Ermenekli Şairin İzmir İşgaline Destanı

0

105 yıl önce İzmir’in Yunan tarafından işgali üzerine Ermenekli Hasan Rüştü’nün Yazdığı Destan

 

 

Geldikçe gönlüme beynim kaynıyor

O şirin yurdumuz, o canım İzmir.

Yerinde durmuyor, yürek oynuyor

Ağrısız geçmiyor zamanım İzmir.

 

Biz gücendirmeyiz namus ve dini

Uğrunda adadık bu canla teni

Rakibin koynunda bırakmak seni

Bil ki mümkün değil cananım İzmir.

 

Türk dilaverleri, Türk yiğitleri

Yaparlar ünlü bir ulu seferi

Elbet seni bir gün alırlar geri

İnan bana dinim imanım İzmir.

 

Çevrende kurbanlar gitmezse bizden

Yanından kaçmazsa o kanlı düşman

Gerek başkaları öksüz gerek ben

İnanma kim derse, insanım İzmir.

 

Kimseler bu sözden düşmesin zanna

Yüzüm, gözüm, özüm hep senden

Verilir en büyük mutluluk bana

Çağlarsa yolunda al kanım İzmir.

 

Mihmanın olmuştum 16 sene

Yumuşak döşekti sendeki sine

Şimdi hasretinden rahat yok tene

Dikenler üstünde uryanım İzmir.

 

Senin sam yelinden gül benzin soldu

Benim kasavetle can evim doldu

Gayrı nice dünya cehennem oldu

Ateşten çalkanır her yanım İzmir.

 

Ansızın uğradık yaman bir kasta

Gönül kan ağlıyor yastayım yasta

Yaram çok derindir hastayım hasta

Kavuşmaktır sana dermanım İzmir.

 

Dalmış hayaline yakar gözlerim

Varıp kucağında ölmek özlerim

Eğilsin yanında yanık sözlerim

Karışsın ahına efkanım İzmir.

 

Kırılmış dökülmüş dalın, budağın

Kerbela’yı geçmiş kanlı toprağın

Atılmış balçığa ünlü bayrağın

Tanrıdan rahm iste civanım İzmir.

 

Pak alnına Yunan bastıktan beri

Kirli bayrağını astıktan beri

Yanmakta kalmadım ben senden geri

Temelden yıkıldım, viranım, İzmir.

 

Rüştü’yüm vatanın dertli bir kulu

Kara bağrım odla, dumanla dolu

Tuttum bir ağlayıp söylemek yolu

Yanıktır destanım, divanım, İzmir.

Ermenekli Hasan Rüştü Kimdir?

1868 senesinde, Ermenek’te doğmuştur.
Ermenek’in, 1480 yılından beri Karaman oğlu Musa Beyin yaptırdığı Ermenek’teki Tol Medrese adı ile meşhur olan medresede müderrislik yapmış olan bir aileden olup İsmail Hakkı Efendi adında bir müderrisin oğludur.

Rüştiyeden diploma aldıktan sonra, iki sene kadar Ermenek medresesinde kalmış ve 1883 de Konya’ya gelmiştir.

Konya’da dört sene Yusuf ağa kütüphanesinin yanındaki medresede okuduktan sonra Konya’dan İstanbul’a gitmiştir.

İstanbul’da da iki sene kaldıktan sonra ünlü Atıf beyden ders almış, Türkçe şairi Emin beyin yol göstermesiyle ve eğitim Bakanı Münif Paşa’nın yardımıyla ücretsiz olarak Mülkiye Mektebine kabul olunmuş ve son sınıfa kadar öğrenimine devam etmiştir.

Edebiyata olan yatkınlığından dolayı Ziya Paşa ve Namık Kemalin şiirlerini çokça okuyunca hükümet aleyhine şiirler yazmış ve bunları güvendiği bazı arkadaşlarına göstermiştir. Ancak bunlar şiirleri polise sızdırmışlar ve sonunda Zaptiye Nazırı Nazım Paşa tarafından son sınıf sınavları bitmeden okuldan atılarak hapse gönderilmiştir. 1895

Üç yıl yattıktan sonra memleketi Ermenek’e sürülen Rüştü, bir yolunu bulup yine İstanbul’a gelmiş ama yine polisçe tutuklanıp hapse atılmıştır. Dört ay yattıktan sonra İzmir’e gönderilmiş, 1908’de meşrutiyetin ilanıyla doğal olarak özgür olan Rüştü, Midilli lisesine edebiyat öğretmeni tayin edilmiştir.

Midilli adası Yunan işgaline uğrayınca Akhisar’da özel bir okulda görev almış ardından da Alaşehir lisesine Türkçe hocası olmuştur. Üç yıl sonra Konya erkek lisesi edebiyat ve felsefe hocalığına atanmış olan Rüştü, halen (1926)  Konya Kız Öğretmen Okulunda görevlidir.

Hece ve aruzla çok şiir kaleme almıştır.

(İzmir Destanından anlaşıldığına göre 16 sene İzmir’de, 16 sene de Konya’da eğitime hizmet ettikten sonra 1934 yılında emekli olan Hasan Rüştü 1936’da Konya’da vefat etmiştir.)

(Kaynak: Konya İli Halkiyât ve Harsiyâtı / Konya Erkek Öğretmen okulu: Edebiyat Öğretmeni Sadeddin Nüzhet ve Psikoloji Öğretmeni Mehmet Ferit / Konya Vilayet Matbaası 1926)

Osmanlı Türkçesi aslından çeviri: Mükremin Kızılca

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz