Tol Medrese’nin restorasyon çalışmaları başlıyor!

0

Bir yıl gibi bir sürede yapılması planlanan restorasyon için yaklaşık 6 Milyon TL lik bir bütçe ayrıldı. Tarihi yapının iki hafta önce zemin etüdü çalışmalarına başlandı. Eğimli bir alanda kurulu bulunan medresenin etrafında 8 adet sondaj yapılacak, yapının altında nasıl bir toprak yapısı bulunduğu, yapı altında kaymaya neden olan faktörlerin tespiti yapılarak çevresine yapılacak mikro kazıklarla kaymanın önlenmesi planlanıyor. Akabinde kayma nedeniyle oluşan çatlakların restorasyonu yapılacak

""

Zemin Etüdü Raporu Jeoloji Mühendisleri, Jeoteknik uzmanları, İnşaat Mühendisleri ve Mimarlar tarafından incelenip yapının güçlendirme çalışmalarının tespitleri yapılacak. Bu tespitlerden sonra güçlendirme çalışmalarına başlanacak olan 700 yıllık binanın eskisine nazaran daha sağlam bir yapıya sahip olacağı planlanıyor. Daha önce bu derecede ele alınmamış bir eser, güçlendirme çalışmalarından sonra restorasyonu yapılacak olan bir vakıf eseri olan Tol Medrese bu bir yıllık çalışma sonucunda gelecek nesillere ulaşması yolunda önemli bir adım atılmış olacak.

""

TARİHE YOLCULUK  ERMENEK TOL MEDERESE
Banisi Karamanoğulları’ndan Bedreddin Mahmut Bey’in oğlu Emir Musa Bey tarafından 1339 yılında yaptırılmıştır. Karamanoğlu döneminin mimari sanat değeri yüksek il medresesidir. Tol Medrese, Karamanoğulları devrinde kentin ve çevrenin en büyük ilim yuvası ve devrin üniversitesi durumunda, Anamur, Gazipaşa, Alanya ve Karaman gibi Karamanoğulları şehirlerinden gelen öğrencileri burada Kur’an, Fıkıh, Tefsir, Hukuk, Matematik ve Astronomi tahsil etmişlerdir.
 
Vakfiyesi/Vakıfları:
Osmanlı Arşivleri ve Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivlerinde yaptığımız araştırmalarda medreseye ait müstakil bir vakfiyeye rastlayamadık. Ancak evkaf tahrirlerinde bu vakfiyeye atıf ve alıntıların yapıldığını görüyoruz,
Kanuni dönemine ait bir tapu tahrir defterinde medresenin inşasından beş sene sonra, yani 745 (1344) yılında dönemin Ermenek kadısı Safıyyüddinoğlu Mevlana Gıyase'd-din (Ermenek Kadısı) tarafından tanzim edilmiştir.

""

Eğitim-Öğretimle İlgili Hususlar:
Vakfiyede, eğitim-öğretimle ilgili bazı şartlar getirilmiştir. Buna göre, medresede görevli müderrisin, kasaba yerine, Medresede ikamet etmesi, buradan ayrılmaması, sadece derslerle meşgul olması öngörülmüştür.
Vakfiyede, vâkıf Musa Bey’in medresenin eğitim düzeniyle ilgili bir de şartı vardır. 1555 ve 1584 tarihli tahrirlerde yer alan bu kayıt aynen şöyledir: “Şurût-ı vâkıf  vakıfnâmesinde  mesturdur.  Ammâ  riâyet  olunmaz.  İçel’de  refîü’l  bünyân medârisden birmedresedir. Tedrisi inâyet olunan müderrise te’kid buyrula ki hâriç kasabaya varub imamet ve tebâbet eyleyüb durmaya medresede ders-i daime meşgul ola deyü mukayyed der-defter-i atîk” kısaca vâkıf Musa Bey vakfiyesinde müderrisin kasabaya çıkarak, imamlık ve tabiplikle uğraşmasını men etmiş ve öğrencilerin eğitimiyle meşgul olmasını şart koşmuştur.
Ayrıca medrese görevlilerinin ve talebenin alacağı ücretler de ayrı ayrı tespit edilmiştir. Ancak bu ücretler tahrir kayıtlarında yer almamaktadır. Vakfıyedeki şartlara bakılırsa, müderrislerin medresede ikameti hususuna önem verildiği anlaşılmaktadır Bunun, şüphesiz eğitim-öğretim faaliyetlerinin aksamamasına, işin ciddi tutulmasına yönelik bir tedbir olduğu muhakkaktır.

""

Medresenin Yapısı hakkında
Karamanoğulları döneminde yapılan ilk büyük medrese olup, tek katlı üç yanı revaklarla çevrili, açık avlulu bir yapıdır. Dikdörtgen planlı avlunun iki tarafında medrese odaları, güneyinde bir eyvan ve bu eyvanın iki yanında kubbeli mekanlar bulunmaktadır. Eyvanın sağında bulunan mekan medreseyi yaptıran Emir Musa Bey ile ailesine ait türbedir. Diğer taraftaki bölüm ise dershane olarak kullanılmıştır. Girişin iki yanında da yine iki tonozlu oda yer almaktadır.
Medresenin giriş kapısı son derece görkemli olarak yapılmıştır. Buradaki zengin mukarnas dekoru ve bunun altında da kitabesi bulunmaktadır. Girişin üzerindeki bugün örülmüş bulunan eski bir pencere Selçuklu sanatında görülmeyen bir yeniliktir. Girişin iki tarafındaki nişler de aynı şekilde zengin birer dekorla bezelidir. Giriş bezemeleri arasında ağaç, mihrabın bezemeleri taş üzerine işlenmiş olup, köşe dolgularında iç içe geçmiş bezemeler, üst kısmında oldukça iri dört kabara ve mukarnaslar bulunmaktadır. Medrese üzerinde yapılan araştırmalarda ana eyvanın çinilerle kaplı olduğu öğrenilmiştir. Eyvanın yanındaki türbe bölümünde ise çinili alçı lahitler vardır. Bu lahitlerdeki firuze renkli altıgen ve üçgen motifli çiniler Karamanoğulları döneminin alçı üzerine çini bezemelerinin özgün örnekleridir.
Medreseye İlk olarak, 1344 yılında vefat eden Musa Bey defnedilmiş, daha sonra yakınlarının defnedildiği bilinmektedir.

Restorasyon ve Tamiratlar
Medrese, yapılış (1339) tarihinden sonra zaman içinde tamirat görmüştür. Kuzeyde bulunan küçük eyvanın üzerindeki bir kitabede H. 1120, M. 1611 yılında Şahin isimli bir şahıs tarafından tamir edildiği anlaşılmaktadır. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1965-1969 yılları arasında ve 2006 yılında restorasyonu yapılan medresenin, zemin kayması nedeniyle güçlendirme ve restorasyon ihtiyacı hasıl olmuştur.
 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz