İÇİMİZDEN BİRİ – DR. AHMET ALAGÖZ


(63 Ülke Gezen Çağımızın Asri Evliya Çelebi’si)

Akdeniz ile Konya arasında yer alan Orta Toroslar ’da TAŞELİ Bölgesi’nin merkezinde
Sarıveliler, Ermenek, Başyayla ilçeleri bulunur. Sarıveliler ilçesine bağlı Uğurlu köyünde
okumayan kadın ve erkek bulamazsınız. Bir evden dört öğretmen okuduğu bilinir. Uğurlu
köyünde 1982’de doğan Hacı Hasan Yüksel 1906 yılında Konya Erkek Muallim mektebini
bitirir. Sarıveliler, Adiller Dindebol, Ermenek merkezde Terakki ve Reşadiye mektebinde,
Sarıvadi, Lafsa köylerinde öğretmenlik yapar. Uğurlu köyü doğumlu Başöğretmen Durmuş
Ali Uğur’un kızlarının hepsinin okudukları gibi… Oğlu Niyazi Uğur’unda Avukat olduğu
bilinir. Öğretmen Durmuş Ali’nin babası Ali Uğur Çanakkale Gazisi ve tekaüttür. Çok sayılan
ve sevilen Osman Bobuş, Abdullah Ünsal gibi nice nice öğretmenler Uğurlu Köyü’nde
yetişen her çeşit devlet memurları Anadolu’nun her köşesine dağılarak vatanları için hizmet
vermektedirler. Uğurlu köyünün Hayri Uçar gibi Generali ve Subayları vardır.
Ayrıca Prof. Dr. Olan Türkiye’nin tanıdığı Uğurlu köyünden çok fakir bir ailenin kızı Ayşe
BAYSAL (Et bulamazsanız et yerine geçen mercimek yiyiniz) diye mercimeğin değerini
Türkiye’ye ve dünyaya yayınları ile kendi sesinden tanıtan Profesörü vardır. Rahmetli Ayşe
Baysal İvriz Köy Enstitüsünü bitirdikten sonra eğitimin zirvesine ulaşan Baysal Uğurlu
köyünde çok fakir bir ailenin ve Çanakkale Gazisi tekaüt olan Osman Baysal’ın kızıdır.
Değerli okurlarımız yukarıda isimlerini yazdığımız vatanımızın değerli evlatlarından
rahmetli olanlara Allah cennet nasip etsin. Yaşayanlara da Tanrı’dan sağlıklı uzun ömürler
dileriz.
Bu yazımızda sizlere Uğurlu Köyünden içimizden biri Çağımızın örnek Evliya Çelebi’si Dr.
Ahmet Alagöz’ü tanıtacağız)
Ahmet Alagöz 1944 yılında Karaman ili Sarıveliler ilçesinin Uğurlu köyünde doğdu. Babası
Mustafa, Anası Kübra hanımefendidir. Uğurlu Köyünde tanınmış bir ailenin çocuğudur.

1962 yılı Haziran döneminde Maliye okulundan mezun olduktan sonra 30.07.1962 tarihinde
Konya Defterdarlığında stajyer memur olarak göreve başladı. Defterdarlığa bağlı daire
müdürlüklerinde bir yıllık stajını bitirdikten sonra 05.12.1964’te isteği üzerine Karaman mal
müdürlüğünde yine stajyer memur olarak atandı. 21.08.1964 tarihinde Urfa’ya 21.06.1966
tarihinde de Mersin Defterdarlığına Vergi Kontrol Memuru olarak atandı
Konya ve Karaman’da stajyer, Urfa’da kontrol memurluğu yaparken meslek okulu
mezunlarının sorumlu olduğu lise son sınıfında okutulan tüm derslerin sınavlarını başarıyla
vererek 11.10.1965 tarihinde Konya Erkek Lisesi Edebiyat bölümünden mezun olmuştur.
28.10.1965 tarihinde Eskişehir İktisadi ve Ticari ilimler Akademisi’ne girdi. 19.11.1969
tarihinde İşletme Muhasebe İhtisas bölümünden mezun olmuştur.
Yedek Subay olarak askerliğini yapmak üzere 25.04.1970 tarihinde İstanbul Tuzla’da
Yedek Subay piyade okulunda eğitime katıldı. 30.09.1970 tarihinde piyade okulundan mezun
oldu. Çekilen kurada Ardahan’da bulunan 25. Piyade Alayı 1. TB. 3. Bölüğü’nü çekerek
25.10.1970 tarihinde bölüğüne atandı.
Ardahan’daki 12 ay süren Kıta hizmetlerinin bir ayını bölüğünde, 3 ayını Tugay Gazinosu
Subaylığında, bir ayını da Kars’ta bulunan İrtibat Subaylığında 7 ayını da Tugay Levazım
Müdürlüğünde Tugay Tahakkuk Subaylığını yaparak 20.09.1971 tarihinde resmi olarak
askerlik görevini bitirdi.
Yedek Subay olarak askerlikten terhis olduktan sonra 29.09.1971 tarihinde Ankara Vergi
Kontrol Memurluğuna atandı. Vergi Kontrol Memuru iken Maliye Bakanlığınca
22-25.09.1971 tarihinde Yazılı Ekim-Kasım 1971 tarihinde sözlü olarak yapılan Gelirler
Kontrolörlüğü sınavını kazanarak 31.12.1971 tarihinde Gelirler Kontrolörlüğüne atandı.
30.04.1974 tarihinde Bilecik Defterdarlığına 01.11.1976 tarihinde de Erzurum
Defterdarlığına atanır. Ahmet Alagöz: “Erzurum Merkezinde Defterdardım. 1977 yılı
Bakanlığımız Tarafından Vergi Dairesine yeni isim verileceğini Defterdarlığımıza resmen
sordu. Gelir Vergisi Dairesinin adını “KAZIM KARABEKİR VERGİ DAİRESİ” olarak
değiştirilmesini;
Emlak Vergi Dairesinin adını da “AZİZİYE VERGİ DAİRESİ” olarak değiştirilmesini
Bakanlığımıza resmi yazı ile bildirdim Bakanlığımız benim uygun gördüğüm yukarıdaki
isimleri aynen kabul ettiğini resmi yazıları ile Defterdarlığımıza bildirdiler. Bugün
Erzurum’da aynı isimler devam etmektedir.”
NOT: Aziziye Taburu: Erzurum ile Doğu Anadolu Bölgesini savunmak için Ruslara karşı
yapılan, silahlarla güçlendirilen yer.
31.05.1978’de Muhasebe Genel Müdür Yardımcılığına atandı. 27.02.1982 gün ve 8-4334
sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Genel Müdür Yardımcılığı Kadroları kaldırılarak yerine
Daire Başkanlığı Kadroları verilmesi dolayısıyla Ahmet Alagöz otomatik olarak Daire
Başkanı unvanını aldı.
21.10.1982 tarihinde tekrar Genel Müdür Yardımcılığına ve 26.11.1989 tarihinde de Maliye
ve Gümrük Bakanlığı Kontrol Genel Müdür Yardımcılığına atanır. 29 yıl görev yaptıktan
sonra kendi isteği ile 18.03.1991 tarihinde emekli olur. 20.03.1991 tarihinden itibaren
Mersin’de Yeminli Müşavirlik görevine başlar ve halen devam etmektedir.
Ahmet Alagöz Erzurum Defterdarlığı sırasında Erzurum Atatürk Üniversitesi İşletme
Fakültesinin 01.03.1977 tarihinde açtığı “Dışarıdan Doktora, Lisans ve Bilim” sınavını
kazanarak 01.04.1977 tarihinde başlayan Lisansüstü derslerine fire vermeden devam ederek
08.02.1980 tarihinde yeterlilik sınavını verdi. Yeterlilik Sınavından sonra yönetmeliğe göre
yapılması zorunlu olan “Türkiye Ziraat Gelir Vergisi” uygulaması ve “Türkiye’de Döner
Sermayeler Konulu” semineri başardıktan sonra tenzih olarak “Türkiye’de Kamu Döner
Sermaye” konusunu aldı.
Doktora tezi çalışmaları 06.11.1981 tarihinde kabul edildi. Tez “İşletme Doktoru Unvanı”
aldı. İşletme Fakültesi Dekanlığının aynı günlü yazısında ve yazı ekinde gönderilen Atatürk

