Bir insan yalan söyler ama yalan sayıklamaz diye biliyorduk biz eskiden, sonra anladık ki bir insanın hayatı yalansa her şeyi yalan olabiliyormuş! Yalansız dolansız bir geçide kimse yanaşmıyormuş! Tamamen yalanlardan oluşmuş bir hayat asla dürüst olamıyormuş!
Sonra yine anladık ki; ‘yılandan korkmam yalandan korktuğum kadar’ diyenler, yılandan çok korkuyormuş ve yalanı da çok seviyormuş ve bu söz de bir yalanmış. Yalan kendi etrafında bir dünya örmüş. İnsanlık yalana teslim olmuş ve yılandan hep korkmuş.
Rahmetli Kayahan Açar (1949-2015) ne güzel söylemiş.
- Ben Anadolu çocuğuyum,
- Biraz da deli dolu.
- Kızdı mı, dünyaya yakarca bakan,
- Sevdi mi, içinde ormanlar yanan.
- Tek tabanca, yalansız çıkmış yıllardan,
- Yılandan korkmam yalandan korktuğum kadar.
- Benim bu âleme aklım ermiyor.
Hani oldu da olmaz ya, Allah’ın işi, sevdiğin topraklara yalan söylemek durumunda kaldın. Tabii ki sen asla öyle bir şey yapmazsın canım. Sen ne imişsin be bibah ağabey; “Yılandan Korkmam Şeytan Görünümlü İnsandan Korktuğum Kadar!”
Asla iğne olmaktan da korkmam, yılandan korkmadığım gibi. Gel gelelim arkadaş senden korktum. Nasıl kaynattın öğle kazanlarca bulguru da değiştiriverdin YELLİBEL adını. Kaynattığın bulgur kuru yavanda yenmez. Fındık Fıstık Ceviz yok muydu yanında. Hadi birde çeşmenin başında bulguru kaynattık de olsun bitsin.
Seni artık o kadar yakından tanıyorum ki sorma gitsin. Yalan söyleyeceğin zaman ortaya bir laf atıyorsun geri çekiliyorsun. Bakalım insanlar bu konuda ne diyecekler diye sinsice köşende bekliyorsun. Nedeni ne olursa olsun, niyetiniz ne olursa olsun, kalp kırmak, kafa karıştırmak ve güven kaybetmekten başka bir iş yapmıyorsunuz bilesiniz bibah ağabey.
Diyorsun ki; “Bu konuyu bir düşünelim.” – “Biz Nure Sofi’yi orada yaşatamayız.” – Tarihe mal olmuş, bütün tapu kayıtlarında ve vakıf senetlerinde adı geçen “Sultan Alanı” – “Teke Çatı” gibi yerlerin isimlerinin değiştirilmesini bir düşünelim. Bunun gibi yaptığın gaflar diz boyunu aştı. Birileri bunu sana ve topluma anlatmalı artık. Bu da benim herhalde. Başkaları var mı bilmiyorum.
Bir toplumun DNA yapısını bozacaksan, kendisinin adını değiştir gitsin. Bugün ile yarını bir birinden koparmak istersen, sokak mahalle isimlerini değiştir gitsin. Toplumun inanç bağlarını koparmak istersen, tarihine mal olmuş isimleri değiştir gitsin. Bir toplumun kültürünü değiştirmek istersen şarkı, türkü sözlerini değiştir gitsin. Daha örnekler çoğalabilir. Senin yaptığın ve yapmaya çalıştığın gibi. Bu saatten sonra Anadolu çocuğu yemez bibah ağabey haberin olsun.
Sen kimsin? Bu yetkiyi hangi resmi kurum verdi? Etrafına üç beş şakşakçı toplamışsın, zavallı insanlarında hiçbir şeyden haberi yok. Beni iyi dinle, kulağını iyi aç. Güneş balçıkla sıvanmaz bilesin. Köşe taşları daima yerinde ağırdır bilesin.
Sanat ve tarih; ırk, cinsiyet, milliyet, din ve siyasi görüşleri ayıran değil tam aksine birleştirendir. El emeği göz nuru güzel Türkçemizde bir deyim vardır. Anlamı çok büyük. Bunu senin gibi anlamayanlara anlatamazsınız. Benim beynimde “boş verin” diye bir cümle kurulmasına yer yok. Asla boş vermem. (Şahsi fikrim) Biliyorsunuz bazı cümleler yerlerine vida gibi sokulur, bazen de çivi gibi çakılır. Yerine göre her ikisini de kullananlardanım bibah ağabey haberin olsun.
