Bazı yöneticilerin pratik düşüncelerine ve eylemlerine hayranım. Adamlar kutsal değerlerimizi biliyor ve halkın ayağına o değerleri taşıyorlar. Öyle ki bu düşüncem abartı filan değil gerçek, Üsküdar Belediyesi Kâbe’yi İstanbul’a taşıdı. Halkın tavaf etmesini en ekonomik biçimde sağladı ve büyük kamuoyu yaptı. Baktılar ki insanlar gerçek Kâbe ziyareti gibi ilgi gösterip ibadet etmeye başladılar. İş iyice çığırından çıkıp bir gösteri hâlini alınca halkın ve medyanın tepkisi ile Kâbe maketini ve yanındaki eklentileri kaldırmak zorunda kaldılar. Şaka maka bir tarafa inancı saf insanlarımız orayı ciddi anlamda Kâbe ile özdeşleştirerek ziyaretgâh hâline getirmeye başlamışlardı. Bir anlamda Kâbe İstanbul’a taşınmıştı. Şimdi esas konumuza Şeb-i Arus’a gelince, birkaç yıldır Şeb-i Arus’ u İstanbul’da da kutlamaya başladılar. Siyasi iktidar ve onun bir ayağı olan Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, TRT, Türk Hava Yollar …gibi kuruluşların desteği ile bir hizmet anlayışı (?! ) içinde Hz Mevlana’yı ve onun manevi varlığını İstanbul’a taşıma gayreti içindeler. Konya’dan hiçbir ses seda, tepki yok!
Şeb-i Arus’un anlamı “gelin gecesi”, gerdek gecesi anlamında bir farsça terkiptir. Bu tanımlamanın nedeni, dünya hayatında âşık sevdiğine düğün gecesi, düğün vasıtası ile tanışır, buluşur. Hakk âşığının düğünü de ölümdür. Ölümü düğün olarak görmenin temelinde de Mevlana için kişinin Yaratana Kavuşması, kişinin aslına dönüşü, kaynağının ilahi bir cevher olmasınedeniyle “Allah’a Dönüş “ olarak yorumlanır. Bu yıl 742. Ölüm yıldönümüdür.
Mevlana’nın ölüm günü her yıl 17 Aralık günü semazenlerle Konya’da kutlanır. 17 Aralığı içine alan haftada Konya’ya ziyaretçiler akın akın gelir. Bu hafta Konya’da inanç turizminin doruk noktada olduğu bir haftadır.
Eski Konya Mevlana Turizm Derneği Başkanı şair, yazar senatör Fevzi Halıcı’nın Konya’daki değerlerin ülke genelinde ve dış ülkelerde tanıtılmasında çök büyük emeği ve katkısı vardır. Fevzi Halıcı, Şeb’i Arus’un İstanbul’da bir spor salonunda devletin ve ona bağlı kurumların desteği ile anılıyor olmasını işitmiş ya da görmüş olması şüphesiz onu çok üzmüştür.
Son birkaç yıldır Şeb-i Arus’un İstanbul’da devlet desteğiyle ve büyük kurumların finanse törlüğünde kutlanıyor olması kanımca Konya’yı İstanbul’a taşıma gibi bir şey. Konya’nın Mevlana Müzesi, türbesi, müştemilatı, camileri, caddeleri, sokakları şehrin ruhani havası başka bir kente taşınabilir mi?
Şeb-i Arus, bu yıl da öz mekânı dışında bir yerde İstanbul’da, 19 Aralık 2015 tarihi Akşamı’nda Ataköy Sinan Erdem Spor salonunda, demir kafeslerle çevrili beton kalıplar içindeki bir mekânda kutlandı. Bu kutlamada Konya kentindeki Şeb-i Arus’un manevi ve büyüleyici havası, izleyicilere ne oranda verildi bilmiyorum. Hâlbuki Konya’da Mevlana atmosferi, daha kent girişinde sizi karşılar. Mevlana’nın ruhunun sizi karşıladığını hissedersiniz. Şehrin merkezine doğru gidilince, medreseler, camiler, türbeler, kubbeler Mevlana’yı özümseyen hediyelik eşya satan mağazalar ve o eşyaların sanata dönüşmüş hâli sizi bütün benliği ile kucaklar Konya’da.
Konya’da her mekânda, yolda sokakta, araçlarda ve kullanılan eşyaların çoğunda Mevlana’yı anımsatan bir iz vardır. Kent ile Mevlana bütünleşmiş kaynaşmıştır. Böyle bir ikiliyi ayırmaya kalkmak ve onun en önemli özelliği olan Şeb_i Arus’u başka bir kente taşımak manevi değerler karşı bir sapma olarak algılanmalı ve Konya ilinin milletvekilleri, büyükşehir ve diğer ilçe belediyeleri ve il yöneticileri bu konudaki sessizliklerini bozarak Şeb-i Arus’un anıldığı ve anılacağı tek merkezin Konya kenti olduğunu ve olması gerektiğini kesinlikle korkmadan, cesurane bir şekilde Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’na anlatmaları aynı zamanda Mevlana Celalettin Rumi Hazretlerine de bir saygının gereğidir. Atalarımız “Taş yerinde ağırdır.” demekle kişinin değerini en iyi bilenler, kendi çevresinde yaşayanlardır, diyerek hükümlerini vermişlerdir. Siyasi mülahazalarla toplumdaki manevi değerleri yüksek olan insanları, farklı kentlere kaydırarak farklı mekânlarda anmak kültürel değerleri erozyona uğratmaktan başa bir şey değildir. Bu vesile ile tüm okuyucularımızın mübarek mevlit kandilini kutlar, sağlıklı ve mutlu nice kandilleri yaşamalarını dilerim.
22 Aralık 2015. Hasan ŞİMŞEK