Üniversitesi İşletme Fakültesi Doktora Öğrencisi İmtihan Protokolü’nde bildirildi.
Protokol ekinde Doktora Başarısının derecesi ve Doktora unvanı aynen şöyle yazılmıştır.
“Tezin Derecesi:19.11.1981 : Pekiyi
Tez Savunma Sonucu: 19.11.1981 : Pekiyi
Doktora Derecesi 19.11.1981 : Pekiyi
Doktora Unvanının Verildiği Tarih: 19.11.1981 :İşletme Doktoru
JÜRİ ÜYELERİ
Prof. Dr. Talat Güllap Prof. Dr. Aydın Türkbal Doçent Dr. Baki Pirimoğlu
Dekan
Ahmet Alagöz’ün Doktora çalışmalarından sonra, Maliye Yüksekokulu’na “Türkiye’de
Kamu Döner Sermayesi İşletmeleri” ders olarak konur. 1981-82-83 Eğitim Öğretim yılında
bu dersin hocalığını yapmıştır.
Burada bir soluk alarak Saygıdeğer hemşerimiz ve yakından tanıdığımız Sn. Dr. Ahmet
Alagöz’ü Allah nazardan saklasın diyerek bundan sonraki çalışmalarının verimli ve sağlıklı
geçmesi en büyük ve en içten dileğimizdir.
Değerli dostumuz Ahmet Alagöz’ün rahmetli babası Mustafa Efendi, dedesi Vehbi Efendi
Uğurlu Köyünde olduğu gibi çevre köylerde de tanınmış ve saygı görmüş bir insandı.
Rahmetli Vehbi Efendi Ermenek’te Musa Bey Medresesi’nde “Tol Medrese” öğrenim
görmüş din bilgini olarak çok insan yetiştirmiştir. Köyümüzde “Hatip” adından saygıyla söz
edildiğini çocukluğumun ve gençlik yıllarımdan biliyorum. Böyle bir dedenin torunu elbette
yukarıdan beri açıklamaya çalıştığımız başarılara imza atacaktır.
Saygıdeğer dostumuz Dr. Ahmet Alagöz’ün “Kamu Döner Sermaye İşletmeleri” adlı bir
kitabı da bulunmaktadır. Bilimsel doktora unvanı almış olduklarından kendilerine bu unvanla
hitap ediyoruz. Şimdi sizlere onunla ilgili bir bilgi daha sunacağım. Ahmet Alagöz Bey’in
büyük dedesi Vehbi Efendi’nin babası Mustafa Vehbi -o zaman soyadı yoktu- Kıbrıs’a
görevli olarak gider. Türkiye’ye dönüşte Gazipaşa’nın (Antalya) Zeytinada (Seyfi) köyüne
gelir ve imamlık “hocalık” yapmaya başlar. Bir süre sonra 1896 yılında vefat eder. “Cerenler
Sülalesi” aile mezarlığına defnedilir. Mezar köyün Nergis Ardı Mahallesi Mezarlığında olup
“Cerenler lakaplı” sülalenin aile mezarlığına “Aile Mezarlığımızda bir hoca mezarı bulunsun
diye” defnedilir.
Yıllar sonra Mustafa Vehbi’nin torunu Mustafa Alagöz’ün oğlu Dr. Ahmet Alagöz Mustafa
Efendi dedesinin mezarını Alanya’nın Mahmutlar Kasabası lisesinde öğretmenlik yapan
eniştesi Sami Yiğit’in arkadaşı ve aynı lisede öğretmenlik yapan Zeytinada köyünden Hayri
amcaoğlu Mehmet Yüksel vasıtasıyla bulduğu Cerenler sülalesinde Abdullah Yiğit’ten
öğrenmiştir. Baba dedesi Mustafa Efendi mezarını Gazipaşalı Mermer ustası Hüseyin
Aksoy’a 2007 yılında yaptırmıştır.
Ahmet Alagöz emekli olduktan önce Kasım-Aralık 1982 yılında İsviçre ve İtalya’ya; Ekim
1987 yılında da Çekoslovakya’ya görev ile muhtelif tarihlerde de Almanya’ya, Avusturya’ya
Hollanda ve İran’a gezmek amacıyla gider.
Emekli olduktan sonra ise Avusturalya’nın dışında 4 kıtada 55 civarında ülkelere turistik
seyahat eder. Bu ülkelerden bazıları şöyledir;
Avrupa’da; Almanya, İspanya ve İngiltere ile 10 Balkan Ülkesi (Bosna-Hersek, Arnavutluk,
Kosova, Karadağ, Makedonya, Romanya, Bulgaristan, Macaristan, Ukrayna, Kırım Özerk
Cumhuriyeti) 4 Baltık Ülkesine (Litvanya, Letonya, Estonya ve Finlandiya) gider.
Asya’da; 4 Uzak Doğu Ülkesi (Malezya, Honkong, Tayland ve Singapur) ve Hindistan,
Nepal, Küba, 5 Orta Doğu Ülkesi ( Suudi Arabistan, Suriye, Lübnan, Irak, İran) gezen, Rusya
ve Orta Asya Ülkeleri (Gürcistan, Azerbaycan, Moğolistan, Çin) , 3 Orta Asya Devleti
(Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan) 6 Kafkas Ülkesi (Abhazya, Adıgey, Karaçay- Çerkez,

