Senelerdir 1–19 Mayıs tarihleri arasında üçer beşer obalar Akdeniz sahillerinden Toros Dağlarına Yaylalarına göçerler. 1 Haziran’da son bulur. Ekim ortalarında tekrar Akdeniz kıyılarına dönerler.
Birkaç gündür Antalya İli Elmalı İlçesinde lise arkadaşımın bağ evinde misafirdim. Kızı Yüksek Okulda öğretim görevlisi. Bir sebeple Antalya’ya gelince duramadım bir aradım. Geldi beni aldı götürdü.
Buralara kadar gelmişken eski dostları aramadan olmazdı. 2010 yılında Antalya Ceza ve İnfaz kurumunda kurs verirken tanıştığım bazı memurlar vardı. Bölgenin insanları. Yaşanmış çok hatıralarımız var. Birini aramam yetti. Beşi birden birkaç saat sonra geldiler. İşte burada film başladı.
Beş arkadaşımda Türkmen Yörük Kültürü ile büyümüşler. Hepsinin de oba isimleri farklı. İçlerinden birisi Honamlı (Hanamlı) Yörüğü olduğunu söyleyince dikkatimi çekti. Daha önceden az da olsa bir bilgim vardı.
Yörüğe yürü deme; keçiler nasıl oldu deme, yayla yolları ne hal deme… Aman Allah’ım böyle güzel bir şive olur mu? Gel de ağzı açık dinleme. Arkasından yöre ağzı ile bir uzun hava..
İşte bu halde iken aldılar götürdüler yaylalarına. Burada gördüm *Honamlı Keçisini. Asaleti heybetinde saklı. Bir bakışı var, insanı sanki aşağıdan yukarıya süzer gibi. Hayran olmamak elde değil.
Her neyse anlattıkları ve derlediklerime gelelim;
Honamlı Keçisi Akdeniz Bölgesi, Toros Dağları etekleri, Antalya, Konya, Ermenek ve Isparta yörelerinde yetiştirilen ve Kıl Keçilerden farklıdır.
Genelde dışbükey bir burun yapısı ve kısa üst dudak yapısı ile dikkati çekmektedir. Renk çoğunlukla siyahtır. Alın ve ayaklarda beyaz lekelere rastlanmaktadır.
Dünyada sadece Türkiye’de bulunan Honamlı keçi türünün araştırılması ve safkan olarak üretilmesine yönelik 2 yıldır yürütülen çalışmalarda, bu keçilerin 130 kilo ağırlığa kadar ulaşabilen türleri tespit edilmiş.
Honamlı keçisinin genetik özellikleri ve kıl keçileriyle farklarının tespiti, safkan ırkların yetiştirilmesi için Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü, ’Burdur, Antalya, Konya, Karaman-Taşeli Bölgesi (Toros Dağları) Halk Elindeki Honamlı Keçisi Islah Projesi’ne 2012 yılında başlamışlar.
Honamlı Keçi Irkı Görünüm Özellikleri Hakkında Öğrendiklerim
- Beden çoğunlukla siyahtır.
- Antalya / Toros Dağları yöresinde yetiştirilen saf Honamlı keçilerinde alın ve ayaklar beyaz veya kahverengi vücut siyahtır. Bazen kırçıl renkte olanlarına da vardır.
- Erkekte boynuzlar dişilerden daha iyi gelişmiş kendi ekseni etrafında kıvrılmış, kulak etrafında yay çizerek geriye doğru uçları aşağıya ve öne doğru uzar.
- İri yapılı, uzun vücut yapısına sahip bir ırktır.
- Kuyruk, kıl keçi’den daha uzun ve püskül görünümündedir.
- Kulaklar küçük ve kalındır.
- Saflık nişanelerinden biri alnındaki boynuzlar arası mesafedir. Bu mesafe 2 parmak (2 cm.) olmalıdır.
- Dikkat çeken en önemli özelliği kemerli bir burun yapısıdır.
- Analık yeteneği yüksektir.
- Özellikle zayıf meraları iyi değerlendiremezler.
- Gözler belirgin şekilde iri ve canlı renktedir.
- Bakıcısı ile oynamayı çok severler.
Ramazan KIVRAK – Fethiye Yörük Türkmen ve Kültür Derneği Başkanı bakın bu konuda telefonda bana neler neler dedi.
Yaşatarak Yaşamaya Çalışan Yörükler Ne İstiyorlar?
“Yazın yaylalarda, kışın sahilde beslediğimiz ve beslendiğimiz keçimiz, ormana zarar veriyor diye yok edilmek istenmektedir. Bilinir ki, Allah’ın her yarattığının bir sebebi, verdiği her derdin de bir dermanı vardır. O nedenledir ki, insanlığa elçi olarak gönderdiği kusursuz peygamberlerine ve sevgili kulları evliyalarına keçi güttürmüştür.”
“Allah, keçinin yaşamasını istemeseydi, yaratır mıydı? Keçiyi en yakını kullarına besletir miydi? Demek ki, helâl ve haram konusunda geliri temiz olan keçidir. Hz İbrahim oğlunu Allah’a kurban etmek isterken, koç kurban edilmesini emreden, âlemleri yaratan Allah, insana ve kendisine yakın olarak, koyunu, keçiyi, deveyi, sığırı görmüştür ki kurban edilebilir demiştir. Bu nedenledir ki keçi dinimiz açısından da önemlidir.”
