Mükremin Kızılca
Mükremin Kızılca
Mükremin Kızılca 

BİR ERMENEK KLASİĞİ ALDERE


Taşeli yöresinin ilkbaharda bir hafta akan meşhur deresidir.
Ermenek ilçesi Güneyyurt beldesi ile Yukarı Çağlar köyü arasındaki 150 – 200
metre yüksek yarlardan uçarak coşan Aldere’yi izlemek için Mart – Nisan ayını
beklemek gerekiyor. Halk arasında Dağeriklerin açma zamanında coştuğu
söylenir.
Aldere: Torosların en ilginç bir bölgesidir. Karaman merkezde oturanlara göre
şöyle tarif edilebilir:
Bucakkışla, Göksu, Bıçakçı Köprüsü üzerinden İhsaniye köyünü ve Yellibeli
geçerek Ermenek sınırına girmiş olursunuz. Burada sizi ilk karşılayacak yer
Karamanoğlu Mahmut ve Mehmet beylerin metfun olduğu türbenin de
bulunduğu Balkusan köyüdür.
Balkusan köyünden sağa dönerek Tolbunar yaylası üzerinden Altıntaş yaylası ve
Sorkun yaylasını geçerek Güneyyurt ve Yukarı Çağlar köyünün üzerine gelinir.
Buradan dünyanın en muhteşem zirveleri olan Mennan, Yunt, Asar, Altıntaş,
Katran beleni ve Hisar önünü, 40 km uzanan Nevahi vadisinde yerleşen 45
köyü, Ermenek Turkuaz Baraj Gölünü büyük bir hazla izlersiniz. Siz şimdi tam
2000 metre zirvedesiniz. Bastığınız topraklar bozkırdır. Karşınızdaki Toroslar
ise devasa ormanlarla kaplıdır.
Önünüzde Aldere’nin d3vasa kaya zincieinin üzerinden uçmaya başladığı ilk
durak vardır. Her yıl karların erimeye başladığı Mart ve ya Nisan aylarında
yağan ilk yağmurla devasa bozkırların koyaklarında biriken karlar büyük bir
heyecanla suya dönüşüp Akdeniz’e akmaya karar verirler.
150 – 200 metre irtifadaki yarlarda dev şelaleler oluşturarak kırıcı ve parçalayıcı
bir yolculuktan sonra 8 km bir mesafeyi kat ederek Göksu ile Güneyyurt’un
(Ermenek) altında buluşur. Getirdiği, yaylaların kırmızı topraklarını Göksu’yla
boz bir renge tahvil ederek maalesef Akdeniz’e götürür.
Yaylalardaki karların patladığı ve dev yarı atladığı ve yüzlerce metre havadan
uçtuğu yer tam da Yukarı Çağlarla Güneyyurt arasındaki Sbide antik kentinin
üzeridir. (Sbide Antik Kentini aşağıdaki linklerden okuyabilirsiniz:
http://rasyonelhaber.com/makale/2130/sbide-antik-kenti,
http://rasyonelhaber.com/makale/2085/sbide-antik-kenti)

