VATANIMIZA AŞKLA BAĞLIYIZ

           VATANIMIZA AŞKLA BAĞLIYIZ

 

 

   Sevgili okurlarım, Sizlerde çok iyi bilirsiniz ki Türkiye Cumhuriyeti Devletine vatandaş olarak bağlı olan yurttaşlarımıza Türk halkı denir. Türkiye Cumhuriyetini kuran halkımıza da Türk Milleti denir. Hiçbir vatandaşımızın etnik, dil, dil, ırk ve mezhep kimliği ayırımı yoktur, olmaz. Vatandaşlarımızın hepsi de Türkiye Cumhuriyetimizin birinci sınıf vatandaşıdır. Hepsi de kardeşlerimizdir.

   Türk Milleti tarihinden, yüce kültüründen gelen bir ruhla vatanına, milletine, bağımsızlığımıza, ay yıldızlı Türk bayrağımıza sonsuz bir aşkla bağlıyız. Türk Silahlı Kuvvetleri içine sızmış, yuvalanmış hainler 15 Temmuz’da darbe yapan bölücü, yıkıcı, Fetullahçı şerefsizlere Türk Halkı göğsünü siper etmiş, ölümü göze alarak tankların önüne yatmış, üstüne çıkmış, hayâsızca bomba yağdıran uçaklara meydan okumuş ay yıldızlı bayrağımızı eline alarak meydanları sel gibi doldurmuş, milletimiz şehitler vererek darbeyi önlemiştir. Bu hainlerin kökleri kazınmaya başlanmıştır.

   Vatan ve Milletimizin kurtuluşu için şehit olan kardeşlerimize Allah’tan rahmet dileriz, gazilerimize de geçmiş olsun deriz.

   10 Ağustos 1920’de “SEVR” antlaşması ile batılı “İTİLAF DEVLETLERİ” vatanımızı kendi aralarında bölüşmüşler. Bu nedenle bu devletler yurdumuzun dört köşesine saldırdılar. Böylece “Türk İstiklal Savaşı” başladı. İstanbul’u alabilmek için topyekûn Çanakkale Boğazı’na itilaf devletleri saldırdı. ATATÜRK dedelerimiz ile birlikte Çanakkale’de düşmanlarla savaşırken emrindeki askerlere “Vatanımızın kurtarılması için sizlere savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum” der. Türk Milleti (7) devleti Çanakkale’de yenmiştir. Yurdumuzun bütün bölgeleri düşmanlardan temizlenerek yazdığı destan ölümsüzdür. Dünya buna şahittir.

   Dört yıl süren İstiklal Savaşımız milletimizin şanına yakışır, 24 Temmuz 1923’te Lozan’da imzalanan barış antlaşması ile sonuçlanmıştır. İşte o kara günlerde yüzyıllar ötesini gören Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK milletimize şöyle seslenir:

   “EFENDİLER Avrupa’nın ilerlemesine, yükselmesine ve medeniyetleşmesine karşılık bizim milletimiz, bizim yurdumuz tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur. Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi.

   Hâlbuki hangi İstiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin. Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir.” Der.

   Atatürk Türk Gençliğine hitabesinin bir bölümünde de şöyle seslenir:

   “Ey Türk Gençliği, Birinci vazifen, Türk İstiklalini ve Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

    İstiklal ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Millet fakr-u zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

   Ey Türk İstikbalinin evladı işte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur. ”

    

                                                                                                          DOĞRUDAN DOĞRUYA

                                                                                                          MUSTAFA ERTAŞ

                                                                                       GAZETECİ ARAŞTIRMACI YAZAR

                                                                                                         11.08.2016-KONYA

        

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Eklenenler

author

Emma Hayes

There I was in a hot yoga studio with plenty of bright natural light and bending myself into pretzel like positions for the very first time.

instagram