Mükremin Kızılca
Mükremin Kızılca
Mükremin Kızılca 

KARAMAN ERKEK NÜFUSUNUN BEŞTE BİRİNİN ÖLDÜĞÜ SALGIN

Salgın hastalıklar tarih boyu insanlığın korkulu rüyası olmuştur.
Yüce peygamberimizin: “Bir yerde bulaşıcı virüs olduğunu duyarsanız oraya gitmeyin, sizin
olduğunuz yerde virüs bulunursa olduğunuz yerden de çıkmayın!” ((Sahih-i Buhari 3473))
sözünü çok iyi biliyoruz.
Tarihte belki şimdikinden daha yoğun bir titizlikle bulaşıcı hastalıklardan kaçınılıyordu. Allah
cc “Kendinizi tehlikeye atmayınız!” (Bakara 195) buyruğundan daha fazla bizi ne etkileyebilir
ki?
Hz. Ömer (ra) şam’a doğru yola çıkmıştı. Serg denilen yere varınca, kendisini orduların
başkumandanı Ebu Ubeyde b. Cerrah ile komuta kademesindeki arkadaşları karşıladı ve ona
şam’da veba hastalığı baş gösterdiğini haber verdiler. Ömer (ra), Abdullah b. Abbas’a:
-Bana ilk Muhacirleri çağır, dedi.
Hz. Ömer (ra) onlarla oturup konuştu ve şam’da veba salgını bulunduğunu kendilerine
bildirdi. Onlar nasıl hareket edilmesi gerektiğinde ihtilaf ettiler. Bazıları:
-Sen belirli bir iş için yola çıktın, geri dönmeni uygun bulmuyoruz, dediler. Bazıları da:
-Müslümanların kalanı ve Hz. Peygamberin ashabı senin yanındadır. Onları bu vebanın üstüne
sevk etmenizi uygun görmüyoruz, orada salgın hastalık var, dediler.
Bunun üzerine Hz. Ömer (ra):
-Gidebilirsiniz, dedi. Daha sonra Abdullah b. Abbas’a (ra):
-Bana Ensar’ı çağır, dedi. Onlar da Muhacirler gibi benzer sözler söylediler. Hz. Ömer (ra):
-Siz de gidebilirsiniz, dedi. Hz. Abdullah’a (ra) tekrar:
-Bana Mekke’nin fethinden önce Medine’ye hicret etmiş olan Kureyş Muhacirlerinin
yaşlılarını çağır, dedi.
Onlardan iki kişi bile ihtilaf etmedi ve hepsi:
-İnsanları geri döndürmeni ve bu hastalığın olduğu yere gitmemeyi uygun görüyoruz, dediler.
Bu defa Hz. Ömer (ra) herkese seslenerek:
-Ben sabahleyin dönüş hazırlığına başlıyorum, siz de hayvanlarınıza binmiş olun, dedi.
Ebu Ubeyde b. Cerrah (ra):
-Allah’ın kaderinden mi kaçıyorsun? diye sordu. Hz. Ömer (ra):
-Keşke bunu senden başkası söyleseydi ey Ebu Ubeyde! Dedi. Zira Ömer (ra) Ebu Ubeyde’ye
muhalefet etmek istemezdi. Ve sözüne şöyle devam etti.

-Evet, Allah’ın kaderinden yine Allah’ın kaderine kaçıyoruz.
Ne dersin, senin develerin olsa da iki tarafı olan bir vadiye inseler, bir taraf verimli diğer taraf
çorak olsa, verimli yerde otlatsan Allah’ın kaderiyle otlatmış, çorak yerde otlatsan yine
Allah’ın kaderiyle otlatmış olmaz mıydın?
Tam o esnada bir takım ihtiyaçların karşılamaz için ortalarda görünmeyen Abdurrahman b.
Avf (ra) çıkageldi ve:
-Bu hususta bende bilgi var, Rasulullah (sav) Efendimizin:
-“Bir yerde veba olduğunu işittiğinizde oraya girmeyiniz. Bir yerde veba ortaya çıkar, siz de
orada bulunursanız, hastalıktan kaçarak oradan dışarı çıkmayınız” buyururken işittim, dedi.
Bunun üzerine Hz. Ömer (ra) Allah’a hamd etti ve oradan ayrılıp yoluna devam etti. (Buhari,
Tıb, 30; Müslim, Selam, 98)
19. yüz yıl ortalarında Orta Anadolu’da Konya Eyaletine bağlı, takriben yedi bin beş yüz
nüfuslu bir kasabadır Larende / Karaman.
Karamanda 1845 yılında büyük bir Sarı Humma salgını baş gösterir ve bu salgında toplam
erkek nüfusun beşte biri, genel nüfusun ise onda biri vefat etmiştir.
Zamanın askeri kaymakamı durumu İstanbul’a aşağıdaki şekilde rapor etmiştir:
Şakir Beyin 1845 senesinde İstanbul’a bildirdiği Karaman Merkez Nüfus ve Salgın
Raporu
Kullarının arzuhalidir ki:
Bu defa yapılması yüce padişahımızın iradesiyle olan nüfus yazımına ve sayımına memur
Asakir-i Nizamiye-i Şahane kaymakamlarından Şakir Bey kulları kazamız olan Larende –
Karamana bizzat gelip hepimiz bir arada olduğumuz halde âcizane çalışmalarımız neticesinde
Karaman merkezinde bulunan bütün erkek nüfusu tek tek görerek gerek Müslüman gerekse
Gayrimüslim herkesi yaşları, şemailleri ve fiziki yapıları ile kayıt altına alıp görmediğim
kimse kalmamıştır.
Bu 1845 yılındaki Karaman merkez erkek nüfusunun Yeni Deftere kaydı Allah’ın inayet ve
yardımıyla 1842 senesinden bu yıla kadar kasabamızın içinde humma hastalığı türünden bir
marizlik meydana geldiğinden ölümlerimiz fazla olduğundan nüfus bin yüz sekiz hanede üç
bin yedi yüz beş kişidir. Humma salgınında ölenlerin sayısı yedi yüze ulaşmıştır.
Bu defterimizin ekinde mazbatası mühürlenerek deftere kaydedildi. 1845
İmzalar ve mühürler
1845 Yılında Karaman merkezde ikamet eden 1108 – bin yüz sekiz hanenin 95 hanesi o
zamanlar reaya denilen yabancı, gayrimüslim vatandaşlara aittir.

1108 hanede 2593 erkek nüfus yaşamaktadır.
Şehirdeki medreselerde eğitim gören öğrenci (Sohta) sayısı 182
Hanlarda bulunan Müslüman misafirlerin sayısı 27
Gayrimüslim erkek mevcudu 273
Toplam Erkek Nüfus: 3075 kişidir.
Bu sene humma hastalığı nedeniyle Müslümanlardan ölenler 620, Gayrimüslimlerden ölenler
80 toplam ölen 700 kişidir.
(Kaynak: BOA-NFS-d-03462-00001/ 0022)

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Eklenenler

author

Emma Hayes

There I was in a hot yoga studio with plenty of bright natural light and bending myself into pretzel like positions for the very first time.

instagram