ERMENEK'TEKİ KÖMÜR OCAĞI FACİASI

Can yakıcı, felaket bir manzara, olayın geçtiği yer, Karaman ili, Ermenek ilçesi Pamuklu köyü çevresindeki kömür ocağı, tarih 28 Ekim 2014 Salı günü saat 12,15 işçileri yemek saati. Yer altında kömür çıkardıkları yerde bir anda işçiler büyük bir su patlaması ile karşılaşıyorlar, 34 işçiden kaçabilen 16 kişi kaçıp kurtuluyor kaçamayan 18 işçi yerin altında sular içende kalıyor. Yedi gündür bir haber yok, kurtarma çalışmaları bütün gücüyle devam ediyor. Olayın duyulmasından itibaren ajanslar TV’ler sürekli en ufak ayrıntılara kadar sürekli kamuoyunu bilgilendiriyorlar.

 “Karaman ili Ermenek ilçesi, Güneyyurt beldesi yakınlarında Cenne ( Pamuklu ) Kalesi batısında Has Şekerler Madencilik’e  ait kömür ocağında su basması nedeniyle 18 işçi yerin altında mahsur kaldı.”  Devletin bütün imkânları kullanıldığı hâlde bugüne kadar işçilere ulaşılamadı. İlgili üç bakan orada kurtarma çalışmalarını gece gündüz yönetmeye çalışıyorlar.

 

Ermenek’teki kömür ocaklarının işletmeciler tarafından kapatılıp işçiler süresiz izin vermeleri haberi üzerine 13 Ekim 2014 tarihli “ermenek haber, ermenek gündem ve kgrt internet sitelerinde çıkan yazımda işçileri süresiz izin verilerek sokağa atılamayacağını ve yeni çıkan yasada elde edilmiş haklarını işverenlerin ( bunlar 9 ocak, 9 ayrı işletme ) vermesi gerektiğini tespit edilen ücretin hesaba kitaba dayandığını özellikle yemek ve yol parası kesmelerini, işletmecilerin klasına yakışmayacağını yazmış ve barışçı bir yol izlemeleri temennisinde bulunmuştum. Uyarımızı dikkate almadılar, işçilerin yol ve yemek parsını vermediler. Bu şartlarda çalışacaksanız geliniz çalışınız dediler. İşçiler gönülsüz işbaşı yaptılar. Fecaattan sonra  Sayın Cumuhurbaşkanı ve Başbakanımız dahil herkesin öfkelerini üzerlerine çektiler.

 

Olaydan önce anılıyoruz ki maden ocağında çalışan işçilere yemek ve yol parasını vermedikleri gibi üstelik de işe gelmez iseniz dışarıdan işçi getirtiriz söylemelerinde bulundukları duyumu var. İşçiler geleceklerinden endişe edip korktuklarından işletmelerin isteklerine boyun eğmek zorunda kaldılar.

 

Kömür işletmesindeki su baskını ve işçilerin yerin altında kalması faciası duyulur duyulmaz kurtarma ekipleri olay yerine koşup kurtarma çalışmaları için büyük gayret sarf etseler de bir varlık gösteremediler. Şimdi Soma Faciası’ndan (1 ) sonra bu olay da yaşanınca ilgililer bir “günah keçisi” aramaya başladılar: 1999 Marmara Depremi sonrası bir yapsatçı olan Veli Göçer’e, olan onca ihmallerin, yönetim hatalarının, eksikliklerin ve kusurların bedeli fatura edilmişti. Sanki depreme ve binlerce yıkılan evlere, geçitlere ve fabrikalara Veli Göçer neden olmuştu. Hâlbuki A’dan Z’ye zincirleme devletin bütün kuramlarının hataları, kusurları ve ihmalleri vardı, ulusça ağır bir fatura ödedik. Has Şekerler Madencilik Limitet Şirketinin işlettiği ocaktaki su baskınına ve 18 maden işçisinin mahsur kalması ile ilgili olaya gelince, durum vahim, sonuç inceleme, soruşturma ve yargı sonucunda net olarak anlaşılacak ama siyasi iktidarın ve onların yerel temsilcilerinin bu konuda ağır ihmalleri var. Tek bir kişiyi Saffet Uyarı günah keçisi olarak görüp suçlamak eksik bir yaklaşımdır.

İktidara yakınlığı ile bilinen Yeni Şafak Gazetesi Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi’nin yazdığına göre, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan , Ermenek’te iş kazasına kurban giden işçilerin ailelerine şöyle demiş:

“Keşke daha önce bir mektup yazsanız ya da bir şekilde bize bunu bildirseydiniz, gereğini yapardık.”

Başkanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’da, Abdülkadir Selvi’ye göre,( 2 )

“ Ben de bu toprakların insanıyım, Ulaştırma bakanı Lütfi Elvan sizin evladınız.Onu bilgilendirseydiniz, biz takibini yapardık.”

