Geçtiğimiz hafta sonu pazar günü, Ankara’da ki ‘Ermenek Kültür ve Yardımlaşma Derneği’ Başkanı Talat Seyhan’ın daveti üzerine, her ay düzenli gerçekleştikleri; burs verdikleri genç arkadaşlarımızla buluşma toplantısında, onlarla tanışıp sohbet etmek üzere Ankara’ya gittim.
Talat Seyhan davet edince ‘iki elim kanda da olsa mutlaka gelirim’ dedim.
Zira yıllardır Ermenek dışındaki bütün dernek ve vakıflarımıza, sürekli önerdiğim bir konu idi bu tür toplantılar.
Toplantıyı ermenekinsesi.com haber sitesi üzerinden canlı yayınlamak istemiştim ama hem bu konudaki acemiliğimiz, hem de hafta sonu olması nedeniyle yaşadığımız teknik sorunlara çözüm bulamadığımız için bu düşüncemizi hayata geçiremedik. Gene de genç kardeşlerimiz ve hemşerilerimizle, dolu dolu yaşadığımız bir gün geçirdik. Bilebildiğim ve dilim döndüğü kadarı ile ‘dünya nereden geldi, nereye gidiyor?’ başlığındaki düşüncelerimi hemşerilerimizle ve gençlerimizle paylaşmaya çalıştım.
Derneklerimizin, gençlerimize eğitim bursu verme çabası, elbette her türlü taktiri hak ediyor.
Ne var ki genç arkadaşlarımızın parasal ihtiyaçlarının yanında, belki de çok daha önemli başka ihtiyaçları da var. Hem her konuda onlara yardımcı olmak, hem de kendi aralarında tanışıp dayanışma ve yardımlaşma ortamı yaratmaları açısından dernek-öğrenci ilişkisini aktif ve canlı tutmamız gerekiyordu.
İşte Ankara derneğimiz bu sene, çok önemli bir eksikliği gidermek için yola çıktı ve: ‘’her ay burs ücretlerinizi gelip dernek merkezinden alacaksınız, bu arada da birlikte bir yemek yiyip sohbet edeceğiz’’ diyerek, bence en az verilen burs kadar önemli bir işe soyundu. Bursların otomatik talimatla bankaya yatırılması yerine öğrencilerin toplanmasını sağlamak elbette yöneticilere oldukça büyük sorumluluk yüklüyor ve artı bir çaba gerektiriyor. Ama onlar bu sorumluluktan kaçınmadılar, ben de davete bir anlamda koşa koşa gittim.
Umarım Ankara derneğimizin bu fedakarlığı ve çabası diğer derneklerimize ve vakfımıza örnek olur.
Zira hem gençlerimiz açısından hem de derneklerimizin kendi kurumsal yapılarının gelecekleri açısından bu buluşmalar çok değerli bence.
Gençlerimizin dahil olup sahip çıkmadıkları ‘hemşeri dernek ve vakıflarının bir iki nesil sonra yok olup gideceği’ konusundaki endişelerimi ‘ERÇEV Genel Kuruluna Doğru’ başlıklı bir yazımda önceden sizlerle paylaşmıştım.
Bu buluşmalar, bu kurumlarımızı ‘hemşeri derneklerinden’ gelecekte de yaşayacak gerçek bir ‘sivil toplum kuruluşuna’ doğru evrilmesini sağlayacak bence.
Bu çabaları ve emekleri için, başta dernek başkanı Talat Seyhan olmak üzere, tüm yönetim kurulu üyelerine ve emeği geçen herkese teşekkür eder, bu başlangıcın devamının geleceğini umarak, diğer derneklerimize ve vakfımıza da örnek olmasını dilerim.