Biraz da işin tarihi kayıtlarını inceleyelim. Arşivler buraları nasıl kayıt altına almış.
Yellibeli Geçidi (Tarihte ki adı Gökgeçit ) İç Anadolu bölgesinde yer almakta olup, Karaman iline bağlıdır. Yellibeli Geçidi bağlı olduğu Karaman iline 50 kilometre mesafe uzaklıktadır. Yellibeli Geçidi haritası konumu 36.8011 enlem ve 32.9169 boylam olarak haritada gösterilmektedir.
Karamanoğulları Tarihinde çok önemli bir yeri olan bu geçit Evliya Çelebinin Seyahatnamesinin 9 ncu cildinde kısaca şöyle bahsedilir;
Tekeçatı Aykadın Suyu/Nehri Aykadın “Aladağdan (Yellibel) gelip Silifke yakınlarında Akdenize (dökülen Göksu ırmağına Narlıca altında) karışır. Bu nehri (Tekeçatında ki)tek gözlü köprüden geçtikten sonra Aykadın hanına varılır. Aykadın hanı içine 500 atlı misafirin sığabildiği büyük bir mağaradır. Mağaranın ağzına kemerli bir kapı yaparak han yapılmıştır. Buradan çıktıktan sonra, etrafı yalçın kayalarla ve şahin yuvalarıyla çevrili yolları geçtikten sonra Kamış boğazına vardık.”
Telli Bel Ve Gelendi Hanı/Yellibel İhsaniye “Allaha sığınırız! Hiçbir güvenliği olmayan yollardır. Bu arada hiç köy ve belde yoktur. Orman ve araları karlı koca kayalar arasında dokuz saat gittikten sonra Ardıçlı ve Çamlı bir dere içinde Keyhusrev yapısı, Gelendi Hanına (İhsaniye) vardık. Akşam olunca bu küçük hanın kapılarını kapattık ve hizmetçilerimle beraber silahlanmış bir halde hiç uyumadan sabahladık.” Demektedir.
Şikari’nin Karamannamesi adlı eserinde de yöre hakkında geniş bilgi verilmekte olup Fatih Sultan II Mehmet’in komutanı Gedik Ahmet Paşa ile olan savaşın Yellibel’de başlayıp Ermenek Sultan Alanı Keben başında ve son olarak da Ermenek Görmel Köyünün yukarısında ki Mennan Kalesinde üç yıl savaştıkları bildirilmektedir. Sonuçta Ermenek Emiri Karamanoğlu Pir Ahmet Bey’in yenilgisi ile (1476-1478) Pir Ahmet Bey’in bayrağı, alemi, karısı iki kızı ve hazinesi Osmanlı kuvvetlerince İstanbul’a götürülmüştür. Bunları iyi belle bibah ağabey.
Sen bu kadar tarihi geçmişi olan bir yeri neden ve ne maksatla değiştirmeye kalktın? Bir yerin isminin değiştirilmemesi 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, kültür mirasını muhafaza altına almış ve Osmanlı vakıflarından günümüze intikal etmiş yerlerin isimleri asla değiştirilmez. Bunları bildiğin halde sen ney yaptın bibah ağabey.
Sosyal medya şahsi sayfanızda diyorsunuz ki;
[(Balkusan’dayım. Akşamüstü biraz daha yükseğe çıkıp seyreyledim. KARAMAN BEY GEÇİDİ. Eski adı YELLİ BEL (Bel, dağ silsilesi içinde geçilebilecek tek yer ama şartları çok zor bir geçit yeri). 2001 Yılında, Yelli Bel adının Karaman Bey Geçidi olarak değiştirilmesini istedim. Valilik Makamına dilekçe ile başvurdum. Dönemin Karaman Valisi Sayın, Ali Akan, isteğime sıcak baktı ve 2001 yılının Ağustos ayında yöre halkının da katıldığı bir açılış töreni ile tarihi Yelli Bel’in adı resmen KARAMAN BEY GEÇİDİ oldu.)]
Oldu da bitti maşallah. Belge nerede?