Hâlbuki  Ermenek’teki  maden ocaklarında işçi işveren ilişkisi arasındaki anlaşmazlığı herkes biliyordu.  Kaldı ki olaydan 17 gün önce büyük risk alarak işçi işveren arasındaki anlaşmazlığı  bir çözüm olur düşüncesi ile yukarıda da ifade ettiğim gibi “ermenek gündem, ermenek haber ve karamanın sesi/kgrt “ internet sitelerinde yazdığım bir yazı ile duyurmuştum. (3 ) Basını takip etmekle mükellef valilik birimleri ve Sayın Vali Koca’nın bu durumu bilmemesi mümkün değildir. Yeşil Ermenek de yaşanan olayları ayrıntılı bir şekilde haber olarak çeşitli sayılarında verdi. Yeşil Ermenek gazetesinin yazdıkları Sayın Bakan’a ulaşmasa bile basın danışmanları tarafından takip edilmesi ve duyurulması gereken çok önemli bilgilerdir. İl milletvekili Sayın Mevlüt Akgün de ocaklardaki sorunları yakından bilip ilgili birimlere ilettiği ve çözüm için gayret sarfettiği yöre insanları tarafından bilinmektedir.

 Ne yazık ki Ulaştırma Bakanımız ve il milletvekili olan Sayın Lütfi ELVAN Bey Taşeli Yöresi’nin yönetim, eğitim, tarım, girişimcilik alanında sağlıklı ve güvenli yönetilmesine yardımcı olamıyor. Yanlış yerlerde yanlış adamlar çalıştırılmasına vesile oluyor. Dün olduğu gibi bugün de biri hariç danışmanları yöreye karşı yabancıdır.  Nerede hizmet için çalışan parlak bir yönetici var o Ermenek’ten gönderilmiştir, önceki kaymakamlardan Sayın Mehmet Demir ve danışmanlardan Ali Aydoğmuş örneğinde olduğu gibi.

Türkiye’de linyit madenleri mutlaka işletilmelidir, kapatılmak çözüm değildir, çözüm: uygar ülkelerde maden ocakları nasıl ve hangi şartlarda işletiliyorsa Türkiye’de aynı şartlarda işletilmeli, madenin işletildiği yöre insanına, işletmeciye, millete ve devlete refah sağlamalıdır. İnternette rastladığım linyit işletmeciliği ile ilgili bir raporda “ Öyle anlaşılıyor ki kömür ocaklarında yer altı üretiminin artırılmasında, büyük ölçüde mekanizasyon ve modernizasyon a gerek duyulmaktadır. Rekabet, serbest piyasa ekonomisi ve işletme kârlılığı koşullarında gerek yer altı işletmelerinde gerek açık işletmelerde kurulu kapasite kullanım oranı, işgücü verimliliği, iş organizasayonu, nitelikli personel istihdamı dünya standartlarna çıkarılmalıdır.” derken linyit kömür işletmelerinde dünya standartlarına göre ne kadar geride olduğumuzun bir belgesidir.

 Linyit kömürünün % 80’i termik santrallerde elektrik üretme amaçlı tüketilmektedir. Türkiye’de elektriğin % 35-40 liniyit ocakları yanında kurulan termik santrallerden sağlanmaktadır. İthal kömürle çalışan termik santraller de vardır, Gökova örneğinde olduğu gibi. Ülkemizde linyit rezervi 2,75 milyar tondur. Linyit rezervlerinin 1,6 milyar tonunu kapsayan kısımda işletmeler kömür çıkarmaya devam etmektedirler. Türkiye’de 88 adet kömür sahası vardır, bunlardan 27’si işletme, 20 adeti rodövanslı ( kiralık ),41 tanesi de işletmeye kapalı sahalardır. Cari açığın en büyük kalemi enerji (doğalgaz ve petrol ) olduğundan ülkemizdeki termik santrallerin ihtiyacı olan linyit ocaklarından termik santrallere kömür çıkartmak zorunludur. Enerjiyi yöneten kaynaklar göre kömür ocaklarına dayalı elektrik üretme hedefi ülke bazında % 50 olarak hedeflenmektedir. Bu nedenle düşük kalorili de olsa linyit ocaklarında kömür çıkarılmasına önem verilmektedir. Ermenek’teki kömür ocaklarına bağlı termik santraller yoktur, orada çıkarılan kömürler, fabrikalarda, küçük sanayi kuruluşlarında ve yakıt amaçlı çevre illere gönderilmektedir. Temennimiz bundan sonra kimse mağdur olmasın, kimse acı çekmesin, insanlarımız ölmesin.

04.11.2014. Hasan ŞİMŞEK

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Eklenenler

author

Emma Hayes

There I was in a hot yoga studio with plenty of bright natural light and bending myself into pretzel like positions for the very first time.

instagram