Yüz yıllardır aka aka üzerinden geçtiği Sbide Antik Kentindeki nice definelerin
küplerini boşaltarak Göksu’ya ininceye kadar 8 km alana sağlı sollu serperek
gittiğinden bundan önceki yıllarda bütün çevre köy halkları Aldere’nin seyri için
toplanırlar ve “Gavur Parası” bulma ümidiyle etrafında gezerlerdi.
13 Mart 2020 günü bu yıl havaların ısınmasıyla beraber yağmurun da etkisiyle
biraz erken coştu Aldere. Biz de oradaydık. Kar suları ik yerden patlak vererek
büyük bir gümbürtüyle harekerte geçince Sugözü mevkiinden akan suların
etkisiyle yumuşayan toprak kaymış düşen bir taş köye su veren boruyu kırarak
şebeke suyunu kesmiştir. Alderenin asıl aktığı uçurumun başına çıkan yolları da
kırıp dökerek mecrasını genişleterek akmaya devam etmiştir.
Adındaki al kelimesi kırmızı manasında olup bunun iki sebebi vardır. Birincisi
Haçlı seferleri sırasında Sorkun yaylasında büyük çatışmalar olmuş ve bu dere o
sırada kırmızı olarak akmıştır o zamandan beri adına Aldere denmiştir.
“Bilindiği gibi 3. Haçlı Seferine büyük bir iştahla çıkan Alman imparator bu
yolculuktan zaferle döndüğü anda Avrupa üzerine Hitler gibi büyük hayaller
kurdu. Anadolu’ya girmeden önce Konya merkezli Türk hakanının mektubu ve
Konya’yı savaşmadan zayiatsız aşarak İsauria’ya doğru yürümesi onu iyice
şımarttı. İsauria / Bozkır ile Germanikapolis / Ermenek arasında bulunan Kilikya
Hıristiyanlarını ziyaret ederek ordusuna biraz daha katılımı amaçlayarak
istikameti Toros’lara ve Taşlık Kilikya’ya çevirdi.
Bu sırada buralara yeni yeni Mersin tarafından Üçoklar, Karaman tarafından
Türkmen göçebe çadırları yerleşiyorlardı.
Ordusunun ana parçasıyla imparator: Bozkır, Hadim, Balcılar üzerinden evvela
Domitiopolis’in merkez sitelerinden olan Katranlı’ya (Dindebol) indiler. O
dönemde bölgeyi terk etmekte olan Hıristiyan unsurlar en fazla bugünkü
Güneyyurt, Katranlı ve Yukarı Çağlar yörelerinde yoğunluktaydılar.
Burada ordusuna katılımlarla ve kumanya takviyesiyle güçlenen Babarossa,
Göksu boyundan hareketle Güneyyurt beldesinin altını takip ederek yola devam
ediyorlardı. O sırada Güneyyurt’ta Türkler tarafından meskûn yer olarak sadece
Kışlacık mevkii vardı. Buraya Selçuklular tarafından Maraş / Göksun
dolaylarından gelen göçebe Üçoklar yerleştirilmişlerdi. Kışlacık mevkiinde
kışlayan atalarımız yazın Anamur ve Güneyyurt yaylalarına çıkıyorlar, kışın da
bölgenin killi toprağından çömlek, kiremit, testi, tuğla ve seramik üretiyorlardı.

Ata yurttan Anadolu’ya gelen atalarımız kasabamızın en aşağısında bulunan bu
Göksu’nun tam kenarındaki verimli yerde düzenlerini yeni kuruyorlardı.
Alman İmparator Barbarossa Kışlacık’ı baştan sona yaktı ve yıktı, atalarımızın
büyük çoğunluğu o sırada yaylalarda bulunduğundan fazla can kaybı olmadı.
Kışlacık’ta bulunan üç beş gözü yaşlı, alnı secdeli Müslüman, zalimlerin
ihtişamlı yürüyüşlerini görünce kenarda bulunan küçük kümbete saklanarak
duaya başlamışlardı; “Allah’ım! Sana secde edenleri küfredenlere ezdirme”
diyorlardı. Alman zalim komutan Barbarossa, muzaffer bir edayla karşıya
geçmek için Deveyudan mevkiine gelince Allah’ın izniyle Göksu koca (!)
komutanı yuttu, üzerinde bulunan zırhın da ağırlığıyla kurtulamadı ve büyük bir
zillet ve meskenet içerisinde Cehennemi boyladı.” (Güneyyurt (Gargara) adlı
eserimizden)
Aldere denmesinin ikinci nedeni ise yaylalarımızdaki kırmızı renkli toprakların
rengini alan suyu aynı renkte yükseklerden alçaklara boşaltmasıdır.
Bulutlar hep iner yere,
Bahar geliyor bir kere,
Karlar erisin Aldere,
Aksın da gör memleketi
Aştık Toroslar’ın nice belini,
Karşılardık Aldere’nin selini,
Eğişmeçle keçilerin kılını,
Bükerek büyüdük biz bu dağlarda.
Sorkun’un karları iyce sıkıştı,
Eridikçe ziyim ziyim akıştı,
Gören gözler birbirine bakıştı,
Bak bakalım Aldere’de sel var mı?
Dağ erikler açtı gene nisanda,
Aldereler fena coştu duydun mu?
Bir kıpırtı koptu bütün insanda,
Su uçtuğundan su uçtu  duydun mu?
Kürekleri kazmaları attılar,
Seyretmek için orada yattılar,
Hayata olumlu neşe kattılar,

Yöre halkı ora koştu  duydun mu?
Değirmen bendinin suyu patlamış,
Debisini üçe beşe katlamış,
Ta oradan Aşşivzid’e atlamış,
Daha düne kadar boştu duydun mu?
Çoluk çocuk, gız gısırak seğirtti,
Ala tana anasını beğirtti,
Zeynep teyze arıkları sıyırttı,
Göksu’yun feleği şaştı  duydun mu?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Eklenenler

author

Emma Hayes

There I was in a hot yoga studio with plenty of bright natural light and bending myself into pretzel like positions for the very first time.

instagram