“Âlemleri yaratan Allah, her canlıyı bir sebeple yaratmıştır. Meselâ, kışın, altı ay, fare yılanı yer; yazın, altı ay yılan fareyi yer. Doğanın dengesi korunur. Bütün yılanları öldürürseniz ortalığı fare kaplar, fareleri öldürürseniz ortalığı yılan kaplar. Bugüne kadar kendiliğinden yetişen, dağlardaki ormanlarda yayılan keçinin sayısız faydaları vardır.”
“Aklımızı kullanabildiğimiz kadar keçinin faydalarının bazılarını biliyoruz. Çoğu yok olunca anlaşılacak, ya da yaşatırsak ve araştırırsak bulabileceğiz. Ancak, tam sırrına erişilmeden, keçi soykırımı yapılarak, bir canlı türünün yok edilmesi ülkemize hiçbir fayda sağlamayacaktır.”
“Dağlarda yaşayan keçinin nesli biterse, türküler de biter. Yörük dağa gidemezse, türkü yakamaz. Çünkü türkülerin çoğu, yaylalara, dağlara, hayvanlara yakılmıştır. Türkünün yanında, mani, tekerleme, atasözleri, masallar, efsaneler, yayla şiirleri de yok olur. Kullandıkları kelimeler azalır. Türkçe zarar görür.”
Honamlı Yörükleri‘nin soyu Orta Asya’ya Oğuzlara uzanmaktadır. Oğuzların iki kolundan biri olan Bozoklara mensupturlar. Bozokların Avşarlar bölümündendir. Avşarların da Honamlı (Honanamlı) dalındandırlar.
-
-
- Oğuzlar= Türkmenler = Yörükler
- Bozoklar
- Avşarlar
- Honamlılar
-
Honamlı adının kökeni hakkında farklı fikirler ileri sürülmektedir. Ali Tanyıldız’ın “Orta Asya’dan Gedikli Köyüne Honamlı Yörükleri” adlı kitabında Honamlı adı ile ilgili iki görüş dikkatleri çekmektedir. Bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.
Birinci görüş: “Bu Yörükler bir yerden göçüp başka bir yere konduklarında yani konalga yerine vardıklarında erkekler hemen bir araya gelip atış yarışı yaparlar. Komşularda “Hun yapılı şeyler geldi yine atışa başladılar” veya “Hun-namlıların sesi gelmeye başladı” diye konuşmaya başlarlar. Honamlı adı buradan gelmektedir.
İkincisi görüş: Türkler Anadolu’ya gelirlerken, o zamanlar adları Honamlı değilse bile, Honamlı adını alacak grup yol üzerinde bir savaşa rastlar. Zayıf olan tarafa yardım eder ve savaşı kazanırlar. Savaştan sonra Bey kendilerine yardım edenlerin kim olduğunu sorar. Yardımcıları “Ho güzel beydi” diye namlı birini gösterirler. Sonrasında o beye Güzelbeyli ya da Honamlı denmiştir” diye naklediliyor. Ancak kitapta da belirtildiği üzere birinci görüşte Hun namlı denilebilmesi için Türkiye’de Hunların tanınması gerekir ki, bu zayıf bir ihtimaldir. İkinci görüş ise yoruma açıktır.
- Honamlı:Hun namlı, Hun diyarından gelen ilk Yörük aşireti olduğu için bu adı almıştır.
- Honamlı:Bazı kitaplarda Ho namlı diye geçer, “Ho” Türkçe ama “Nam” Türkçe olmayan bir sözcük. Bu sözün ilk kaynağının “Ho” yani sığırla ilgili olduğunu düşünülüyor. Birde adını Çin’in kuzey sınırında bulunan Honan yurdu denen bölgeden almış olabileceği düşünülmektedir. (Kitaptan alıntı)
Şerafettin GÜÇ
Kaynaklar:
- https://www.honamliyorukleri.org.tr/index.asp?mn=5&bn=&in=484
- https://www.honamliyorukleri.org.tr/index.asp?mn=41&bn=&in=240
- https://www.facebook.com/HonamliYorukleriKulturveDayanismaDernegi/?locale=tr_TR
- https://www.akkecili.com/1842-yili-nufus-sayimina-gore-honamli-asireti/
- Ayşe Hilal TUZTAŞ’ın “Günümüzde Isparta’da Yaşayan Yörüklerin Siyasi ve Kültür Tarihleri”
- https://www.honamliyorukleri.org.tr/index.asp?mn=39&bn=&in=200#:~:text=Honaml%C4%B1%20Y%C3%B6r%C3%BCkleri%20’nin%20soyu%20Orta,da%20Honaml%C4%B1%20(Honanaml%C4%B1)%20dal%C4%B1ndand%C4%B1rlar.&text=Honaml%C4%B1%20ad%C4%B1n%C4%B1n%20k%C3%B6keni%20hakk%C4%B1nda%20farkl%C4%B1%20fikirler%20ileri%20s%C3%BCr%C3%BClmektedir.