KONTROLLÜ KAOS

İnanın nereden başlayacağımı bilmiyorum.
Resmen asimetrik saldırıdan fiili saldırıya geçildi, kontrollü kaostan kaosa geçişin düğmesine basıldı, özel harp faaliyetleri yürüten bot hesaplar sosyal medyayı kontrol altına aldı…
Dört bir koldan kontrollü kaosa susamış zihinleri mi anlatayım yoksa cennet vatanın her bir köşesini cehenneme çevirmek isteyen güruhları mı?
Bilemedim.
Her neyse, yaklaşık bir aydır kendimce gözlemlediğim Türkiye manzaralarından başlayayım söze.
*
1-) Afgan mülteciler.
Mandıra işiyle uğraşan bir dostum var, geçenlerde çayını içmeye gittim. Son bir aydır gündemde olan  Afganlardan konu açıldı. “Ayşenaz son bir yıldır Türkiye’ye gelen Afganların amacı iş bulup çalışmak değil. Eskiden Türkiye’yi, Avrupa için geçiş güzergahı olarak görürlerdi ya da memleketlerindeki başlık parası için çalışmaya gelirlerdi. Şimdi iş beğenmiyorlar, bir sürü şehre dağılmışlar Afyon, İzmir, Isparta, Aydın vs. ne yaptıkları belli değil.”
Türkiye’ye geçiş yapan Afgan mültecilere şöyle bir bakın. Yaşlı, kadın, çoluk çocuk yok. Hepsi 20-40 yaş arası erkek mülteci, yani savaşabilecek güce sahip profiller. Bu mülteci akımında El- Kaide’den gelen var mı bilmiyoruz, El-Nusra’dan gelen var mı bilmiyoruz, DAEŞ’ten gelen var mı bilmiyoruz. Hiçbir şey bilmiyoruz…
Bildiğimiz tek şey BOP projesi kapsamında, Türkiye’nin etnik kimlik sorunu tetiklenerek Anadolu’nun demografik yapısının değiştirilmesi.
*
2-) Etnik köken iç çatışması.
Geçenlerde ufak bir gezi düzenledim kendime. Hatay ve Diyarbakır’ı hızlı bir şekilde gezdim. Gözlemlediğim o kadar çok şey var ki, hangi birinden bahsedeyim bilemedim. Hatay’ı bilirsiniz, kültür zenginliğine şahit olacağımız nadide şehrimiz. Fakat kültürel zenginlik yerini tamamen Suriyelilere bırakmış, şehrin kültürel tarih kokusu ayakta zor duruyor. Diyarbakır’a gelince, şehrin kritik tarihi yerlerindeki demografik yapısı Taşnak olarak nitelendirdiğimiz, gerçek Kürt kardeşlerimizden uzak etnik grupların elinde.
Tam da Graham Fuller’in istediği, Yeni Türkiye Cumhuriyeti kitabında yazdığı gibi: “Mutlu bir Diyarbakır, Kürt azınlığın ülkeye daha iyi entegre olması anlamına gelir.”
Neye göre mutluluk? Etnik köken iç çatışmasından beslenen, emperyalizme peşkeş çekilen bir mutluluk mu? Kürt kardeşlerimizi kirli ve sahte emellerinize alet etmekten ne zaman vazgeçeceksiniz?
*
3-) Orman yangınları.
28 Temmuz-2 Ağustos tarihleri arasında 35 ilde 138 yangın çıktı, çoğu kontrol altına alındı. Halen devam eden yangınlar var, bugün Isparta ve Denizli/Buldan’da da yangınlar başladı. TIME ve THE ECONOMİST dergilerinin kapaklarına bakıldığında bu yangınların küresel boyutta daha önce planlanmış bir kontrollü kaosun parçası olduğunu görmemek imkansız. Doğa bizi cezalandırıyor diyerek bu yangınları iklim krizine çekemezsiniz.
Graham Fuller ve zihniyeti yeni dünya düzeni için, mega kentler için, bütün ülke sınırlarının yeniden çizilmesi için adeta düğmeye basmış durumda.
Unutmayın.
*
Peki Türkiye bu yeni dünya düzeninin neresinde diyecesiniz.
            Graham Fuller’in BOP projesinin tam ortasında.
Orman yangınları ile BOP’un ne alakası var diyeceksiniz.
Kontrollü kaos…
Etnik köken iç çatışması, tahammülsüzlük, devlete olan güvenin ve inancın sona ermesi, bireysel silahlanma, bin yıllık kardeş geleneğini sona erdirmeye çalışanlar ve parçalanmış Türkiye.
4-) Devlet bürokrasisi.
Anlat anlat bitmez. Terörle mücadele kapsamında kayyum yardımcısı olarak görevlendirilen belediye başkan yardımcılarının villaları, yatları, katları mı dersiniz. Savcısıyla, hakimiyle, emniyetiyle kurulan rüşvet çeteleri mi dersiniz,  üniversitelerde kadrolaşan sızıntılar mı dersiniz, düğüne değil nişana gitmiştim diyen kamu kurum görevlileri mi dersiniz, yapılan gizli ittifaklar mı dersiniz ve daha nicesi.
*
Kısacası kontrollü kaos için düğmeye basıldı.
İdeoloji gözlüklerinizi çıkartın, yoksa ne ateşi ne de yakanları görebilirsiniz. Türkiye asimetrik bir saldırı altındadır, kontrollü kaos planından iç çatışma amaçlı kaos planına geçilme kararı alınmıştır. Gayri nizami harp yöntemleri ile Türkiye karanlık bir döneme çekilmeye çalışılmaktadır.
Bütün hırslarınızı ve kininizi bir kenara bırakın. Anadolu hepimizin, unutmayın.
Akdeniz ve Ege’de çıkan yangınlarda soydaşlarım Sarıkeçili Yörüklerine geçmiş olsun diyorum, bütün acılarını tüm kalbimle paylaşıyorum…
 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Eklenenler

author

Emma Hayes

There I was in a hot yoga studio with plenty of bright natural light and bending myself into pretzel like positions for the very first time.

instagram