Bu yetkiyi aldım diyebiliyorsun ey bibah ağabey. Buradan tüm saygıdeğer gazeteci, araştırmacı, tarihçi, hâkim ve savcılarımıza sesleniyorum; tarihe mal olmuş bir yerin ismi nasıl oluyor da kamuoyundan saklanarak oldubittiye getirilerek değiştiriliyor? Amaç nedir?
Karayolları Genel Müdürlüğü, Kadastro Genel Müdürlüğü, Karaman Valiliği İl Kültür Müdürlüğünde ki kayıtlarda halen adı nedir? Ben mi yanılıyorum acaba?
Biraz daha kendi sayfanızdan alıntı yapalım;
“Yellibel adı, neden Karaman Bey Geçidi olmalıydı? Öykü şöyle: Karaman Oymağını Anadolu’ya taşıyan Nure Sofi, Halkını Konya Ereğli’si, Aladağ üstünden Yelli Bel’den geçirerek kalıcı yerleşim yerleri olan, Balkusan, Dedeli, Yaren İni, Kamış ve Değirmenlik yöresine taşır. Yaklaşık on bin oba olduğu rivayet edilir. Ancak, Yelli Bel’den geçit kolay olmaz. Dönemin egemen yönetimi (Bizans-Frenk ordusu) ile Nure Sofi ve oğlu Karaman Bey yönetimindeki Türkmen güçleri arasındaki bir meydan savaşından sonra geçilebilir.”
“Öykü şöyle” diye başladığınız ifadenizin kaynağı nerede? Masal mı? Hikâyeme mi? Destan mı? Kimden duydunuz? Nerede okudunuz? Gösterin ben dâhil herkes bilsin. Bekliyoruz bibah ağabey.
Vallahi ağzım açık kaldı şu cümlenize;
….. Devamı var.. ( “Sonra tam da; Cumhurbaşkanlığı Forsundaki Türk Devletlerinden daha uzun süre, Anadolu’da egemen olan katıksız Türk Devleti “Karamonoğulları Devletinin” son Beyi; Pir Ahmet’in şehit edildiği Mennan Kalesini ele alacağız. Sultan Alanı’nın adını er geç; “Pir Ahmet Alanı” olarak değiştireceğiz.” ) … Sizin sözünüz bibah ağabey.
Arkadaş siz ne diyorsunuz? Hüküm verici misin? Allah Allah, tüm tapu kayıtlarında ve vakıf senetlerinde adı geçen “Sultan Alanı” adını değiştireceğiz diyorsunuz. Tarih bu kadar mı saptırılabiliyor / sahipsizdir. Yukarıda söylediğim gibi, bizleri tarihimizden nasıl uzaklaştırabiliyorsunuz? Bu yetkiyi nerden alıyorsun. Bak beyefendi bunların hepsi resmen kayıtlı. Ola ki silecek olursun benim arşivde kayıtlı haberin olsun isterim.
Haftaya geleceğim dediğiniz günden beri 52 hafta 4 gün oldu. Hala bahçede bekliyorum hadi çık gel artık bibah ağabey.
Şerafettin GÜÇ
.
Tarihi saptırmakla ellerine ne geçecek bilmiyorum da mutlaka bir çıkar pesindedirler. Oysa geçmişini bilmek her milletin hakkıdır. Ata’mızın söylediği gibi Geçmişini bilmeyen, geleceğine yön veremez. Çalışmalarınızda kolaylıklar ve başarılar Şerafettin bey. Selamlar.
“Sen bu kadar tarihi geçmişi olan bir yeri neden ve ne maksatla değiştirmeye kalktın? Bir yerin isminin değiştirilmemesi 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, kültür mirasını muhafaza altına almış ve Osmanlı vakıflarından günümüze intikal etmiş yerlerin isimleri asla değiştirilmez.” Mutlaka bir işgüzarlık var. Dur bakalım altından ne çıkacak..
“Karamanoğulları Tarihinde çok önemli bir yeri olan bu geçit Evliya Çelebinin Seyahatnamesinin 9 ncu cildinde de bahsedilir. Tarih içinde konuşula gelen bir yerin ismi oldubittiye getirilip değiştirilemez.”
Kim bu suyun altından saman yürütmeye çalışan bibaH ağabey? Gözden ırak bir yer olduğundan zamanla herkes alışır gider mantığı. Hocam durgun suyu bulandırmışsın eyvallah. Kabul olmayacak duaya amin dememişsiniz.