Kabardey-Balbar, Kuzey Osetya ve İnguş Cumhuriyetleri) ve 5 Afrika ülkesi (Mısır, Fas,
Kenya, Tanzanya ve Ruanda) 3 Güney Amerika ülkesi (Arjantin, Uruguay ve Brezilya) ve
Amerika Birleşik Devletlerinin 4 eyaleti (Houston, Las Vegas, Los Angeles ve New York) ve
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne gider.
Ahmet Alagöz bu ülkelerden; Almanya’ya, İran’a, Kırım’a, Suriye’ye, Lübnan’a KKTC’ye
3 defa; Rusya’ya, Suudi Arabistan’a ve Bulgaristan’a 2 defa gider.
Şimdi meslek yaşamını sürdürmenin yanında Uğurlu köyündeki 4 dönüm civarındaki meyve
bahçesiyle ilgilenmekte, sohbet ve gezilerinin yanında gezdiği yerlerin çekimlerini izleyerek
boş vakitlerini değerlendirmektedir.
Sohbetlerinde gezdiği ülkelerdeki ilginç görüntü ve anılarını dostlarıyla paylaşmaktadır. Biz
bu sohbetlerden çıkardığımız sonuçları şöyle özetleyebiliriz;
Güney Amerika’da Uruguay ve Küba’nın yoksulluğu ve bakımsızlığı Brezilya’nın bilhassa
gördüğü Rio de Janeiro’nun gece eğlencesi, plajı, doğasının pisliği, Şah Cihan’ın çok sevdiği
eşi için yaptırdığı Taç Mahal’in göz kamaştırıcı güzelliği karşısındaki hayranlığını dile
getirmiştir.
Öte yandan Rusya’nın, Moskova’daki Kremlin Müzesi, metrosu ve Moskova Üniversitesi
sahası, Nepal’in himalayaları, Kazakistan’ın Almaatası; Kırgızistan’ın Bişkek’i,
Özbekistan’ın Semerkant, Buhara ve Taşkent’inin mimari güzelliğiyle Uluğ Bey’in halen
ayakta olan rasathanesi yani bu şehirler park ve ağaçlarla kaplı olup yolların geniş ve temiz
olması, binaların 1-2 katlı nadiren 3 katlı olması ve ağaçlardan binaların görülememesi
görünebilenlerin ise tarihi medrese ve camilerle minarelerin olması o ülkelerin gelişmişliğinin
bir göstergesiydi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Eklenenler

author

Emma Hayes

There I was in a hot yoga studio with plenty of bright natural light and bending myself into pretzel like positions for the very first time.

instagram