Antalya Gezi Notları 4
Selanik Gargara – Ermenek Gargara
Selanik Gargaralılarıyla Sohbetlerimiz
Selanik Gargaralılarıyla Atatürk’ün ilgilenmesi
2022 ramazan bayramı sonrası beş – on mayıs arasında Antalya’ya bir gezimiz oldu.
Gezimizin asıl amacı 1475 yılında Gargaradan yani şahsi doğum yerimiz olan Ermenek Güneyyurt beldesinden Selanik’e tehcir edilen ve 450 yıl sonra 1924 senesinde Lozan antlaşması sonrası uygulanan mübadele gereği Antalya’ya yerleştirilen Gargaralıların torunlarıyla tanışmak ve sohbet etmekti.
Kısacası anlayacağınız, İstanbul fethedildikten sonra elde edilen Avrupa topraklarına Türklerin yerleştirilmesi gerekiyordu. Bu bağlamda mücadeleci ve fetih ruhlu Karamanoğlu topraklarından da Avrupa’ya sürgün, tehcir ve iskânlar oldu. Bunlar arasında Ermenek Gargara köyünden de kırk elli hane göç ettirildi.
İşte bu gargara benim köyümdür, buradan gidenler Selanik Kesendire’ye geldiklerinde kendilerine gösterilen alana Gargara adını vererek geldikleri köyün adını yaşattılar. Bu Selanik Gargara köyü mübadelede yani Türkiye’deki Rumların Yunanistan’a, Yunanistan’daki Türklerin de Türkiye’ye tehcir ettirilmeleri sırasında Antalya Değirmen önü köyüne yerleştiriliyorlar.
Değirmen önü şu anda Murat Paşa ilçesinin merkezi olup Kaleiçi’nin hemen dibidir. Yüz yıl önce Antalya, sadece kale etrafında yoğunlaşan küçük bir yerleşim yeridir. Selanik göçmenleriyle burası bugün devasa bir Antalya kentinin temelini oluşturulmuştur.
Selanik’teki Gargaralılar dilden dile kendilerinin Konya’dan (O zamanlar Konya Karaman eyalet merkezidir) geldiklerini ve geldikleri köyün adının da Gargara olduğunu anlatıyorlar.
Antalya’ya yerleşen Selanik Gargara köyü eşrafından Hasan oğlu Emin Efendi torunlarından Emin Necdet Bağrıyanık adlı değerli ağabeyimiz, asıl temel Gargara köyünü araştırırken şahsımın Gargara ile alakalı yayınlarını görür ve benim telefonumu bularak temasa geçer.
Antalya Değirmen önü mevkiine Selanik Gargara, Avanlı ve Baraklı köyleri halkları 1924 yılında mübadele yasasıyla iskân edilir.
Değirmen önüne yerleşen bu ata yadigârı akrabalarımızla buluşmak üzere Emin Necdet beyin daveti üzerine geldiğimiz Antalya’da ağlatan mülakatlar yaptık. “Gargara’dan Gargara’ya” adlı tarihi gerçeklere ve arşiv kayıtlarına dayanan hikâye – roman tarzı eserimiz için bilgi ve belgeler topladık.
Selanik Gargarasından gelenlerle Ermenek Gargarasından yanlarına giden bendenizin sohbet ve görüşmelerinin ayrıntısına geçebiliriz şimdi.
Sekiz Mayıs 2022 günü Antalya Ermenekliler Derneğinin yönetim kurulu toplantısına rastlayınca eski başkanlardan Sayın Osman Soydal hocamla dernekte buluştuk. Emin Necdet Bey de oradaydı. O gün beraber gezdik.
Aslen Ermenek Sarıvadi köyünden olan Osman Soydal hocam Antalya Murat paşada birçok camide görev yaptıktan sonra Karakaş camiinden emekli olduğundan Selanik göçmenleriyle son derece içli dışlıydı. Beni pazartesi günü onlarla görüştürüp notlar almamı sağlayacak olan Osman Soydal hocam ile sözleşip ayrıldık.
Sabahleyin Osman Soydal hocamla Muratpaşada belirlediğimiz yerde buluşup temaslarımıza başladık.