Kısaca konunun özeti bu paragrafta verilmiş.. :
“Sen bu kadar tarihi geçmişi olan bir yeri neden ve ne maksatla değiştirmeye kalktın? Bir yerin isminin değiştirilmemesi 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, kültür mirasını muhafaza altına almış ve Osmanlı vakıflarından günümüze intikal etmiş yerlerin isimleri asla değiştirilmez.”
Mutlaka bir işgüzarlık var. Dur bakalım altından ne çıkacak.
Allah Allah bir yerin ismini değiştirmek bu kadar kolay mı? Şimdi Karayolları haritasına baktım “yellibel” yazıyor..
Biz Yellibel olarak biliriz. Nereden çıktı bu isim değiştirme şimdi.
Şerafettin hoca kurcaladığına göre altından neler çıkacak merak ettim. Boşuma yazmaz.
Konunu özetini vermişsiniz hocam;
“Bir toplumun DNA yapısını bozacaksan, kendisinin adını değiştir gitsin. Bugün ile yarını bir birinden koparmak istersen, sokak mahalle isimlerini değiştir gitsin. Toplumun inanç bağlarını koparmak istersen, tarihine mal olmuş isimleri değiştir gitsin. Bir toplumun kültürünü değiştirmek istersen şarkı, türkü sözlerini değiştir gitsin.”
Orijinal ismi neden değiştiriliyor? Yine bir rant, siyasi çıkar mı var. Yoksa O işgüzarın işi mi? Resmi rapor nerede?
Helal olsun, cesaretinizi kaleminizi daima taktir ediyorum. Birilerin ne yapmak istediğini bilmemiz lazım. Öyle kafasına göre kim kimi yereinden kovuyor. Tarihin ismini değil yerini değiştiremezsin minevsiz.
Evliya Çelebi bu bölge için şu ifadeyi kullanıyor…; Hocam konuyu iyi yakalamışsınız…
“Telli Bel Ve Gelendi Hanı/Yellibel İhsaniye “Allaha sığınırız! Hiçbir güvenliği olmayan yollardır. Bu arada hiç köy ve belde yoktur. Orman ve araları karlı koca kayalar arasında dokuz saat gittikten sonra Ardıçlı ve Çamlı bir dere içinde Keyhusrev yapısı, Gelendi Hanına (İhsaniye) vardık. Akşam olunca bu küçük hanın kapılarını kapattık ve hizmetçilerimle beraber silahlanmış bir halde hiç uyumadan sabahladık.” … Demektedir.
Abim kim diyor bunu;…
“Bu konuyu bir düşünelim.” – “Biz Nure Sofi’yi orada yaşatamayız.” – Tarihe mal olmuş, bütün tapu kayıtlarında ve vakıf senetlerinde adı geçen “Sultan Alanı” – “Teke Çatı” gibi yerlerin isimlerinin değiştirilmesini bir düşünelim.”
(Bunun gibi yaptığın gaflar diz boyunu aştı. Birileri bunu sana ve topluma anlatmalı artık. Bu da benim herhalde. Başkaları var mı bilmiyorum) …
Savcılığın derhal soruşturma açması lazım.. Valla yeni öğrendim. Yıllardır ismi “Yellibel” Neden basında yazılmadı anlamadım.. O bölgeye yakın birisi olarak haberimiz olmamış.
Hocam yine yaraya parmak basmış.
Bildim bileli adı YELLİBEL. Neden ve kim değiştiriyor.
Sultan Alanı – Teke Çatı dedemden duyardım. Neden ismi değişecek. Bu fikri ortaya atan kişi normal değil..!
Dikkate alınacak teklif değil. Üzerinde bile durmaya değmez. bibaH ağabey bu sefer kötü sallamış.
Üzerinde bile durmaya değmez. bibaH ağabey bu sefer kötü sallamış.
Gözümüzün önünde olup bitenden haberimiz yok. Dedemde herhalde dedesinden duymuştur, Yellibel , Dedeli, Altıntaş, Kamış Yaylaları dahası var, Tekeçatı, Sultanalanı, Gındam vs. Çok oğlak güttüğümüz yerler buralar. İsimleri hatıralarımızda. İsimlerinin değiştirilmesine geçerli bir sebep söylesinler.
Ya sabır yarabbi. Türkiye’nin her sorunu bitti, şimdi de Yellibel Teke Çatı Sultan Alanı Gından isimlerinin değişmesine mi kaldı. Hadi lan git işine.