BİR GARİP İNGİLİZ CASUSU MUSTAFA SAGİR

19. yüzyılın sonlarına doğru İngilizler kendine bağlı sömürge bölgelerini dolaşırken
bir subayın Hindistan’da bir çocuk dikkatini çeker. Köle olarak çalıştırılan kadınların
çocukları aralarında oynarken çocuklardan biri her oyunda kurnazlığıyla diğer arkadaşlarını
alt edip her farklı oyunda başka bir kişiliğe bürünen bu çocuk İngiliz istihbarat subayının
oldukça dikkatini çekmiştir. Küçük yaşta babasını kaybeden bu çocuk annesinin de köle
olarak çalıştırılmasından dolayı her küçük kazancı kendine kar olarak görmekte; gerekirse
arkadaşlarına şiddet uygulamaktan geri durmamaktadır. İşte bu diye düşünür İngiliz Subay,
Müslüman dünyasında etkin olabilecek casus adayını bulmuştur. Oldukça zeki, çabuk
kavrayan bu çocuk İngiliz istihbarat ajanları tarafından Londra’ya götürülür. İleri derece
İngilizce, Türkçe, Farsça ve Arapça öğrenen bu çocuk aynı zamanda öğrendiği dilin
kültürlerini de öğrenmiş ; Ortadoğu’da kendisine verilen her görevi başarıyla yerine
getirmiştir. Nitekim bunların en önemlisi Türk Kurtuluş Savaşı’na destek veren Afgan
Kralı’nı öldürmesidir. Şimdi sıra Anadolu’dadır. Yeni görevi Anadolu’ya geçip Mustafa
Kemal’i öldürüp Ankara Hükümeti’ni dağıtmaktır. Bunun için İstanbul’a gelir.
Sultanahmet’te katıldığı Cuma namazından sonra yeşil sancak açarak halkı İngilizlere karşı
protestoya davet eder. Buradaki amaç tamamen Türk ve Müslüman İstanbul halkının
güvenini kazanmaktadır. Topladığı kalabalığa sürekli , Çanakkale Savaşı’nda İngilizlerin
halbuki ikisinin de halkı Müslüman olan Hint ve Türk askerleri karşı karşıya getirdiği
konusunda konuşma yapar ve bütün İslam dünyasının Müttefiklere karşı birleşmesi
gerektiğini savunur. Öyle ki ayrıca kendine bir ev tutmuş evde ise duvarlarında İttihat
Terakki üyelerinin ve Ankara Hükümetinin ileri gelenlerinin resimlerini asmıştır.
Eylemlerde tanıştığı insanları evine davet edip gelenlere Türk-Hint Kurtuluş Cemiyeti
hazırlıkları yapmaya çalıştığını anlatmıştır. Zamanla bu adamın adı Türk İstihbaratında da yer bulmaya başlamış Karakol Cemiyeti ve Teşkilat-ı Mahsusa üyelerinden de toplantılara
gidenler olmaya başlamış artık Türk İstihbaratını da kendine çeken bu adamı tutuklama vakti gelmiştir. Kurtuluş çareleri arayan Türk halkı arasında da popüler olan bu adam küçükten Hindistan’dan Londra’ya götürülen Mustafa Sagir’den başka biri değildir.
Mustafa Sagir, düzmece bir komployla İngilizler tarafından yaklaşık iki hafta tutuklu
kalmıştır. Kendisine işkence süsü de verilen Mustafa Sagir serbest bırakıldıktan sonra Kuvayi Milliyeciler destek olmaya başlamıştır. Nihayet, beklenen gün gelmiştir. Anadolu’ya silah kaçırılmaya başlandığı bir zamanda kendisi de Ankara’ya gitmek ister. Sözde niyeti
Hintlilerin topladığı silahları da Anadolu’ya getirmektir. Bu yolla kimlerin silah kaçırdığını öğrenmeye çalışır. Ankara’ya geldiğinde de boş durmaz. Kılıç Ali Paşa , Adnan Adıvar gibi
isimlere sürekli Hintliler altın getirmek istiyor nasıl getirebilir diye sorarak Türklerin tedarik
noktalarını öğrenmeye çalışır ve Mustafa Kemal’le görüşmek ister. Mustafa Kemal bu kadar
ünlenen sözde Hint mücahidini kabul eder ve hal ,hareket ve davranışlarından casus olduğu kanaatine varır fakat ortada da casusluğa dair bir delil yoktur. Üstelik İslam dinine hakim olan Mustafa Sagir , Mehmet Akif’in ilgisini çekmiş Ankara’da kaldığı günler boyunca mili şairimizin misafiri olmuştur.

Günlerden bir gün Mehmet Akif’in Mustafa Sagir dikkatini çekmiştir. Her gün
özellikle geç yatıyor çeşitli mektuplar yazarak İstanbul’a gönderilmesi için Adnan Adıvar’dan
ricacı oluyordu. Yazılan adreslerden şüphelenmeyen Adıvar mektupları peyderpey
gönderiyordu fakat sıklaşan mektup trafiği Adıvar’ı da şüpheye düşürmüş ve mektubun bir
tanesini gayri ihtiyarı açmıştı. Mektupta görünen havadan sudan muhabbetti. Ankara’da
genel olarak ne yapıldığı,insanların neyle uğraştığı yazılıydı ama nedense mektupta satır
araları çok fazlaydı. Bu durum Adıvar’ın ilgisini çekti ve dönemin kimyageri Avni Bey’den
mektubu bir solüsyona batırmasını rica etti. Böylelikle gerçek ortaya çıkmıştı. Adım adım
Ankara Hükümeti’ni devirme ve Mustafa Kemal Paşa’ya suikast planını açıklamış gelen
direktiflere göre harekete geçeceğini söylemişti. Ani bir operasyonla Mustafa Sagir yakalandı ve İstiklal Mahkemeleri’ne çıkarıldı. İngiliz tebası olduğunu , diplomatik pasaporta sahip olduğunu söylese de nafileydi. Ankara Hükümeti’nin İngilizlerden korkacak hali yoktu ve idam cezasını vermişti. Öyle ki İngilizler buna gereken önemi vermemiş kendi gazetelerinde sıradan bir vefat gibi haber yapmışlardı. Bunların dışında ise idam sehpasına çıkmadan Mustafa Sagir’in son dediği oldukça trajik ve çocukken kendisi için yapılan gözlemi doğrular nitelikteydi.

‘”Beni İngilizler büyüttü yetiştirdi, paramı da onlar verdi. Eğer Türkler de böyle yapar
bana farklı imkanlar sağlarsa size de hizmet ederim.” İşte böyle dostlar.. Mustafa Sagirlar, Martin Lawrencelar, Şerif Hüseyinler ve
diğerleri… Ülkemiz yıllar geçse de Türk dostu, İslam dostu gibi görülen senden benden daha milliyetçi söylemleri olan ,içten ve dıştan yetiştirilmiş nice casuslar ve vatan hainleriyle
mücadele etmektedir..
Türk halkı var olsun!
Milletimiz Sağolsun!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Eklenenler

author

Emma Hayes

There I was in a hot yoga studio with plenty of bright natural light and bending myself into pretzel like positions for the very first time.

instagram