Önce Selanik muhaciri bir eczaneye vardık, eczacı çok doluydu ama ketumdu, bunda halk arasında muhacirliğin biraz yanlış anlaşılmasından kaynaklanan olayların katkısı vardı. Bir de oğlunun Selanik mübadilleri derneğini kurmalarına rağmen bir birlik sağlayamadıklarından yakınıyordu. Ağzından birkaç kelam ancak alabildik, eczanede bizi bırakıp dışarıya çıktı. Bu kelamlardan üzerine sayfalarca yazabileceğim birisi “Selanik’ten göç sırasında 1924 senesinde gemiye hayvanların alınmaması üzerine babasının çok sevdiği bir tosunun ağlamasıydı. Tosunun ağlaması devam edince gemiye almaya karar verilen hayvan onlarla beraber Antalya’ya gelir.
Eczacı şunları anlatıyor giderayak ve ayak üstü :
“Antalya’ya arkamıza bakmadan geldik, her şeyimiz Selanik’te kaldı, Antalya’da kişi başı on beş dönüm arazi verdiler. Atatürk hemşerim diye bizlere çok iyi sahip çıktı, Antalya’ya geldiklerinde bizlerle mutlaka buluşur sohbet ederdi. Atatürk bu gelişleri sırasında genel istek üzerine Selanik’ten gelen biz mübadilleri ekonomik sıkıntıdan kurtarmak için ve verilen arazilerin gençler tarafından işlenebilmesi amacıyla askerlik çağı yaklaşan hemşerilerini on yaş fazla yazdırıp askerden muaf tuttu.”
Osman Soydal hocam devamlı Ümüş Özkan teyzeden bahsediyor, onun çok şey anlattığını söylüyordu. Eczaneden çıkınca Selanik adını taşıyan bir apartmana geldik, Osman Soydal hocam içeriyi ayarladıktan sonra hanımla beni de yukarıya çağırdı. Selanik apartmanında Ümüş teyzenin evindeydik.
Ümüş adı Ermenek Gargara’sında da kızlara konulan bir addır. Antalya 1938 doğumlu Ümüş teyze çok şeyler anlattı, onları burada şöyle özetleyebiliriz:
“Atatürk, Selanik’ten Antalya’ya gelen muhacirlerle yakından alakadar oluyordu, Antalya’ya Atatürk gelince Osman Ağa ağırlıyordu. Atatürk defalarca gelip Antalya’daki Selanik göçmenlerini ziyaret ediyor. Bir defasında Göçmenler yerli halkın kendilerini çingene sanıp dışlamak istedikleri yolunda şikâyetler alınca Antalya’ya geldiğinde halka hitaben: “sakın ha benim hemşerilerime dokunmayın! onlar özbeöz Türk’tür, Selanik’ten gelen hemşerilerimi bir daha taciz ederseniz sizi buradan Torosların arkasına sürerim”, diyor.
Bizler Konya’dan (1475 yılında o zaman Konya eyaletine bağlı Ermenek / Gargara) gitmişiz Selanik’e, esre ötre tutar hepsini öğrendim ama bir türlü tutturamadım.
Selanik’ten buraya, Gargara, Avanlı ve Baraklı adlı üç köy yerleştirildi, bu köyler Selanik’te de komşu ve birbirine yakın köylerdi.”
Kendilerini evlerinde ziyaret ettiğimiz diğer Antalya Selanik muhacirlerinden Selma Esencelil ve Saadet Koyuncuoğlu, Selanik’ten Antalya’ya bir ayda gemiyle gelindiğini babalarından dinlediklerini, ölenlerin namazı kılınıp denize atıldıklarını söylediler.
Antalya’da çekilen resimde Atatürk’ün yanındaki yaveri, sağdaki genç Selma Esencelil hanımın babası Selanik muhaciri Ahmet Türe beydir.
1924’ten sonra, 450 sene önce Ermenek Gargaradan gelenlerce konulan Gargara adı, mübadele ile Kayseri’den gelen Rumlar tarafından değiştirilerek Simantra adı veriliyor.
Selanik Gargara’da rakım 150, 200 metre olup tatlı bir eğime sahip hoş bir yerleşim alanıdır. Kaza merkezi olan Kesendre’ye on km mesafededir.
Kesendre Selanik’in güneydoğusundan Çanakkale tarafına sünen ince bir yarımada üzerindedir.
Yolculuğumuz buraya doğru devam edecektir, inşallah!