007). Tuwinisher wortschatz mit alttürkischen and Mongolischen parallelen
Tuvacanın söz varlığı eski Türkçe ve Moğolca denklikleriyle. Wiesbaden: Harrasowıtz Verlag.
TOPRAK KARADAĞ Fatoş Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 9/2 2020
s. 515-529, TÜRKĠYE Araştırma Makalesi